Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ekmek yemeyin diyen doktor, diyetisyen kesimine "Bilen, bilmeyen herkes konuşuyor. Bu da topluma, sektöre, sanayiciye, üreticiye maalesef zarar veriyor." dedi. Bakan Eker, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu (TUSAF)'ın düzenlediği "TUSAF 11. Uluslararası Kongre ve Sergisi: Buğday ve Sağlık kongresinde konuştu. Ekmekle ilgili konuşan çevrelere uyarılarda bulunarak kızgınlığını saklamadı.

Bakan Eker konuşmasında, "Bilen, bilmeyen herkes konuşuyor. İndirgemeci bir yaklaşımla meseleler izah ediliyor. Bu da topluma, sektöre, sanayici, üreticiye maalesef zarar veriyor. Dolayısıyla hepimizin buna dikkat etmesi, sözlerimize dikkat etmesi gerekir. Bilim insanları, hekimlerin, diyetisyenlerin bu alanda faaliyet gösteren herkesin dikkat etmesi lazım" dedi. Toplumda ekmek düşmanlığı oluşturulduğunu vurgulayan Bakan, Türkiye'nin bilgi kirliliğiyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Buğdayın anavatanın Anadolu olduğunu ve 12 bin yıl öncesine giden bir ürün olduğunu vurgulayan Bakan, 12 bin yıldır bu topraklarda insanların en önemli besin kaynağının buğday olduğunu kaydetti. Karacadağ'ın eteklerinden tüm dünyaya yayılan buğdayın, milyarlarca insanın da temel gıda maddesi olduğunu anlatan Eker, kategorik olarak yiyecekleri reddetmenin yanlış olduğunu söyledi.

Buğdayla sağlık ilişkisinde 'şunu yiyin- yemeyin' gibi sözleri, gıdaların ticarete konu edildiği tarihten itibaren bir lobi faaliyeti olarak gördüğünü aktaran Bakan, sözlerine şöyle devam etti: "Margarin çıktı tereyağı kötü ilan edildi. Diğer bitkisel yağlar çıktığında zeytinyağı kötü ilan edildi. Yumurta kötü ilan edildi. Sonra bilim insanları bunlardan özür diledi. Şimdi yeni yeni standartlar oluşuyor. Dikkat etmemiz lazım. İnsan organizması, bedeni yaşadığı coğrafyanın ürünleriyle beslenip gelişmiştir. Onun için binlerce sene o coğrafyadaki ürünler bizim hayatımızın vazgeçilmezidir. Bunu tüketirken, eğer bireysel sağlık sorunları varsa hekime gidip ona göre reçete almamız, tedavi etmemiz lazım. Ama kategori olarak 'şunu yemeyin' demenin çok doğru olduğunu düşünmüyorum."