Bazı gazetelerde yer alan "ekmeğe zam geleceği" iddialarına ilişkin soruyu yanıtlayan Bakan Çelik, söz konusu iddianın gerçeği yansıtmadığının altını çizerek böyle bir şeyin söz konusu olmadığını kaydetti.

Rusya ile yaşanan kriz sonrası gündeme gelen yaptırımları değerlendiren Çelik, diplomasinin devreye girmesi ve her iki ülkenin de üzerine düşeni yapması gerektiğini söyledi.

Rusya ve Türkiye'deki teknik ve askeri heyetlerinin ne olup bittiğini çok iyi bildiğini kaydeden Çelik, "Konuşması gerekenler en üst düzeyde zaten konuşuyorlar. Tekrar iki ülke arasındaki krizi büyütecek bir yaklaşım içinde olup sorumlu sorumsuz bazı beyanlarda bulunulmasını ben şahsen doğru bulmadığımı ifade ediyorum. Çünkü gerçekten Başbakan, Cumhurbaşkanı düzeyinde gerekli açıklamalar her iki ülke tarafından da yapılıyor" dedi.

Bakan Faruk Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

FATURA RUS VE TÜRK ÇİFTÇİSİNE KESİLMESİN!

"Bakınız bizim Rusya'ya 1 milyar 270 milyon dolarlık ihracatımız var, tarımsal ürünler. Bahse konu yaş sebze meyve ise 764 milyon dolar civarında bir yaş sebze ihracatımız söz konusu. Rusya'dan ithal ettiğimiz tarımsal ürünler ise bu yıl itibariyle 3 milyarı geçiyor. Onun için ben sorulduğu zaman söyledim; yani bu olay uçak düşürme olayıdır; burada Türk çiftçisini ve Rus çiftçisini üzecek kararlar almanın, bunun neticesi ne Rus çiftçisinin bir kabahati var bu işte, yani sınır ihlalini Rus çiftçisi yapmadı, uçak düşürme işini Türk çiftçisi yapmadı. Olay başka bir askeri boyutuyla bir olay. Bu boyutuyla çok kolay çözülmesi gerekirken getirip bunun faturasını çiftçilere getirmek. Bu mesele kendi bünyesinde değerlendirilmeden, diplomatik çalışmalar yapılmadan olayın çiftçilere döndürülmesi, toplumların en emektar kesimine okların çevrilmesi doğru olmamıştır."

Rusya'nın ambargo kararına ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çelik, "Şimdi burada ilk etapta açıkladıkları bazı ürünler var. Bazı ürünlere 01.01.2016'dan itibaren yasak koyacaklarını ifade ediyorlar. Şu an itibariyle Rusya limanlarına veya gümrüklerine giden ürünlerle ilgili kısa bir bekleme dönemi vardı ama daha sonra alınmaya başlandı. 160 tonluk cüzzi bir miktarın geri gelmesi söz konusu oldu. Dolayısıyla şu an itibariyle ay sonuna kadar yaptıkları açıklamaya göre ciddi bir sıkıntı beklemiyoruz. Ama inanıyorum ki diplomasi bu arada devreye girer ve hiç hak etmeyen çiftçi kesimine böyle bir bedel ödetilmez" diye konuştu.

Yaşanan krizden Rus çiftçisinin daha büyük zarar göreceğine işaret eden Çelik, "Yani biz 1 milyon tonun üzerinde buğday ithalatı yapıyoruz. Yani bunu durdurduğunuz zaman onun da Rus çiftçisine bir faturası söz konusu olacak. Türkiye'nin ithal ettiği ürünlere baktığınız zaman başta buğday olmak üzere çok farklı piyasalardan temin etme imkanı var" ifadelerini kullandı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, sözlerine şöyle devam etti:

"İki dost ülke arasında yani bu kadar yakın iki ülke arasındaki bu ihracat ve ithalat, bu ticaretin gelişmesine Türkiye her zaman sıcak bakmıştır. Şu an itibariyle Türkiye'nin böyle bir önlemi böyle bir bakışı, yaklaşımı söz konusu değildir. Halen diplomatik yolları zorlama gayreti içindeyiz ve bunu sürdüreceğiz. Rus çiftçisinin burada bir cezalandırılması gibi bir durum Türkiye'nin yaklaşımı değil. Umuyorum ki Rusya'da da böyle beklediğimiz olgun bir devlet davranışı değil de ergen bir davranıştan çıkması gerekiyor artık. Olgun bir devlet, köklü bir devlet davranışına mutlaka geçmesi gerekiyor. Aksi takdirde karşılıklı ülkelerin zararı söz konusu olacaktır.

