PATATES 'A' VİRÜSÜ

Hastalık Tanımı: Hastalık etmeni olan Patates A virüsü, ipliksi yapıda uzun, tek sarmallı, 730x1 lnm boyutlarında, RNA içeren bir virüstür. Virüsün yol açtığı hastalık "hafif mozaik" hastalığı olarak da bilinmektedir.

Virüs yaprak bitleri ile nonpersistent olarak taşınır. Bu virüsün en az 7 tane yaprak biti vektörü vardır. En önemli yaprak biti vektörleri ise Aphis franguîae, A. Nasturtii, Şeftali yaprakbiti (Myzus persicae) ve Patates yaprak biti (Macrosiphum euphorbiaeydir.

PVA mekanik olarak taşınmasına rağmen, stabil olmadığından dolayı mekanik olarak tarlada yayılması çok önemli değildir. Virüs tohumla taşınmaz. Ancak virüs her türlü vejetatif aksama geçtiğinden dolayı, patateste en Önemli yayılma yolu tohumluk yumrulardır.

Yaşayış : Hastalığın belirtileri, patates çeşidine ve virüs ırkına bağlı olarak değişse de, belirtileri genellikle PVY'nin oluşturduğu belirtilerden daha hafiftir. Genel belirtileri yapraklarda oluşturduğu mozaik ve beneklenmelerdir. Bu virüs bazı çeşitlerde yapraklarda klorotik lekelere ve bazılarında ise normale göre daha koyu renk oluşumuna sebep olabilmektedir. Bulaşık bitkilerin yaprak kenarları dalgalı görünür; yapraklar parlak ve hafifçe kıvrık olur . Gövdeleri ise dışa doğru eğilir.

Yumrularda ise genelde belirti görülmez. Belirtiler yüksek sıcaklıkta maskelenir. PVA üründe %40'lara varan verim kaybına yol açar.

Kültürel Önlemler : Virüsten ari tohumluk materyali kullanılmalıdır. Vektör ve temas yolu ile bulaşmanın önüne geçilmesi için önlem alınmalıdır. Patates yumrularının kesilmeden ekilmesi gerekir. Eğer kesme mecburiyeti varsa yumruyu keserken her defasında bıçakların %3'lük sodyum hipoklorit trisodyum fosfat, klorin dioksit ve kalsiyum hidroksit gibi kimyasallar ile dezenfekte edilmesi gerekir. Patates tarlalarının içindeki ve etrafındaki virüsün konukçusu olan yabancı otlar temizlenmelidir. Tarla kontrollerinde 4-5 yapraklı dönemden itibaren incelemeler yapılarak virüs hastalık belirtisi gösteren veya bulaşık olduğu tahmin edilen bitkiler sökülerek tarladan uzaklaştırılmalıdır. Hastalığa dayanıklı veya tolerant çeşitler ekilmelidir. Özellikle tohumluk patates, vektörlerin bulunmadığı bölgelerde üretilmelidir. Vektör mücadelesi, "Sebzelerde Yaprakbitleri Zirai Mücadele Teknik Talimatı'na uygun olarak yapılmalıdır.

-------------------------------------------------------------------------------------------------------

PATATES BAKTERİYEL YUMUŞAK ÇÜRÜKLÜK HASTALIĞI

Hastalık Tanımı : Gram-negatif, kapsülsüz, fakültatif anaerob, peritrik kamçılı ve hareketli bakterilerdir. Yaralardan ve doğal açıklıklardan giriş yapan yumuşak çürüklük grubu bakteriler pektolitik enzimleri sayesinde hücrelerdeki orta lamel ve hücre duvarındaki pektik maddeleri parçalayarak, hücreler arası bağlantıların kopması ve protoplast suyunun hücre dışına çıkmasıyla sulu ve yumuşak çürüklüklere neden olurlar.

Yumuşak çürüklük grubu bakterilerden özellikle E. carotovora subsp. carotovora ve subsp. atroseptica önemli oranda çürüklüklerden sorumludur. E. chrysanthemi ise patateste daha nadir çürümelere neden olmaktadır.

Bu grup bakterilerin optimal gelişim sıcaklığı 23-27°C, maksimum 36-42°C, minimum ise 0°C ' dir. Bakteriler toprakta, toprağa karışmış yumru ve bitki parçalarında ve enfekteli yumrularda kışı geçirir.

Yaşayış : Hastalık önce tarlada kendini belli eder. Bitkilerin gelişmesinde bir durgunluk, Çalılaşma ve bodurlaşma görülür. Gövdede en sık görülen belirti kara bacak veya dip yanıklığı adı verilen bitki gövdesinin hemen toprak üstündeki kısmında siyahlaşma ve yumuşama şeklinde devam etmesidir. Ana gövdedeki siyahlaşma ve çürüme stolonlara ve yeni oluşan yavru yumrulara doğru yayılır. Ağır enfekteli yumrulardan çıkan bitkilerde yan köklerin hiç oluşmadığı gözlenir. Enfekteli gövdenin rengi ılıman yörelerde siyah, daha sıcak bölgelerde ise açık kahverengi olmaktadır. Böyle enfeksiyona uğramış bitkiler çekildiğinde toprak seviyesinden kopmaktadırlar.

