On beş yıl önce yapılan tarım şûrasını ardından yeni bir şuranın toplantılarını izliyoruz.

Tarım şûrası herkesin kulağına hoş gelecek şekilde “ülke tarımının sorunlarının tartışılacağı, çözüm aranacağı” bir zemin olarak açıklandı! Şûrada ülkemiz tarım ve hayvancılığı uzmanlar tarafından tartışılıp çözümler aranacak olması oldukça heyecan verici. 

Kamuoyunda sorunların tespit edilerek sorunlara çözüm aranmasını destekliyoruz.

Ancak, bu Türkiye’de nadiren başvurulan bir yöntem. Bu nedenle, genelde bir kaç kişinin karar verdiği ülke yönetiminde bugünlerde düzenlenen Tarım Şûrası ile ilgili “dostlar alışverişte görsün” kaygılarının oluşması kaçınılmaz.

Tarım şûrasına katılan hemen hemen herkeste, “Şûra, alanında uzman kadrolarla ülke tarım ve hayvancılığını konuşmak için mi, yoksa Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin, çok istediği Tarımda Milli Birlik Projesi’nin kamuoyunda aklanması ve hedefine ulaşması için mi yapılıyor?” şüphesi hâkim. 

Neden kuşkularımız var?

Tarım şûrasıyla ilgili ağır kuşku ve endişeler var. 

Bu kuşkuların başlıca nedenlerinden biri, on beş yıldır yapılmayan Tarım şûrasının aceleye getirilerek, tam da Tarımda Milli Birlik Projesi’nin gündeme geldiği bugünlerde apar topar yapılıyor olması. Ayrıca: Şuraya katılım geniş kesimlere yayılmadı, bazı üniversiteler ve sivil toplum örgütleri davet edilmedi. Kimi üniversite ve birliklerin son anda haberi oldu ve hatta bazı kurumlar şûraya kendilerini ısrarla davet ettirdi.

Endişe ve kuşkuların en büyük kaynağı ise sektörden kimseye haber verilmeden kapalı kapılar ardında hazırlanmış olan Tarımda Milli Birlik Projesi. 

“Tarımda Milli Birlik Projesi” neydi, kısaca hatırlayalım...

Tarımda Milli Birlik Projesi “Yalın Sistem” adı altında oluşturulacak yeni yapılanma ile Tarım ve Orman Bakanlığı taşra teşkilatı ile Tarım Kredi Kooperatifleri birleştirilerek Milli Birlik Kooperatifi kurulacak. Hisselerinin yüzde 50’sinin özel sektöre ait olacağı Semerat Holding kurulacak. Kamu İktisadi Teşekkülleri Semerat Holding’in iştiraki yapılması planlandı.

Tarımda milli birlik projesi basına sızınca- sızdırılınca kamuoyunda ciddi tepkilere neden olmuştu.

Tarımda Milli Birlik Projesi sektörden kimseye haber verilmeden kapalı kapılar ardında hazırlanmış, ardından Cumhurbaşkanına sunulmuş, Cumhurbaşkanı ise bu projenin kamuoyunda tartışılmasını istemişti. 

Neden güven sorunu yaşıyoruz neden bu kadar kaygılıyız?

Diğer taraftan, sayın Tarım Bakanı Pakdemirli bir iktisatçı. Dahası tarım danışmanları arasında bir ziraatçının bile olmaması ülke tarımının uzman ellerde olmadığına bir işaret. Tarım Bakanlığı kadroları belirlenirken, toprağı, çiftçiyi ve üreticiyi iyi bilen, eğitimini bu konuda yapmış, geçmişinde tarım ve hayvancılık bulunan, köylünün dertlerini bilen insanların dikkate alınmadığı aşikârken, şûranın amacı hakkında kuşkuların olması kaçınılmaz. 

Şûradan “Tarımda Milli Birlik projesi çıktı” demelerinden kaygılıyız.  

Tarım şûrasına katılan iyi niyetli insanların emekleri boşa gitmemeli. Kamuoyu şûradan çıkan sonuçlara, gerçek bilgilere şeffaf bir şekilde ulaşmalı. “Geniş kesimlere sorduk” denilerek tarımda milli birlik projesinin kapılarının aralandığı bir tiyatro izlemek istemiyoruz.

Türk tarımı özel sektöre devretmek geri dönülmez bir hata olacaktır. Tarım politikamız oldubittiye getirilmemeli. 

Çünkü daha fazla kaybedecek zamanımız yok.

Çünkü tarımda hata yapma lüksümüz kalmadı.

Şunun üzerine basarak belirtelim: Derdimiz bağcıyı dövmek değil, testi kırılmadan önce tedbir almak!

SEKTÖR TEMSİLCİSİ