Şahin Ali Şen / Gazeteci - Yazar

İnsanı benzerleri arasında farklı kılan özelliklerden biri hiç kuşkusuz; sorunlar karşısındaki tutumu, sorunları görme ve çözme yeteneğidir. Sorun ister küresel, ister bölgesel, ister ulusal, isterse yerel düzeyde olsun çözümün yolu, yöntemi, modeli ve üslubu önemlidir.

***

Bugünün dünyasında sorunlar, bireyler ve sivil toplum kuruluşları başta olmak üzere toplumun tüm katmanlarının söz sahibi olduğu katılımcı ve müzakereci demokrasi perspektifiyle tespit edilmeye ve çözülmeye çalışıyor.

***

Bu modelin bizim medeniyet köklerimizdeki iz düşümü, “Şura" geleneğidir. Sorunları istişare ile belirlemek ve çözmek, tarihimizin hemen bütününde hakim yöntemdir. Biz, bize ait olanı unuturken bizden olmayanlar bize ait olanı almışlar ve güncelleyip uygulamışlar, uyguluyorlar.

***

Uluslararası Çalışma Örgütü ve Avrupa Birliği bu modeli çalışma hayatında “üçlü mekanizma", “sosyal diyalog" şeklinde kavramlaştırıp uyguluyor. Hükümet-işveren-çalışan üçlüsü, çalışma hayatının sorunlarını bir masa etrafında toplanıp tartışıyor, çözebiliyorlar. Bu modelin bizim çalışma hayatındaki ilk ve dar kapsamlı uygulaması Çalışma Meclisi'dir. Daha genişletilmiş zemini ise Ekonomik ve Sosyal Konsey'dir.

***

Kurumsal ve yasal çerçevesi bulunan bu platformlar yanında kişisel tercihleriyle, kişisel özellikleri ve yeterlikleriyle, yetki ve görev alanındaki kesimler ve bireylerle ortaklaşa çözüme dair süreç ve sonuç üreten kişileri de bu zeminin önemli özneleri olarak kaydetmeliyiz. Siyasi tarihimiz, bu noktada çok hayırlı işler yapan, güzel hizmetlere imza atan sayısız başbakanlar, bakanlar barındırıyor. Bundan sonra da bu yönü hakim siyasi aktörlerimiz, siyaset sahnesinde olacak, hizmet makamlarında görev almaya devam edecektir.

***

Anadolu'da “her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır" diye bir atasözü vardır. Söz konusu başarılı bakanlar veya başbakanların da elbette kendilerine münhasır hizmet üretme, sorun çözme modelleri ve yöntemleri vardı.

***

Bu kapsamda, toplumun beklentilerini karşılama, mevcut sorunları tespit ve çözme noktasında Sosyal Uzlaşma Kültürü Modeli'ni yakın siyasi tarihte ve bugün en iyi kullananlardan biri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'tir. Merkezinde, insan, insan onurunun yer aldığı ve toplumsal barış hedefinin hakim olduğu Sosyal Uzlaşma Kültürü Modeli; toplumsal ayrışma, kutuplaşma ve çatışmaya neden olmadan sorunları çözme yöntemidir. Bu model, toplumsal riskleri ve tehditleri en az maliyetle ve hızla bertaraf etmesi, fırsatların en iyi şekilde değerlendirilmesi, toplumsal zemininin uzlaşı temelinde güçlendirilmesi yönüyle artık daha yoğun bir şekilde tercih ediliyor.

***

Türkiye'de bu modeli ısrarla uygulayan, gerek süreç gerekse sonuç bakımından en iyi örneklerini sergileyen Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in bu modelle çözdüğü sorunları hatırlamakta fayda var. Çözüm getirilen sorunların tamamını burada saymak elbette mümkün değil, ancak önemli olanlarından kısaca söz etmek istiyorum.

1) 1979'dan bu yana cesaret edilip masaya yatırılamayan Diyanet İşleri Bakanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunu'nun, sosyal taraflarla istişare içinde çıkmasına, yürürlüğe girmesine liderlik etmiştir.

2) Farklı ideolojik anlayışlara sahip memur ve işçi sendikalarını yakından ilgilendiren Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu ile Sendikalar ve Toplu İş Kanunu'nu sosyal diyalogla ve maksimum uzlaşıyla Meclise sunulmasına, yasalaşmasına öncülük etmiştir.