Hastalığın ikinci kademesi yumrularda görülür. Hasta bitkilerden hasta yumrular oluşur. Bu tip yumrularda kesit yapıldığında başlangıçta krem-beyaz renkte ve sulu bir çürüme gözlenir. Ancak öncelikle diğer bakterilerin varlığında renk hızla değişir ve siyahlasın Böyle yumrularda hızlı ve kokulu bir çürüme gözlenir.

Hastalık direkt yumrularda çürümeye neden olması yanında enfekteli bitkilerin ölümü veya çok az oranda ve hastalıklı yumru bağlamaları nedeniyle önemli oranda zararlı olmaktadır. Ayrıca enfekteli yumruların depoya girmesi halinde yeni yumru bulaşmaları olmakta ve ürün kaybı artmaktadır.

Dünya'da bütün ülkelerde tarlada nakil sırasında ve özellikle depolarda yaygın olarak zararlara neden olmaktadırlar. Ülkemizde de bazı bölgelerde önemli ürün yitiklerine neden olurlar.

Kültürel Önlemler : Hastalıkla mücadele kültürel önlemlere dayanmaktadırlar. Etkin ve ekonomik bir kimyasal mücadele yöntemi yoktur.

Temiz tohumluk kullanılmalı

Depolar sık sık kontrol edilerek hasta yumrular ayıklanmalı ve uzaklaştırılmalı

Ağır topraklarda derin dikimden kaçınılmalı

Hastalıklı bitki artıkları yumruları ile birlikte üretim alanından uzaklaştırılmalı

Bulaşık topraklarda konukçu bitkilerin dışındaki bitkilerle (hububat, mısır v.s.) ekim nöbeti uygulanmalı

Toprak altı zararlıları ile mücadele edilerek, yumrularda yara açılması önlenmeli

Patates yumruları kesilmeden ekilmeli

Etmenlere daha az duyarlı varyetelerin üretimi yönüne gidilmelidir.

----------------------------------------------------------------------------------------

PATATES ÇİZGİ VİRÜSÜ HASTALIĞI

Hastalık Tanımı : Hastalığın etmeni Patates Y virüsüdür.

Yalnız canlı bitki içinde çoğalabilir. Enfeksiyon yeteneğini hasta bitki özsuyunda bir müddet devam ettirebilir. Bitkide sistemiktir. Konukçu bitkide inkubasyon müddeti 5-15 gündür. Bazı test bitkilerinde lokal lezyon verir.

Doğada yaprak bitleriyle yayılır. En önemlileri Myzus persicae (Yeşil şeftali biti), Aulacorthum circumflexum, A. solani, Phopalosiphum padi, Macrosiphum euphorbiae 'dir. Bunlardan M. euphorbiae ve M. persicae Marmara ve Trakya Bölgesi patates ekim alanlarında saptanmıştır. Taşıyıcıda infeksiyon yeteneğini çabuk kaybeden virüsün, esas yayılması vektörlerin kanatlı formları ile olmaktadır.

Virüs her türlü vegetatif aksamla geçer. Patateste en önemli yayılma yolu yumru, dolayısıyla tohumluktur.

Yaşayış : Enfeksiyonlarda hastalığın belirtileri ilk yıl genel olarak düzensiz mozaik ve koyu lekeler şeklinde görülür. Hastalığın ileri safhalarında yaprakta kıvırcıklaşma görülür.Yaprağın kırılganlığı artar , dokunulduğunda kolaylıkla sapa bağlı olduğu yerden kopar ve gövdede asılı kalır. Bu şekilde çok defa kurur ve çıplak bir sap ve tepede bir avuç kıvrılmış yaprak görülür.

Hasta yumrudan gelen bitkide mozaik, kıvırcıklaşma ilk belirtilerdir. Daha sonra yaprak alt damarlarında kahverengileşme görülür. Böyle yapraklar içe doğru kıvrılır. Büyümede geri kalma meydana gelir. Böyle bitkilerde erken sararma görülür ve yumru bağlama azalır. Hastalığın yukarıda verilen genel belirtileri patates çeşitlerine göre az veya çok değişebilir. Bazı çeşitler belirtisiz taşıyıcıları olabilir.

Hastalık çok defa patates X ve patates A virüsleri ile birlikte görülür. Bu durumlarda yaprakta kıvırcıklaşma ve damar nekrozu daha şiddetlidir. Böyle durumlarda verimi olumsuz etkiler. Hastalık bütün Türkiye'de patateslerde yaygındır.

Kültürel Önlemler : Hastalığa dayanıklı veya tolerant çeşitlerin ekimi. Hastalığın ve vektörün kış konukçularının patates ekim bölgelerinde imhası. Özellikle tohumluk patatesin vektörlerin bulunmadığı bölgelerde üretilmesi.

Kimyasal Mücadale: Hastalığın vektörlerine karşı insektisitlerle mücadele yapılmalıdır. Bu , dikimle birlikte verilen sistemik ilaçlar olabileceği gibi, vektörlerin patatese geliş durumlarına göre , patatesin çıkışından sonra verilebilecek sistemik ilaçlarla da olabilir.

