Yeniadana.net'in haberine göre, Doğru, bir TV kanalının canlı yayın programında kendisine yöneltilen soruları yanıtlarken,  2019 yılının Kasım ayından beri tüm girdilere zam gelmesine rağmen fiyatı değişmeyen tek ürünün çiğ süt olduğunu anımsatarak, “O tarihte Ulusal Süt Konseyi (USK) tarafından sütün litre  maliyeti 1.78 TL olarak hesaplanmış ve  fiyat 2.30 TL açıklanmıştı. USK’nın hesaplamasına göre 2020 yılı Kasım ayı maliyeti 2.64 TL iken, açıklanan fiyat 2.80 TL’de kaldı. Geçen yıl ile kıyasladığımızda maliyetler ile fiyat arasındaki makas çok daraldı ve çiftçimiz bu fiyatla zarar etmeye devam edecektir” diye konuştu.

Gıda Komitesi tarafından açıklanan fiyatın hayal kırıklığı yaşattığını, Tarım ve Orman Bakanı’nın da daha iyi bir fiyat açıklayarak çiftçimizi daha memnun etmek isterdik diye düşüncesini dile getirdiğini anımsatan Mutlu Doğru, “Buna gönülden inanıyorum. Ancak, değerli bakanımız Gıda Komitesindeki ilgili bakanlarımızı ikna ederek, sütün litre fiyatının en az 3.5 TL olarak açıklanmasını sağlamalıydı” dedi.

Son bir yılda süt maliyetlerinin yüzde 40 ile yüzde 55 arasında arttığını belirten Mutlu Doğru, maliyetlerin Ulusal Süt Konseyi tarafından şeffaf bir şekilde açıklanmasına rağmen bu konseyin by-pass edildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Devlet kurumları olan Toprak Mahsulleri Ofisi ile Et ve Süt Kurumu var. TMO, çiftçinin ürününü alıyor, fiyat belirlemesi de gayet doğal. Ancak, sütü devletin hangi kurumu alıyor da serbest piyasaya müdahale ediliyor ki ? Burada bir çelişki söz konusu.  Et ve Süt Kurumu da eğer çiftçi açıklanan 2.80 TL’den sütünü satamaz ise çiftçinin sütünü satın almalı ve süt tozu yaparak değerlendirmelidir. Doğrusu budur. Çünkü, satın alacağınız ürüne referans fiyat açıklarsınız, ama satın alınmayan ürüne fiyat açıklamak serbest piyasa ekonomisi açısından yanlış bir uygulama.”

Açıklanan fiyatın süt ineklerinin kesimini önlemeyeceğini belirten Mutlu Doğru, çiftçinin borcunu ödeyemediğini, gücünün de ineğine yettiğine dikkati çekerek, “Üstelik her üretici de sütünü 2.80 TL’den satamıyor. Süt üretiminin yüzde 80’ini küçük çiftçi yapıyor. Çiftçi, süt toplayıcılara, birliklere ya da mandıralara satış yapıyor. Sütünü direk sanayiye satamayan küçük üreticimizin toplama ve soğutma masrafı olarak en az yüzde 8’lik bir kaybı da oluyor. Yani 2.80 TL’lik fiyat her çiftçinin cebine tam olarak girecek bir bedel  değil” diye konuştu.

Çiğ süt prim desteği konusuna da değinen Mutlu Doğru, şöyle devam etti: “Geçen yılbaşında açıkladığımız Tarım Raporumuzda , Bakanlığımızdan üreticileri bir nebze de olsa rahatlatmak için en azından çiğ süt prim desteğinin aylık olarak yapılmasını istemiştik.“

Doğru, çiğ süt primlerinin her ay ödeneceği konusunda bakanlığımızın yaptığı açıklamanın memnun edici, önemli bir karar olduğunu kaydetti.

ET FİYATLARI

Karkas et fiyatının yerli beside 36 TL’ye yükseltilmesi ile ilgili bir soruyu da yanıtlayan Mutlu Doğru, ete yapılan 2 TL’lik zammın da yeterli olmadığını, yetiştiricilerle yaptıkları görüşmelerde, kestiklerinin yerine yeni hayvan alamayacakları yönünde yorumlarda bulunduklarını belirterek, “Belirlenen bu fiyat etin sadece maliyeti. Besi maliyetleri ile karkas et fiyatları arasında uyumsuzluk var.”  ifadelerine yer verdi.

Doğru, son dönemlerde çiftçinin sorunları üzerinden çeşitli beyanatların verildiğini de belirterek,  sözlerini “Çiftçi temsilcisi sıfatıyla çiftçinin ürettiği süt, et, buğday, mısır veya pamuk ile ilgili yanlı ve yanlış açıklamalar yapıldığını görmekteyiz. Kimse çiftçinin emeğini kendisine siyasi basamak olarak kullanmamalı. Bu bir vebaldir ve çiftçi hakkını helal etmez.” diyerek tamamladı.