22 yıldır Türkiye’de çalışmalar yapan Ahıskalı Ziraat Profesörü Aznavur, tarım ve ziraat alanında yaptığı icatlar ile yerli üretime yönelik projelerini Millî Gazete’den Abdussamet Karataş’a anlattı.

Verimli topraklarımızda yetişen binlerce tarım ürününe rağmen yanlış politikalarıyla çiftçiyi her geçen gün üretimden uzaklaştıran hükümet, dışa bağımlılıktan bir türlü vazgeçemiyor. Peki, zengin ve verimli topraklarına rağmen Türkiye’de neden ‘yerli üretim’ yok denecek kadar az? Kendi kaynaklarını verimli şekilde kullanamayan Türkiye, neden birçok ürünü dışardan ithal etmek zorunda kalıyor? Pamuk ürünleri başta olmak üzere tarım ve ziraat alanında önemli işlere imza atan Ahıskalı Ziraat Profesörü Ethem Aznavur’la, yerli üretime yönelik projelerini ve Türkiye’nin zirai problemleri ile çözüm yollarına ilişkin bir sohbet gerçekleştirdik.

ÖMRÜNÜ TARIM VE ZİRAAT ÇALIŞMALARIYLA GEÇİRDİ

Prof. Dr. Ethem Aznavur kimdir? Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?

1941 yılında Ahıska’nın Ağzur kasabasında doğdum. 1944 yılında Stalin mezalimi sebebiyle bütün Ahıska halkı, Orta Asya’ya sürülünce ailemle birlikte Özbekistan’ın Buhara vilayetinin bir köyüne yerleştirildik. Buhara’da ziraat okulunu bitirdikten sonra Taşkent Üniversitesi’nin ziraat bölümünde okudum. Aynı üniversitede yüksek lisans yaparak yüksek ziraat mühendisi unvanı aldım. Kolhoz’da baş ziraat mühendisi olarak işe başladım ve bir süre sonra ilçe baş ziraat mühendisi oldum. 1983 yılından önce Taşkent’te sonra da Moskova’da doktora yaparak Prof. Dr. unvanı aldım.

Birçok icat ve yenilik yaptığım için SSCB tarafından en üst madalya olan Lenin madalyasıyla ödüllendirildim. Kırmızı bayrak emek madalyası, onur madalyası ve verimi hektarda 1400 kg artırdığım için o zamanki en iyi otomobillerden olan ‘Volga’ arabası şahsıma hediye edildi. 1989 yılında Özbekistan’ın Fergana bölgesindeki Özbeklerin Ahıska Türklerini öldürmesi sonucunda Azerbaycan’a göçmek zorunda kaldım. Azerbaycan’ın Şemkir vilayetinin Ceyren çöl bölgesinde Ahıska Türkleri için Azerbaycan devletinden yer isteyerek bir kolhaz (köy) oluşturdum.

ÇİFT SIRA ÇAPRAZ EKİM ŞEKLİNİ İCAT ETTİM

Uzun yıllar ziraat eğitimi aldınız. Bu alanda yaptığınız başlıca önemli çalışmalardan bahseder misiniz?

1972 yılında pamuk ekimine yeni yöntem düşünerek çift sıra çapraz ekim şeklini icat ettim ve bu şekilde ekim yapabilmek için kendi imkânlarımla mibraz adlı ekim makinesini yaptım. Yeni icat olan bu ekim şekli ve makineyi görmek için o zamanki SSSB Özbekistan genel sekreteri bizatihi çalışmamı görmeye geldi.  Önce tüm SSCB’deki pamuk eken ülkeler, sonrasında ise Çin ve ABD de aynı şekilde benim icat ettiğim yöntemle ekim yapmaya başladı.

ÇALIŞMALARIMI DAHA ÇOK PAMUK ÜZERİNE YOĞUNLAŞTIRDIM

Türkiye’ye nasıl ve hangi şartlarda geldiniz?

1997 yılında Türkiye’den bir işadamıyla tanışıp Türkiye’ye taşındım. Alanya’da özel bir tarım şirketinde çalıştım. Alanya’da yaşadığım sürede seralardaki bir sürü hastalığa çözüm bularak çiftçiyi gereksiz yere ilaç kullanmaktan kurtardım. Kendi imkânlarımla yerli salatalık tohumu elde ederek yurt dışından gelen hibrit tohumları değil de çiftçilerin yerli üretim tohumu kullanmasını teşvik ettim. Daha çok pamuk üzerine ihtisas yaptığım için Şanlıurfalı bir işadamıyla anlaşarak Şanlıurfa’ya taşındım. Orada pamuk üzerine çalışmalarıma devam ettim.

YÜZDE YÜZ YERLİ PAMUK ÜRETEBİLİRİZ

Türkiye’deki pamuk üretimi ve ithalatını nasıl görüyorsunuz?

Türkiye’de yetiştirdiğim pamuk çeşitlerinin ithal olan pamuktan daha iyi olduğu, laboratuvar ortamında test edilerek kanıtlandı. Gazetelerde bir yazı vardı. İthal ettiğimiz bu kaliteli pamuk tohumlarını Türkiye’nin hava, su ve toprak şartlarına uyum sağlamadığı için yetiştiremediğimiz yazıyordu. Bizim tohum almamıza gerek yok, bizim şartlarımıza uygun olan yüzde yüz yerli pamuk ıslah etmemiz gerekiyor. Ekim ve bakım masraflarının pahalı olması dolayısıyla kendi imkânlarımla bu işi yürütmem mümkün değil. Elimde olan renkli pamuk ve ince elyaflı pamuğu kendini yenileyebilmesi için muhafaza etmek ve her yıl ekmek lazım, ekonomik sebeplerden ekim yapamadığım için çeşitlerim kayboldu gitti.

BALKONUMDA PAMUK DENEMELERİ YAPIYORUM

Şu anda neler yapıyorsunuz?

Şimdi İstanbul’da 10 katlı bir binada oturuyorum. 4 metrekare bir balkonda saksılarda pamuk denemeleri yaparak yeni çeşitler üretmeye devam etmeye çalışıyorum. Melezleme, seleksiyon vb. şeyleri imkânlarım dahilinde yapmaya çalışıyorum. Elimde birkaç çeşit, çok verimli, susuzluğa dayanıklı az kimyasal gübreyle daha çok verim veren baştan ayağa üstü pamuk olan bir pamuk çeşidi ve başka çeşit bitkilerim var. Fakat onları ekebilmek için 1 metrekare yerim bile yok.

ÇOK İYİ PROJELER DESTEK BULAMADIĞI İÇİN RAFA KALDIRILIYOR

Türkiye’de tarım ve ziraat alanında çalışmaları yeterli görüyor musunuz?

Tarım alanında araştırma yapan enstitüler çok güzel projeler yapıyor ama ne TÜBİTAK ne de başka devlet desteği veren kurumlar bu projelere gerektiği şekilde ilgi göstermiyor. Bu yüzden de çok iyi projeler maalesef rafa kaldırılıyorlar.

BU PROJELERE HARCANAN PARALAR FAZLASIYLA GERİ DÖNER

Projelerinizi hayata geçirebilmek için beklentileriniz nedir? Son olarak neler söylemek istersiniz?

Devletimizden istediğimiz tek şey bu tarz projelere destek vermesi. Zaten bu projelere harcanan paraların fazlasıyla kat kat geriye döneceği kesindir. Benim şahsi param olsa zaten ben kimseden destek almadan bu projelerimi hayata geçirmek için her şeyi yapardım ama maalesef imkânlarımız buna elverişli değil. Bu yüzden devletimizden bu tür projelere destek bekliyoruz.