İlaçlama Zamanı: Vektörlerin patatese geliş durumlarına göre mücadele zamanı saptanır.

--------------------------------------------------------------------------------

PATATES MİLDİYÖSÜ HASTALIĞI

Hastalık Tanımı: Fungusun renksiz, seyrek dallı ve kalın zadı konidioforları yapraklarda stomalardan, yumrularda ise lentisellerden çıkarlar. Uçlarında limon şeklinde konidiler bulunur. Konidiler ince zarlı olup 21-38 x 12-23 mikron büyüklüğündedir.

Fungus yaprakta stomalardan, yumrularda lentisel hücrelerinden ve ince kabuktan penetrasyon yapar. Doku içinde ilerleyip kışı, misel halinde geçirir. Bu yumrular primer inokulum kaynağıdır. Yapraklarda oluşan lekelerin alt yüzeylerinde meydana gelen konidiler rüzgar, böcek ve yağmurlar vasıtasıyla etrafa yayılarak sekonder buluşmalara neden olurlar. Yayılma iki şekilde olur. Birincisi, bitkiden bitkiye bulaşmadır. Sağlam bitkilerin yapraklarına taşınan konidiler su veya yüksek nem ile karşılaşırlarsa hemen çimlenirler ve enfeksiyon meydana gelir. Bu bulaşmalar sonucunda yeni konidiler oluşur ve sağlam bitkilere taşınırlar. Bitkiler gelişmeye devam ettiği sürece sekonder bulaşmalar birbirini takip eder. İkincisi ise, bitkiden toprağa olan bulaşmadır. Konidiler yapraklardan toprağa oradan da yağmurlar vasıtasıyla toprak altındaki yumrulara ulaşarak onları enfekte ederler. Bu yumrularda gelecek yılın bulaşma kaynağını oluştururlar. Sıcaklık ve orantılı nem ne kadar elverişli olursa enfeksiyonlar o kadar çabuk (2-3 saat içinde) ve kuluçka süresi de o oranda kısa olmaktadır.

Bulaşmalar genellikle 16°C 'de, epidemi ise 19-22 °C 'de ve orantılı nem % 80'nin üstünde bulunduğu koşullarda gerçekleşir.

Yaşayış : Hastalık, yapraklar üzerinde küçük, soluk yeşil veya sarımsı lekeler halinde kendini telli eder. Hastalığın ilerlemesiyle bu lekeler kahverengileşerek orta kısımları ölür. Yaprağın alt yüzünde konidi taşıyıcılarından oluşan kül renginde bir örtü meydana gelir. Optimum iklim koşullarında hastalık bitkiyi tamamen çürütebilir ve etrafa kendine has bir koku yayar.

Hastalığın yumrulardaki belirtisi 3-6 mm çapında, hafif çökük kabuk altında 6-11 mm derinliğe kadar ilerleyen esmer bazen mor ile siyah arasında renklenme gösteren sert lekeler şeklindedir. Bunlar 4°C ' nin altında gelişemezler. Ancak sıcaklığın yükselmesiyle bu yaralar diğer bazı fungus ve bakterilerin de gelişmesiyle yaş çürüklük haline dönüşürler.

Bitkiyi hastalandırmak suretiyle yumru veriminin azalmasına, yumruyu hastalandırmak suretiyle de verimin, kalitenin ve pazar değerinin düşmesine neden olmaktadır.

Karadeniz bölgesinin tüm patates yetiştirme alanlarında mildiyö görülüyorsa da, ekonomik seviyede başta Trabzon, Ördü, Kastamonu ve Çorum illerinde ürün kaybına neden olmaktadır.

Kültürel Önlemler : Hastalıklı bitki artıkları ve yumrular tarladan uzaklaştırılmalı, patates tarımı sabah ve akşam çiğ tutmayan güney yörelere bakan tarlalarda yapılmalıdır.

Kimyasal Mücadele : W.P. Formülasyonlu preparatlann pülverizasyonunda patates bitkilerinin her tarafı, özellikle yaprakların alt yüzleri iyice ilaçlanmalıdır. İlaçlama rüzgarsız bir havada sabah veya akşam üzeri yapılmalıdır. Toz ilaçlamalar sabah çiği kalkmak üzere iken yaprağın hafif nemli olduğu bir sırada uygulanmalıdır. Uygulamadan sonra 24 saat içinde kuvvetli ve sürekli yağışlar olursa ilaçlamayı tekrarlanmak gerekir.

İlaçlama Zamanı :Mildiyönün her yıl görüldüğü ve büyük zarar yaptığı üretim alanlarında, hastalık belirtileri görülmeden, günlük ortalama sıcaklığın 16°C veya en düşük sıcaklığın ICTC'yi bulması ile ilaçlamaya başlanmalıdır.

Hastalığın her yıl görülmediği alanlarda ise ilaçlamaya başlamak için çevrede yada tarlada ilk hastalık belirtilerinin görülmesi beklenmelidir.

