Bozok Yaylasının yüksek tepelerinin eteğine kurulan ve Anadolu'nun en eski yerleşim yerlerinden olan Yozgat, bu coğrafyanın zenginliklerini barındırıyor içerisinde. Edebiyattan türkülere, coğrafi güzelliklerinden insanına kadar birçok konuda nam salan Yozgat, son dönemde TKDK destekleriyle girişimcileri ile de dikkat çekiyor.

TKDK'nın Yapraklar Yeşerirken bölümünün bu ayki konuğu, genç kadın girişimci Merve Akgül oldu. Yozgat doğumlu Akgül, hayallerini TKDK destekleri ile gerçekleştirirken birçok kadına da istihdam sağlamanın haklı başarı hikâyesini paylaştı.

Çiftçi çocuğu olduğunu ve mantarı çok sevdiğini anlatan Akgül, “Babam köyümüzde çiftçilikle uğraşıyor. Benim de mantar üretimine karşı hep büyük bir ilgim vardı. Ancak mantar ilimizde üretilmiyordu. Pazarda böyle bir açık olduğunu düşündüm. Ailemi de ikna ederek bu alanda yatırım yapmaya karar verdim. Bu kararın ardından araştırmalar yaptım, Halk Eğitim Merkezlerinde kurslar aldım ve bu süreçte TKDK'nın hibelerinden haberdar oldum." diyor.

YÜZDE 65 HİBE DESTEĞİ ALDIK

Akgül, daha sonra Kurumla iletişime geçmiş. Bu süreçte Yozgat İl Koordinatörlüğü uzmanlarının çok yakın ilgisi ile karşılaştığını anlatan Akgül, şöyle devam ediyor: “2017 yılında TKDK'ya başvurumu yaptım. Başvurumuz kabul oldu. Makina ekipman ve inşaat alanlarında yüzde 65 tutarında bir hibe desteği aldık. Bu da 1 milyon TL'lik bir desteğe karşılık geliyor. İşlemlerimizin tamamlanmasının ardından 8 Mart 2018 tarihinde açılışımızı yaptık. Şirketimizde kadın çalışanlara daha fazla ağırlık veriyoruz. Çalışanlarımızın yüzde 80'ini kadınlar oluşturuyor. Bir de mantar toplamak hassas bir iştir ve bu konuda kadınların titizliğine ve özenli çalışmalarına güveniyorum. Bu nedenle çalışanlarımızda kadınlara pozitif ayrımcılık yapmaya devam edeceğiz."

TÜRKİYE'DE MANTARA OLAN İLGİ ARTIYOR

Akgül, 2008 verilerine göre Türkiye'de kişi başına düşen mantar tüketiminin 100 gram olduğunu anımsatarak, bu rakamın günümüzde 400 grama yükseldiğini belirtiyor. Kültür mantarı üretiminin Türkiye'de 1950'lerde başladığını anlatan Akgül, mantar üretiminin 5 evresini şöyle anlatıyor: “Mantar üretiminde toplam 5 evre var. Birinci evremiz kuluçka dönemi. Burada 13-17 gün arası bir kuluçkalama sürecimiz oluyor.

İkinci evremiz örtü toprağı; burada 9 günlük bir topraklama işlemimiz oluyor. Üçüncü evremiz tırmık süreci ve burada da 3 günlük bir işlem yapılıyor. Bu süreçlerin ardından dördüncü evrede 14 günlük özel bir havalandırma aşamasına geçiyoruz. Son olarak beşinci evremizde hasat sürecimiz başlıyor. Yani ortalama bir mantarın hasat sürecine gelmesi 40 gün alır ve bu çok hassas bir süreçtir. Daha sonra flaş hasat alırız ve her bir flaş 7 günden ibarettir. Ancak bahsettiğim gibi mantarın işçilik ve üretim zahmeti çok yüksek. Bir hata bütün odayı atmanıza neden oluyor. Ağır iş gerektiren süreçleri var. Şu anda günlük ortalama 1 tonluk bir üretimimiz var bu da aylık 30 tonluk bir üretim demek ama hedefimiz bu rakamı 40 tona çıkarmak."

TKDK STANDARTLARI KARLILIĞIMIZI OLUMLU ETKİLEDİ

Sektörün en önemli eksikliğinin teknik bilgi ve standartlar olduğuna değinen Akgül, “Tesis kurma fikrimiz olgunlaşınca, ülkemizin çeşitli bölgelerindeki birçok tesis gezdim ve firmalardaki teknik bilgi yetersizliği dikkatimi çekti. Bunun için mantar alanında uzmanlaşmış ve sektör deneyimi olan birinden destek almaya karar verdim. Bugün, danışmanımız bizim bütün süreçlerimizi kontrol ediyor ve bizi yönlendiriyor. Buna TKDK tarafından getirilen yüksek standartlar da eklenince birim alandan daha fazla verim almaya başladık. Bu da karlılığımızı olumlu etkiledi." diye konuşuyor.

