Eyy Valiler! Bugüne kadar neredeydiniz?

Bugüne kadar şeker fabrikaları konusunda kıllarını kıpırdatmayanlar, vatanperverliklerinden olsa gerek bugünlerde proje üstüne proje geliştiriyorlar. Meğerse bu şeker fabrikalarının ne çok ilgileneni varmış!

Özelleştirme İdaresi, şeker fabrikaları satılacak diye 17 yıldır fabrikalara bir çivi çakılmasına müsaade etmezken, TÜRKŞEKER ve iş bilmez fabrika yönetimlerinin yanlış uygulamalarından dolayı da pancar üreticisi deyim yerinde ise hayatından bezdirildi.

Hangi pancar üreticisine dokunsanız bin ah işitirsiniz. Özellikle 'polar' ve 'fire' konusunda mağdur olmayan çiftçi neredeyse yok gibidir. Çiftçi bu sorunları yaşarken, ortalıkta görünmeyen 'Valiler' bugünlerde siyasi iktidara yaranmak için şeker fabrikaları ile ilgili proje üstüne proje geliştiriyorlar.

Çiftçi pancarını teslim etmek için soğuk günlerde fabrikanın önünde günlerce kuyrukta beklerken, o kuyruklara çözüm aramayan 'Valiler' bugünlerde kendi illerindeki işadamlarını toplayarak fabrikalarla ilgili brifingler verdiriyorlar.

'Valiler' bu brifinglerle akılları sıra illerindeki işadamlarına bir konsorsiyum kurdurarak, fabrikaları almalarını öneriyorlar! Bu brifinglerin de öyle reklamı yapılıyor ki, bölge insanına fabrikalar yabancıya gitmeyecek mesajı veriliyor.

Anlayacağınız fabrikalar çürümeye terk edilirken, çiftçi kuyrukta mağdur olurken 'üç maymunu' oynayan 'Valilerin' bu duyarlıkları karşısında duygulanmamak elde değil!

15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında tarlasındaki saman balyasını yakarak darbecileri engelleyen kahraman çiftçi Hicabi Bitik de büyük bir pancar üreticisiymiş. Bunu özelleştirme konusunda görüşlerini almak için aradığımızda öğrendik. Polar ve fire konusunda o da bir hayli dertli. Yaşadığı mağduriyetlerden olsa gerek özelleştirmeye karşı olmadığını belirtti. Ancak, 'Konya'yı örnek göstererek, fabrikaların özelleştirilmesini istedi. Ve kesinlikle devletin bu fabrikalardan elini çekmemesi gerektiğini söyledi.

İşin özü kahraman çiftçi Hicabi Bey, sermayeyi tabana yayacak bir modelle fabrikaların özelleştirilmesi gerektiğini kaydetti. Hicabi Beyle yaptığımız görüşmede asıl dikkatimi çeken, 'Allah var şeker pancarından para kazanıyoruz. Aynı parayı buğdaydan kazanamıyoruz' değerlendirmesi oldu.

Biz de bu fabrikaları 'bakkal dükkânı' satar gibi hiçbir stratejiye dayanmadan satmaya çalışan yetkililere ısrarla bunu vurgulamaya çalışıyoruz. Çiftçi eğer şeker pancarını bir kaybederse, o çiftçiye buğdayı da ektiremezsiniz. Özellikle Orta Anadolu'da bu hakikati kimse görmüyor. Çiftçi pancardan para kazandığı için buğdayın kahrını çekiyor.

Düşünsenize fabrikalar özelleştirildi ve bu fabrikalar özel sektörde çalıştırılmadı. İşte o zaman Türkiye sadece şeker pancarını değil buğday üretimini bile büyük bir tehlikeye sokacak. Anlayacağınız durum bu kadar vahim. Ancak üzülerek söylüyorum ne Başbakan ne de Tarım Bakanı olayın bu kadar hassas olduğunun bile farkında değiller!

Ama her şeye rağmen, Şeker-İş Sendikası'nın sadece şeker fabrikalarının olduğu yerlerde açtığı imza kampanyasında 1 milyon 690 bin imza toplandı ya işte tabandaki bu duyarlılık en azından insanı umutlandırıyor. Düşünsenize insanlar, hem de OHAL döneminde TC kimlik numaraları ile birlikte bu kampanyaya destek verdiler. Bu da yetmedi 1180 sivil toplum örgütü ve muhtar, kaşelerini basarak fabrikaların satılmamasını istedi.

Milletimiz bizim için önemli ise milletin kararı ortada.

Kahraman çitçi de modeli gösterdi.

Son kararı da Cumhurbaşkanı verecek.

SADETTİN İNAN / MİLLİ GAZETE