Havaların sıcak ve kuru geçtiği çevrelerde 15 gün ara ile 2-3 uygulama, serin ve yağışlı bölgelerde birer hafta ara ile 4-6 ilaçlama yapılmalıdır.

-------------------------------------------------------------------------------------

PATATES SİĞİLİ

Hastalık Tanımı :Patates siğili [Synchytrium endobioticum (Schilb.) Percival] toprak kökenli obligat bir parazittir.

Fungusun sporangiyumu (dinlenme sporu veya kışlık spor) toprakta 30 yıl veya daha fazla canlılığını sürdürebilir. Sporangiyum genellikle küresel, kalın duvarlı olup çapı ortalama 50 um (25-75 umj'dir. Toprakta küçük toprak parçacıkları ile birleşerek veya kümelenerek 0.1-2.0 mm çapa kadar ulaşabilir. Etmen hif oluşturmaz, ancak 200-300 adet hareketli zoospor taşıyan sporangia oluşturur.

İlkbaharda sıcaklık 8°C'nin üstüne çıktığında ve yeterli nem koşullan oluştuğunda, topraktaki sporangiyum çimlenir ve tek çekirdekli zoosporlar etrafa yayılır. Zoosporlar tek kamçılı olup. topraktaki su içerisinde hareket ederek konukçuya ulaşır ve bitki hücresine girer. Burada gelişerek, etrafını sarımsı kahverengi bir zar ile sarar. Bu sırada fungusun meydana getirdiği stimulant madde hücrenin genişlemesine ve bunun etrafındaki hücrelerin de kontrolsüz büyümesine, bölünmesine, şişmesine ve dokunun karakteristik karnabahar benzeri bir görünüm oluşturacak şekilde çoğalmasına neden olur. Bölünen ve çoğalan hücreler epidermis ve korteks hücreleridir.

Ortamda bol su olduğunda, zoospor üretildiği halde, su eksikliği gibi bazı stres koşullarında zoosporlar zigot oluşturmak üzere birleşirler. Çift kamçılı yapıya sahip olan zigot konukçu epidermisine rastladığında kamçılarını atarak konukçu hücresine penetrasyonu gerçekleştirmek suretiyle enfeksiyonu başlatır.

Olgun sporangium çürüyen urlardan ayrışarak toprağa karışır. Toprakta 70 cm derinliğe kadar bulunabilmekledir. Fungusun birçok patotipi vardır. EPPO üyesi ülkelerde en yaygın olan patotip 1 (Avrupa ırk l)'dir.

Hastalık en fazla tohum ve toprak hareketleriyle yayılır. Hasat sırasında parçalanan urlar toprağa karışarak inokulum kaynağı olur. Bulaşık toprağın kendisi, bulaşık topraktan gelen yumrular, patates tarlalarında kullanılan alet, ekipman, insanlar ve hayvanların ayaklarına bulaşan toprak parçacıkları, bulaşık patateslerle beslenmiş olan hayvanların dışkısı, kuru bulaşık toprak üzerinden esen rüzgârın taşıdığı hastalıkla bulaşık toprak zerreleri bulaşmaya sebep materyallerdir.

Yaşayış :Hastalık, kökler hariç tüm toprak altı kısımlarda ortaya çıkmaktadır. Gövdenin toprakla birleştiği yerler, stolonlar ve yumrular enfeksiyon yerleridir. Bu yerlerdeki enfekteli alanların anormal büyümesi sonucu urlar oluşur. Urlar morfolojik olarak, karnabahara benzeyen hiperplastik doku şeklinde gelişen biçimsiz, tomurcuklanmış yapıdadır. Urlar, toplu iğne başı büyüklüğünden yumruk büyüklüğüne kadar olan boyutlarda olabilir.

Tipik bir ur başlangıçta beyazdır, kabaca elips şeklinde, ancak yapı olarak genel­likle katı olmayıp, yumuşak, etli ve pürüzlü yapıdadır. Yumrudan kolaylıkla kopabilmektedir. Genellikle, gelişmekte olan bir ur, toprak seviyesinde veya hemen altında açığa çıktığında, rengi yeşile döner zamanla toprak altında veya üstünde, yaşlandıkça rengi koyulaşır, kahverengine dönüşür.

Yeni gelişmekte olan yumrulardaki erken enfeksiyonlar, yumrunun bozuk ve süngerimsi bir hal almasına neden olur ve yumru zorlukla tanınır. Daha yaşlı olan yumrulardaki enfeksiyonlarda sadece gözler zarar görür, buralarda tipik siğilli ve karnabahar benzeri şişkin yapılar meydana gelir. Şiddetli bulaşmalarda yumrunun tamamı gal halini alabilir. Şiddetli enfeksiyonlar yumru oluşumunu Önlemek suretiyle patates üretimini tahrip etmektedir. Etmen önemli derecede ürün kayıplarına neden olur, hastalıklı yumrular ya tarlada veya depoda çürür.

Nadir olarak yaprak ve çiçek enfekte olabilse de hastalanmış patates bitkilerinin yeşil aksamında hiçbir değişiklik görülmez, tıpkı sağlam bitki görünümünde olur ve zarar hasada kadar saklı kalır. Ancak bazen bitki susuz kalmış gibi canlılıkta bir azalma olabilir.