3) Alevi Çalıştayları ile Roman Çalıştaylarını, Alevi ve Roman vatandaşlarımızı incitmeden gerçekleştirmiştir. Tarafları, ilgilileri saatlerce dinleyerek çözüme zemin oluşturacak raporlar üretmiştir. İnsanların sabır katsayısının sıfıra yaklaştığı bir süreçte, günlerce farklı kesimleri dinlemenin, onlarla dost olabilmenin, eşit yurttaş sürecine yönelik güven oluşturmanın hem önemli hem de zor olduğunu düşünüyorum. Sayın Çelik, zoru başarmıştır.

4) Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun yasalaşmasında, bu yolla sosyal güvenlik reformunun gerçekleşmesinde ve uygulama sürecindeki aksaklıkların giderilmesinde tarafları “sözleriniz önemli" tavrıyla sürekli masada tutmuştur. 80'lerden beri emekliler tarafından gündemde tutulan, çok parti tarafından söz verilmiş, ancak yerine getirilmemiş İntibak Yasası da yine Çelik'in uzlaşı modeliyle çözülmüştür.

5) Sayın Faruk Çelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde Türk-İş, Hak-İş ve Disk'le ayrı ayrı defalarca toplu sözleşme müzakereleri yapmış, tüm toplu sözleşmeler grev ve eylemlere gerek kalmadan masada uzlaşıyla sonuçlanmıştır. Yine yetkili konfederasyon Memur-Sen ile Kamu Sen ve Kesk'in aynı anda masada yer aldığı kamu görevlileriyle yapılan toplu sözleşmeler kamu görevlilerinin memnuniyetiyle sonuçlanmıştır.

6) SGK ve eczaneler arasında zaman zaman çıkan krizleri de, yine diyalog ve uzlaşı yöntemiyle toplumsal zararlar oluşmadan çözüme kavuşturmuştur.

7) Sayın Faruk Çelik Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı döneminde başarılı bir şekilde hayata geçirdiği uzlaşı kültürünü Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına atandığı andan itibaren hayata geçirmiştir. Bakanlık koltuğuna oturur oturmaz, bugüne kadar bakanlık yapmış bakanlarla tecrübe paylaşımı yapmıştır. Yine üreteci birlikleriyle, çiftçi birlikleriyle sık sık biraya gelmekte, sektörün sorunlarına birlikte çare aramaktadır.

8) Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı ve Toç Bir-Sen Genel Başkanı Günay Kaya, toplu sözleşmelerde “dünyanın en önemli sorunu TAR-GEL'dir" der ve bu sorunu her zeminde dile getirirdi. Gecelere kadar süren 3. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde Sayın Kaya, “Sayın Bakanım Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı olursanız, bu sorunu birlikte çözelim" demişti. Dua yerine geçmiş olmalı ki, Sayın Çelik Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı oldu. 10 bin mühendis ve veteriner hekimi yakından ilgilendiren TAR-GEL sorunu bakanlık ile sendikanın birlikte görüşmeleri sonucu çözümlendi. Aynı şekilde ekmek ve et fiyatları noktasındaki girişimlerini de önemsiyorum.

***

Sonuç olarak, Sosyal Uzlaşı Kültürü Modeli ile Türkiye'nin kangren olmuş bir çok sorunu toplumsal rahatsızlık oluşturmadan, en az maliyetle ve geleceğe risk bırakmadan çözümlenmiştir. Risk kapasitesi yüksek olan tüm sektörlerde bu yöntemin en uygun model olduğunu düşünüyorum. Çözüm sürecinin başladığı dönemde de bu modeli en iyi uygulayan siyaset adamı olarak Sayın Çelik'in çözüm sürecinden sorumlu olmasını çok istemiştim, olmadı. Ancak, Sayın Çelik, bu modelin mini bir uygulamasını Şanlıurfa milletvekili olarak bölgede uyguladı.

***

Bu modelin başarısı, önyargısız olmaktan, sıkılmadan dinlemekten, yorulmadan iş yapmaktan, sorunlardan korkmamaktan ve sorunların üzerine gitmekten, kimin işine yarar demeden sürekli çözüm aramaktan geçiyor. Ancak, istikrarı yakalamış bir hükümetin varlığını da asla unutmamak gerekiyor.

Sayın Çelik'in sürekli güncellediği Sosyal Uzlaşı Kültürü Modeli ile sorunları çözmek daha kolay.

Bizden hatırlatması…