Yaş sebze meyve ve diğer tarımsal ürünlerin ihracatıyla ilgili yılbaşından itibaren oluşacak olan herhangi bir sıkıntılı bir durum söz konusu olur ise onunla ilgili bakan arkadaşlarla toplantılar gerçekleştirdik, Sayın Başbakanımızın başkanlığında da değerlendirmeler yaptık. Alternatif piyasalar ne olur noktasındaki sorunlara çözüm aradık. Onlar Türkiye'nin hazırlıklarıdır. Bu hazırlıkların çok ayrıntılı bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmasını şu safha ile çok doğru bulmuyorum. Birinci derecede önümüze koyduğumuz, çiftçileri mağdur etmeye dönük bir yaklaşım içerisinde değil, tam tersine diplomatik yollardan sorunun çözümü konusunda Türkiye ısrarcı olmaya devam edecektir."

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI'NDA YENİ DÖNEM

Bakan Faruk Çelik, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'ndaki yeni döneme ilişkin çalışmaların devam ettiğini ve tüm birimlerden brifingler aldığını ifade ederek, önümüzdeki hafta tüm sektör temsilcileri ve STK'larla biraraya geleceklerini belirtti.

Çalışmalarını kısa sürede tamamlayacaklarını dile getiren Çelik, alınması gereken kararların seri bir şekilde alınması ve Bakanlar Kurulu gündemine getirilmesinin öncelikleri arasında olduğunu vurguladı.

Türkiye'nin 78,5 milyon hektar arazisi bulunduğunu, bunun yaklaşık 24 milyon hektarının tarıma elverişli arazi olduğunu anlatan Çelik, 14,6 milyon hektarın mera alanı, 1 milyon hekrarın da su alanı olarak tanımlandığını söyledi.

Tarım alanlarının korunması ve verimliliğin arttırılması konusunda reformların kararlılıkla sürdürüleceğini kaydeden Çelik, önümüzdeki dönemde nitelikli ve bilinçli çiftçilik için bir eğitim seferberliği başlatacaklarının müjdesini verdi.

HAYVANCILIK SEKTÖRÜ İLE BİR ARAYA GELECEK

Üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve rekabet koşullarındaki sorunların ortadan kaldırılması için havza üretimine dikkati çeken Çelik, neyin, nerede ve ne kadar üretilmesi için üretim ve ürün planlaması yapılması için çalışma yapılacağını anlattı.

Hayvancılık alanında 1 milyon 500 binin üzerindeki işletme olduğunu ve yüzde 75'inin 1 ile 9 arasında büyükbaş hayvan beslediğine işaret eden Bakan Çelik, bu ölçeği büyütmek istedikledini aktardı.

8 Aralık Salı günü hayvancılık sektörü ile bir araya geleceklerini kaydeden Çelik, üreticiler ve STK'larla yapacakları yoğun çalışmalar sonrası bir yol haritası hazırlayacaklarını anlattı.

Üreticilere sağlanan destekleri de yeniden değerlendireceklerini dile getiren Çelik, bu alandaki politikaların da yeniden düzenlenmesi gerektiğini vurguladı.

EKMEĞE ZAM YOK

Bazı gazetelerde yer alan "ekmeğe zam geleceği" iddialarına ilişkin soruyu da yanıtlayan Bakan Çelik, söz konusu iddianın gerçeği yansıtmadığının altını çizerek böyle bir şeyin söz konusu olmadığını kaydetti.

TARGEL PROJESİ VE ATAMA BEKLEYENLER

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının 75 bine yakın personeli olduğunu ifade eden Çelik, 10 bine yakın teknik personelin Tarımsal Yayımı Geliştirme Projesi (TARGEL) bünyesinde istihdam edildiğini bildirdi. Çelik, Türkiye'de yaklaşık 35 bin köy bulunduğunu ve bu proje ile her bir teknik elemanın 3 köyden sorumlu olacak şekilde bir değerlendirme yaptıklarını ifade etti.

Bakanlık bünyesinde atama bekleyenlere ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Çelik, rasyonel bir değerlendirme ile atıl kapasitelerin tespit edilmesi gerektiğini kaydederek, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı olarak hükümetin açıkladığı belli sayılardaki kadrolardan ihtiyaçları olan kadroları talep edip, alacaklarını söyledi.

Hükümetin seçim vaatleri konusunun da verilen sözlerin bir bir yerine getirileceğini ifade eden Çelik, büyük ihtimalle yarın toplanacak Bakanlar Kurulu'nda bazı değerlendirmeler yapılacağını söyledi.

KIRSALDA REFAHIN YÜKSELTİLMESİ TERÖRÜN PANZEHİRİ OLACAK

Terörle mücadele konusuna da değinen Bakan Faruk Çelik, "Şöyle ağız tadıyla hep birlikte ekmeğimizi somunumuzu büyütüp birlikte yeme imkanı varken halen bazı dış unsurların tahriki ile bu ülkedeki bu aşımızı bize zehir etmeye çalışanlara bir kez daha sesleniyoruz" diyerek, "Bırakın bu milletin ağız tadını bozmayın" dedi.

Bakan Faruk Çelik, tarım ve hayvancılığın sorunlarını çözerek, refah düzeyini kırsalda da yükselterek, atılması gereken adımların terörün panzehiri olacağını sözlerine ekledi.