Hastalığın ekonomik önemi oldukça fazladır. Tüm dünyada iç ve dış karantinaya yönelik yasal yaptırımlarla yayılması önlenmeye çalışılmaktadır. Hastalığın bir tarlada bir ocakta görülmesi halinde, tüm ürün pazarlanamaz olarak nitelendirilir ve etmenin toprakta çok uzun yıllar canlılığını koruyabilmesi nedeniyle, bulaşık tarlada çok uzun yıllar patates üretimi yapılamamaktadır. Bu gibi alanlar ihraç amaçlı bitki üretiminde ve her türlü üretim materyali yetiştirmek amacıyla da kullanılamaz.

Ülkemizde ilk defa Ordu daha sonra Nevşehir ilinde belirlenmiş olup karantina önlemleri ile yayılması engellenmeye çalışılmaktadır.

Kültürel Önlemler :

Karantina Önlemleri: Tarlada tek bir bitkide hastalık tespit edilmesi halinde, o tarla bulaşık olarak kabul edilir. Bulaşık olduğu belirlenen tarlalarda patates üretimi ve her türlü üretim materyali (fide, fidan gibi) ve şeker pancarı, soğan vb. gibi toprak taşıyabilecek bitkiler yetiştirilmemelidir.

Bulaşık tarlalardan elde edilen yumrular kesinlikle tohumluk, sofralık ve hayvan yemi olarak kullanılmamalı, yakılarak, kaynatılarak (>80°C suda) veya bulunduğu tarlada derin çukurlara gömülerek imha edilmelidir.

Bulaşık tarlada kalan yeşil aksam ve yumru artıkları da yakılarak imha edilmelidir.

Tarla kenarındaki Solanum türlerine ait yabancı otlar temizlenmelidir.

Üreticilerin bulaşık tarlada kullandıkları tarla işleme, çapalama ve hasat sırasında kullandıkları her türlü araç ve gereç ile hayvanların ayaklarına ve hasat ettikleri ürünün üzerine yapışan toprakların tarla dışına çıkartılması, temiz alanların bulaşmasına neden olacağından, bunu önleyici tedbirler alınmalıdır.

Bulaşık tarlalarda kullanılan her türlü araç ve gereç %5'lik çamaşır suyu (NaOCl) ile dezenfekte edilmelidir.

Bulaşık tarlaların etrafındaki alanların koruma altına alınması ve bu alanlarda patates üretimi yapılacaksa, etmenin ırklarına dayanıklı olduğu resmi olarak testlenmiş olan patates çeşitleri yetiştirilmelidir.

Bulaşık yumrularla beslenen hayvanlarda, sporangia hayvan bağırsaklarında da canlılığını sürdürebildiği ve hayvan dışkısı ile de yayılabileceğinden, hastalıklı yumrular çiğ halde hayvan yemi olarak kullanılmamalıdır.

Patates üretiminde sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır.

Hastalık gübre ile de taşınabildiğinden, çiftlik gübresi güvenilir yerden temin edilmelidir.

Tarlada kullanmak amacı ile hastalıkla bulaşık yerlerden getirilen tarla alet ve ekipmanları mutlaka çok iyi bir şekilde %5Tik çamaşır suyu ile dezenfekte edilmelidir.

Kimyasal Mücadele : Bu hastalığa karşı, etkili olmadığı için kimyasal mücadele tavsiye edilmemektedir.

İlaçlama Zamanı :Bu hastalığa karşı, etkili olmadığı için kimyasal mücadele tavsiye edilmemektedir.

---------------------------------------------------------------------------------------

PATATES UYUZU HASTALIĞI

Hastalık Tanımı : Etmen Actinomycetales takımındandır. İki tip miselyum meydana getirir. Substrat miselyumu ve havai miselyum. Substrat miselyumu ince, tek kutuplu, çok dallanmış renksiz ve bölmesizdir. Havai miselyum ise yün biçiminde, hafif dallanmış hiflerden meydana gelmiştir. Havai hifler vejetatif miselyumdan daha kalındır. Havai miselyum üzerinde oluşan çok sayıda spiraller sporları taşır. Vejetatif miselyum kalınlığı 0.7 u iken, hifler 0.9-1 u kalınlığındadır. Optimum gelişme sıcaklığı 17-21°C'dir.

Bir toprak mikroorganizması olan S. scabies yaşadığı toprak yönünden seçicidir. Genel olarak kumlu, tınlı ve bazik topraklarda yaşar. Asit topraklar etmenin azalmasına neden olur. Su kapasitesi % 55 den düşük olan topraklarda etmen azalmaya başlar.

Yaşayış : Hastalık yumrularda ilk belirti olarak küçük, yuvarlak lekecikler halinde ortaya çıkar. Bu lekecikler yumruyla birlikte büyüyerek renkleri koyulaşır. Yumrudaki farklı görünüşlerine göre, yüzeysel, derin ve kabarık uyuz şeklinde ayrılır. Yüzeysel uyuz; açık kahverengi, mantarımsı, pürüzlü bir görünüştedir. Derin uyuzda çukur veya yarıklar halinde girintiler oluşur. Ölen doku artıkları pul şeklinde birbirlerinden ayrılır. Kabarık uyuzda ise hücre artışı nedeniyle yumru üzerinde kabarık ve diken şeklinde oluşuklar meydana gelir.

