"Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Türkiye'nin tarımında, gıdasında ve hayvancılığında patlama yapması için mi var, yoksa çökertilmesi için mi? Ağır oldu, biliyorum" diye yazısına başlayan Bursalı, Mehmetlerin Van'ın köylerinde yıllar önce buğday ekimini bıraktığını kaydetti.

MİLLET NEDEN TASI TARAĞI TOPLAYIP KENTLERE YIĞILIYOR?

Eleştirilerine devam eden Bursalı, “Hayvancılığı da aynı gerekçeyle, 'salak olmamak için' bıraktılar. Yoncalığa yöneldiler, çünkü yem sıkıntısı var, yonca para ediyor. Romanya'dan hayvan ithalatı yaparken samanı da Bulgaristan'dan alıyoruz haberlerini düşünün. Tarım Bakanlığı'nın 2017 faaliyet raporunu inceliyorum. Eğitimler, gıda güvenliği için çalışmalar, hibe ve faizsiz krediler... Şüphesiz ki niyetle iyi. Ama çıktıları çok verimsiz gibi. Millet neden tası tarağı toplayıp kentlere yığılıyor?" dedi.

Fındık üreticisinin niye ağlayıp durduğunu soran Bursalı, sorularına şöyle devam etti:

“Orta büyüklükte bir fındık üreticisinin yıllık bazda asgari ücreti nedir? Hayvancılık neden geliştirilemiyor? Bütün tarım üretiminde verim neden düşük, belki Hollanda'nın yarısı kadar. Rakam vermiyorum, meselenin özüne değiniyorum..
Bakanlık kapansa mı dedim bir dostuma geçen gün. Alkış gönderdi. Şöyle mesela 21 kişilik, üreticilerin de içinde olduğu bir uzmanlar kurulu. Mesela bir yıl boyunca sadece hayvancılığı Avrupa üretim düzeyine çıkartacak politikalara yoğunlaşılsa sorunu çözmek için? Üreticiyi memnun etmenin bin bir yolu var, verimini artırmak ve para kazanmasını sağlamak başlıca iki konu.
Fındık, hayvan, buğday vb. üreticisi kazanç elde edemiyorsa, canına tak dediğinde kente göçer. Bugüne kadar hükümetin politikaları bu göçü teşvik etmek oldu. Yoksa 15 yılda kırsal nüfus oranının yüzde 45'lerden yüzde 21'lere inmesi mümkün değil.

BU TARAFTA KÂR, ORADA ZARAR

İkincisi şu: Diyelim 1000 önemli sanayi, ticaret, hizmet şirketi büyük kârlar elde ederken, tarım alanında neden kazançlar düşük, fındık üreticisi ağlayarak tehdit ediyor, dışarıdan ithalatla yaşıyoruz? Sadece bu karşılaştırma bile büyük adaletsizliği gösteriyor olabilir. Tarımsal üretimde, üretici ile tüketici arasında “yeni normlar" kurulmalı. İktidarlar temel gıda maddeleri fiyatlarını baskılayarak seçmene hoş görünebilir. Biz de pahalılığı utanmazca sivri biberde ararız. Üretici veriminin son derece artırılarak, pazarda tüketimi rasyonalize eden daha iyi bir fiyatlanma gerekiyor."

Bursalı, yazısının son bölümünde şunları kaydetti:

“Bu arada en üst düzeyde rüşvetçilerin, yolsuzların dışarıya çıkamayacak duruma gelmesini seyrediyoruz. Bu adamların hesaplarını siyasi olarak kapatmıştı iktidar, şimdi başka kılıklarda ve hesaplarla yeniden açılma dönemine girdik. Bu hesabın ülkemizde de açılacağı zamanları göreceğiz."

TARIMDAN HABER