İHTİYACIMIZ OLAN MANTARIN YÜZDE 21'İNİ ÜRETEBİLİYORUZ

Geçen yılki istatistiklere göre Türkiye'nin kendi kültür mantarı ihtiyacının yüzde 21'ini karşılayabildiğini dile getiren ve bu alandaki yatırımların artırılması gerektiğini kaydeden Akgül, “Elinizde kaliteli ve standartlara uygun ürününüz olursa asla satış derdiniz olmaz. Biz burada bazen yok satıyoruz. Örneğin, İstanbul'a Antalya'dan her akşam 2 tır mantar gider ve asla pazar ve satış sıkıntısı olmaz. Ülkemizde en fazla üretim Antalya'nın Korkuteli İlçesinde yapılıyor. Ülkemizdeki toplam ihtiyacın yaklaşık 2/3'ü buradan karşılanıyor. Son zamanlarda Kocaeli ve Orta Anadolu'da faaliyet gösteren firma sayısı da artmaya başladı." ifadelerini kullanıyor.

KIRSAL KALKINMAYA DA DESTEK VERİYORUZ

Akgül, kurmuş olduğu tesisin kırsal kalkınmaya da büyük destek sağladığını anlatarak, “Tesisimizi, coğrafi ve iklimsel avantajları nedeniyle Sorgun İlçesinin Aşağıcumafakılı Köyünde kurduk. İlk zamanlarda köydeki kadınlarda tedirginlik oldu ve burada çalışmak istemediler. Daha sonra bir genç kız geldi ve çalışmaya başladı, memnun kalınca diğer arkadaşlarını da getirmeye başladı ve köyün kadınlarında güven sağlandı. Bugün köyden birçok kadın buraya gelip aile ekonomisine destek sağlıyor. Böylece bu bölgenin kırsal kalkınmasına da büyük destek vermiş oluyoruz." diyor.

MANTAR'IN YÜZDE 96'SI SAF SUDAN İBARET

Tüketicilerin nasıl mantar alması gerektiği konusunda da bilgi veren Akgül, şunları kaydetti: “Doğallığını gösteren lekeli mantar her zaman daha sağlıklıdır. Görsellik anlamında kar beyaz mantarlara da rağbet ediliyor ancak ne yazık ki bu beyazlığı sağlama adına bazı tesislerde çamaşır suyu ve arap sabunu kullanılıyor. Bu bizim asla tasvip etmediğimiz bir durum. Şunu açıkça söyleyebilirim ki tüketiciler görsele çok aldanmasın, lezzet de bir o kadar önemlidir. Sağlık açısından bakacak olursak, kültür mantarının yüzde 96'sı saf sudur. Kalan yüzde 4'ü de faydalı proteinden oluşur. Diyetisyenlerin önerdiği bir protein cinsidir. Uzmanlar tarafından kalp ve kolesterol hastalarının mantar tüketmesi önerilmektedir."

TKDK OLMASA BUNLARI BAŞARAMAZDIM

Akgül, TKDK desteği ve standartlarının kendileri için çok önemli olduğunun altını çizerek, şöyle devam etti: “Eğer TKDK olmasaydı ben bu tesisi açamazdım. Açsam bile asla bu standartlarda bir tesis olmazdı. TKDK süreçleri başta yoruyor bu doğru ama bu yorgunluğun sonrasında muhakkak kazanımı oluyor. Türkiye'de mantarcılar birbirini tanır. Örneğin Sivas'ta kendi imkânlarıyla 20 odalık bir tesis kuran biri, pazarlamada zorluk çekiyor ama biz TKDK projesi olduğumuz için piyasada itibarımız çok yüksek, müşteriler hiç tereddüt etmeden direkt alım yapıyorlar.

Pazarımız kendiliğinden oluştu. Bizi Ankara'dan, Bursa'dan, Ordu'dan ve başka birçok yerden aradılar ve ürünü görmeden alım yapmak istediler. Piyasada TKDK destekli projeden kötü mal çıkmaz algısı var ve bu da bize büyük kolaylıklar sağlıyor. Biz de o algıyı bozmamak ve daha da güçlendirmek için azami dikkat ediyoruz."

TKDK İLE ÇALIŞMAYI SÜRDÜRECEĞİZ

Tesisi büyütmek ve daha da modern makinelerle donatmak istediklerini söyleyen Akgül, hedeflerini şöyle anlatıyor: “Tesisimizi daha iyi hale getirmek için TKDK ile ortak çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Kompostun taşınması ve atımında da klasik yöntemden çıkarak, modern yönteme geçmek istiyoruz. Bunun makinelerini de satın alacağız. Ayrıca enerji maliyetlerini düşürmek için çatıya güneş enerjisi panelleri döşeyeceğiz ve bu tesisimizin tüm ihtiyacını karşılayacak. İlk başta da bu şekilde bir planlama yapmıştık."

PROFESYONEL DESTEK ALIN

Merve Akgül, girişimci adaylarının inançlı ve ısrarcı olmaları gerektiğini kaydediyor. İkinci önemli hususun çalışma ve profesyonel destek olduğunu anlatan Akgül, girişimci adaylarına şu önerilerde bulunuyor: “Girişimci adayları önce kendilerine güvenmeli. Hamasi laflar yerine işin uzmanı olan kişi ve kurumlarla görüşmeli. Bununla birlikte çalışma ve profesyonel destek de çok önemli. Bir de iyi ve karlı bir iş yapmak istiyorsanız, tesisiniz gerçekten modern olmalı. Ayrıca kadın girişimcilerimiz asla çekinmesin, TKDK gibi kurumlar onlar için büyük fırsatlar sunuyor. Devletimiz birçok konuda kadın yatırımcılara pozitif ayrıcalıklar sağlıyor. Bu unutulmamalı."

TARIMDANHABER