Uyuz hastalığı yumruların görünümünü bozarak pazar değerini düşürür. Depolanan hastalıklı yumrularda saprofit mikroorganizmalar kolaylıkla gelişerek ürün yitiklerine neden olur.

Genellikle patates üretimi yapılan tüm ülkelerde hastalığa rastlanmaktadır. Ülkemizde de mevcuttur.

Kültürel Önlemler : Hastalıklı ve şüpheli yumrular elemine edilmeli ve asla tohumluk olarak kullanılmamalı

Ağır bulaşık topraklara kükürt verilerek pH nötrleştirilmeli, genel olarak toprağı bazikleştiren bütün uygulamalardan kaçınılmalı

Ağır bulaşık topraklarda yumrulu bitkilerin üretiminden vazgeçerek etmenin konukçusu olmayan bitkilerle (buğday, arpa, bostan gibi) ekim nöbeti uygulanmalı

S. scabies ile bulaşık yumruların kullanılma zorunluluğu olduğu durumlarda toprağı bazikleştiren çiftlik gübresi yerine birkaç yıl kimyasal gübrelerle birlikte yeşil gübreler (örneğin fiğ ) kullanılmalı

Enfekteli alanlarda hastalığa dayanıklı patates çeşitlerinin üretimine yönel inmeli

Sık ve aşırı sulama yerine örneğin boğaz doldurmadan 15 gün sonra birer hafta arayla 6 sulama yapılmalıdır.

Kimyasal Mücadele :Toprak ilaçlamasında önerilen dozdaki preparatlar 3-4 katı ince kumla karıştırılarak sıraya yüzey ilaçlaması şeklinde serpilerek uygulanır. Tohum ilaçlamasında ise tohumlar önerilen preparatlarla kuru kuruya iyice ilaçlanır.

İlaçlama Zamanı :Bulaşık alanlarda ekimden önce toprak ilaçlaması yapılmalıdır. Bulaşık tohumluğun kullanım zorunluluğu olduğu durumlarda yumru ilaçlaması, hem toprak hem de tohumluk bulaşık ise toprak ve yumru ilaçlaması yapılmalıdır.

---------------------------------------------------------------------------------

PATATES 'X' VİRÜSÜ

Hastalık Tanımı : Patates X virüsü, bükülebilir çubuk yapıda, tek sarmallı RNA (2100 kDa) içeren, 515xl3nm boyutlarındadır. Virüs partikülleri %6 nükleik asit, %94 protein içerir. Virüsün belirlenmiş birçok ırkı mevcuttur.

Virüs, mekanik olarak kolaylıkla taşındığından dolayı, yaprakların birbiri ile teması alet ve ekipman, dikim makinaları, Patates böceği ve çekirgeler gibi ısırıcı çiğneyici ağız yapısına sahip böcekler ile rahatlıkla yayılır. Polen ve tohumla taşınmamaktadır. Ancak bulaşık tohumluk yumrular ile taşınmaktadır.

Virüs demir, odun ve toprak gibi yüzeylerde 3 saatten 24 saate kadar canlılığını sürdürebilir. Bu süre içerisinde virüs bulaşık yumrulardan sağlam yumrulara kolayca bulaşabilir.

Yaşayış : Hastalığın belirtileri, patates çeşidine, virüs ırkına, iklim koşullarına ve karışık enfeksiyonlardaki sinerjik etkileşime bağlı olarak değişmektedir.

PVX, bazı hassas patates çeşitlerinde, yapraklarda hafif klorotik lekelenmeler ve renk değişimine sebep olur. Bazı ırkları da nekrotik çizgilere sebep olabilir. Bu virüs PVY ya da PVA ile birlikte enfeksiyon yaparsa şiddetli Rugoz mozaik (Rugose mosaic) hastalığına yol açar. Verim kaybı da bir o kadar artar. Virüsün bazı ırkları şiddetli yaprak ve yumru nekrozuna yol açarak bitkiyi öldürebilir. Yıl içinde meydana gelen enfeksiyonların oluşturduğu belirtiler, sıcaklığın 38'C'nin üzerinde olduğu zaman genellikle maskelenir.

İlk yıl meydana gelen enfeksiyonlarda virüs genellikle birçok çeşitte belirti oluşturmaz. Ancak yumrulardaki bulaşıklık oranı artar. Yumrularda virüsün olduğuna dair herhangi bir belirti görülmez. Buna rağmen bu enfeksiyonlardan dolayı verimde % 10-30 azalma meydana gelir.

Domates yapraklarında mozaik ve hafif bodurlaşmaya neden olmaktadır. Biber yapraklarında beneklenme, ayrıca yaprak ve gövdede şiddetli nekrozlar meydana gelmektedir. Tütünde ise şiddetli yaprak beneklenmesi ve/veya nekrotik lekelen­meler oluşmaktadır.

PVX, patates yetiştiriciliğinin yapıldığı alanlarda yaygın olarak bulunmaktadır.

Kültürel Önlemler : Virüsten ari tohumluk materyal kullanılmalıdır. Hastalığa dayanıklı veya tolerant çeşitler kullanılmalıdır. Patates yumrularının kesilmeden ekilmesi gerekir. Eğer kesme mecburiyeti varsa yumruyu keserken her defasında bıçakların %3'lük sodyum hipoklorit trisodyum fosfat, klorin dioksit ve kalsiyum hidroksit gibi kimyasallar ile dezenfekte edilmesi gerekir. Patates tarlalarının içindeki ve etrafındaki virüsün konukçusu olan yabancı otlar temizlenmelidir. Tarla kontrollerinde 4-5 yapraklı dönemden itibaren incelemeler yapılarak virüs hastalık belirtisi gösteren veya bulaşık olduğu tahmin edilen bitkiler sökülerek tarladan uzaklaştırılmalıdır. Isırıcı ve çiğneyici ağız yapısına sahip böceklerle, özellikle Patates böceği (Leptinotarsa decemlineata Say) ile mücadele, ilgili Zirai Mücadele Teknik Talimatlarına uygun olarak yapılmalıdır.

-----------------------------------------------------------------------

PATATES YAPRAK KIVRILMA VİRÜSÜ HASTALIĞI

Hastalık Tanımı : Hastalığın etmeni patates yaprak kıvrılma virüsü?dür. Canlı bitkide yaşayabilir ve çoğalabilir. Vektörü olan yaprak bitlerinde enfeksiyon yeteneğini uzun süre devam ettirir (persistent ). Yani virüs persistent'tir. Konukçu bitkide sistemiktir. Bitki özsuyunda enfeksiyon yeteneğini çabuk kaybeder.

Doğada yaprak bitleriyle yayılır. En önemli vektörü Myzus persicae 'dır. Diğer vektör yaprak bitleri M. ascalonious, Neomyzus circumflems, Aulacorthum solanı, Macrosiphum euphorbiae ve Aphis nasturtii' dir. Yumru ile de hastalık taşınır. Bulaşık olmayan bölgelere tohumlukla virüs kısa zamanda yayılabilir.

Yaşayış : Hastalığın belirtileri, virüsün ırklarına, konukçu bitkinin varyetelerine ve çevre şartlarına bağlı olarak değişmekle birlikte, genel olarak şu şekildedir.

Primer enfeksiyonlarda ilk belirtiler bitkinin genç tepe yapraklarında görülür. Genel olarak yapraklar dışarıya doğru ve külah şeklinde içe kıvrılır. Bu yapraklarda renk değişir. Bazı çeşitler açık yeşil-san, bazılarında kırmızı-menekşe renk alır.

Sekonder enfeksiyonlarda yumrudan gelen bitki sağlıklılardan daha küçüktür. Yani büyümede geri kalır. Yaşlı yapraklar kıvrılır, alt yapraklar dik ve deri gibi kalınlaşır ve sertleşir. Bazı çeşitlerde böyle yapraklarda nekrozlar görülebilir. Genel olarak ele alındığında bir hışırtı ile yaprak kırılır.

Yumrudaki belirtiler hasattan bir süre sonra depoda belirgin duruma gelir ,böyle yumrular kesildiğinde bazı çeşitlerde ağ nekrozu görülür. İplik şeklinde çimlenme yaprak kıvrılma virüsü enfeksiyonu sonucunda da oluşabilir.

Hastalığın ekonomik önemi büyüktür.Çünkü verim ve tohumluk değeri üzerinde etkilidir. Primer enfeksiyonlar mevsim sonunda meydana gelmişse o yılın ürünü için fazla etkili değildir. Ancak ertesi yılın verimini olumsuz etkiler. Ürün % 50'den aşağıya düşebilir.Ayrıca iplik şeklinde çimlenme nedeniyle tohumluk özelliğini kaybeder.Hastalıklı yumrudan meydana gelen bitkiler çok az yumru bağlar.

Azotlu gübreleme ve yüksek ısı virüsün etkisini hafifletir.

Hastalık yurdumuzda patates yetiştiren her yerde görülmektedir.

Kültürel Önlemler : Hastalığa dayanıklı veya tolerant çeşitlerin ekimi, Hastalığın ve vektörünün kış konukçularının patates ekim bölgelerinde imhası, Bilhassa tohumluk patatesin vektörlerin bulunmadığı bölgelerde üretilmesi.

Kimyasal Mücadele : Hastalığın vektörlerine karşı insektisitlerle mücadele yapılmalıdır. Bu dikimle birlikte verilen sistemik ilaçlar olabileceği gibi, vektörlerin patatese geliş durumlarına göre, patatesin çıkışından sonra verilebilecek sistemik ilaçlarla da olabilir.

İlaçlama Zamanı : Vektörlerin patatese geliş durumlarına göre mücadele zamanı saptanır.

-----------------------------------------------------------------------

PATATESTE ADİ UYUZ

Hastalık Tanımı : Streptomyces scabies (Thaxter) Lambert and Loria, Actinomycetes olarak isimlen­dirilen mikroorganizma grubuna dahil gram pozitif, hücre duvarına sahip, ipliğimsi bakteridir. Substrat miselyumu ve havai miselyum olmak üzere iki tip miselyum meydana getirir. Substrat miselyumu ince, tek kutuplu, çok dallanmış, renksiz ve bölmesizdir. Havai miselyum ise yün biçiminde, hafif dallanmış hiflerden meydana gelmiştir. Havai miselyum üzerinde oluşan çok sayıda spiraller sporları taşır. Vejetatif miselyum kalınlığı 0.7 um iken, hifler 0.9-1.0 um kalınlığındadır. Optimum gelişme sıcaklığı 17-21°C'dir.

Hastalık etmeni ürettiği sporlar yoluyla yayılır, toprak ve yumru kökenlidir. Patates yumrularının enfeksiyonu stoma ve olgunlaşmamış lentiseller yoluyla olur. Bu nedenle yumrular hızlı büyüdükleri dönemde hastalığa karşı daha hassastır. Toprak özellikleri hastalığın şiddetini etkilemektedir. Hastalık etmeni, 5.5-7.5 arasındaki pH derecelerindeki kumlu, tınlı topraklarda yaşar. Kuru ve sıcak topraklarda yumrularda hastalık daha şiddetli görülür. Nemli topraklar ise etmenin faaliyetini sınırlar. Asitli topraklarda S.scabies gelişemez.

Yaşayış : Hastalık etmeni bitkinin toprak üstü aksamında herhangi bir belirtiye neden olmaz.

Yumrularda ilk belirtiler küçük, yuvarlak lekecikler halinde ortaya çıkar. Bu lekecikler yumruyla birlikte büyüyerek renkleri koyulaşır. Bu lekelerin altında yer alan doku, saman sarısı renkte ve biraz şeffaftır. Yumrudaki farklı görünüşlerine göre belirtiler, yüzeysel, derin ve kabarık uyuz şeklinde ayrılır. Tek bir yumru üzerinde farklı tipteki belirtiler bir arada görülebilir. Yüzeysel uyuz; açık kahverengi, mantarımsı, pürüzlü bir görünüştedir.

Çukur uyuzda, çukurlar veya yarıklar halinde girintiler oluşur ve ölen doku artıkları pul şeklinde birbirlerinden ayrılır. Kabarık uyuzda ise, hücre artışı nedeniyle yumru üzerinde kabarık, pürüzlü, kaba ve mantarımsı oluşumlar meydana gelir.

Bu belirtiler patateslerde yumru kalitesini bozmakta ve pazar değerinin düşmesine neden olmaktadır. Ayrıca bu lekelerden giriş yapan fungus, nematod ve bakteriler, özellikle depolarda yumru çürümelerine neden olmaktadır.

Ülkemizde patates üretimi yapılan bütün bölgelerde mevcuttur.

Kültürel Önlemler :Hastalık yumru ile taşındığından, hastalığın görüldüğü üretim alanlarından tohumluk alınmamalı, hastalıktan ari sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır.

Bulaşık alanlarda hastalığa dayanıklı veya orta derecede dayanıklı Granola, Marabel, Russet Burbank gibi patates çeşitleri tercih edilmelidir.

Toprak pH'sını 5.5'un altında tutarak hastalığın şiddetini azaltmak mümkündür. Ağır bulaşık topraklara kükürt verilerek pH düşürülebilir. Ancak yumru gözlerinde yanmalara sebep olabilmesi nedeni ile toprak analizi sonucuna göre kükürt uygulaması yapılmalıdır.

Toprak pH'sını yükselten gübre uygulamalarından kaçınılmalıdır.

Ağır bulaşık topraklarda yumrulu bitkilerin üretiminden vazgeçerek, etmenin konukçusu olmayan buğday, arpa, çavdar, yonca gibi bitkilerle en az 3 yıllık bir ekim nöbeti uygulanmalıdır.

Çiftlik gübresi (tavuk gübresi vb.) toprağın organik madde içeriğini artırdığı ve hastalık etmeni için yaşam kaynağı oluşturduğundan, patates üretimi yapılan bölgelerde kullanılmamalıdır. Bunun yerine birkaç yıl kimyasal gübrelerle birlikte yeşil gübreler uygulanmalıdır. Yeşil gübre uygulamasında ise baklagiller yerine özellikle çavdar ve yulaf gibi buğdaygiller familyasından bitkiler tercih edilmelidir.

Yumrular yeni oluşmaya başladığı dönemde enfeksiyona daha hassastır. Bu nedenle hastalık etmenini inaktif hale geçirmek için bu dönemde toprak nemi % 80-90 oranında tutulmalıdır. Bu amaçla yumruların ilk oluşmaya başladığı dönemden itibaren birer hafta arayla 6 sulama yapılmalıdır.

Kimyasal Mücadele : Bu hastalığa karşı kimyasal mücadele yöntemi olarak tohum ilaçlaması uygulanır.

Kaynak: tarimziraat.com