Yıllar önce TRT'de bir belgesel izlemiştim. İsrail'de çekilen bu belgeselde bugünlerde gözlenen küresel ısınmaya karşı erken önlem almak için yapılan araştırmalar anlatılıyordu. Bu araştırma biriminde İsrail'de gelecekte yükselecek hava sıcaklığına uygun bitkiler Afrika'dan getirilerek yetiştirme şartları inceleniyor, uygun üretim metotları bulunmaya çalışılıyordu.

Muhakkak ki bunu hem kendi gelecekleri düzenlemek, hem de ürettikleri sıcağa dayanıklı tohumları ve ürünleri gelecekte Dünya'ya satmak için yapıyorlardı.

Bilimsel veriler yıllardan beri Türkiye'nin küresel ısınmanın en fazla etkileyeceği ülkelerden birisi olacağını göstermektedir.

Kuraklık yıldan yıla kendini daha da fazla hissettirmektedir.

Türkiye gerek bitkisel gerekse hayvansal üretim açısından küresel ısınma problemine karşı stratejilerini ve eylem planlarını hayata geçirmek zorundadır.

Bu geleceğimiz için oldukça önemli ve üzerinde ayrıntıyla durulması gereken bir konudur.

*****

Isı veya sıcak stresi yetiştiriciyi bugünlerde çok bunaltıyor.

Son birkaç gündür hava sıcaklığı iyice artış gösterdi.

Yetiştiricilerin zora sokan günlerdeyiz.

Süt ineği ve besi hayvanlarında bulunan işkembenin içerisindeki faaliyetlerin normal olması için 38-39 °C'lik iç sıcaklığın sürdürülmesi gereklidir.

Zira işkembe içerisindeki faydalı bakteriler bu sıcaklıkta hayvanın yediği yemi parçalayarak et ve süt üretiminde kullanılan maddelere çevirmektedirler.

*****

Bahsedilen hayvanların bu özellikleri kışın avantajlı bir durum oluşturmakta, işkembe içerisindeki faaliyetler sonucunda ortaya çıkan ısı hayvanı ısıtmaktadır.

İşkembe yazın hava sıcaklığı arttığında da aynı sıcaklığını sürdürmekte, adeta yaz sıcağında hayvanın içerisinde kalorifer çalışmaktadır.

Çevre sıcaklığının arttığı, insan ve hayvanı bunalttığı bugünlerde işkembe hayvanın ısı yükünü artırmaya devam etmektedir.

Bu yükün büyüklüğünü anlatmak için bir örnek vermek gerekirse, bir insan 100 wattlık bir ampulün ürettiği ısıyı üretirken süt veren bir inek ise aynı özellikte 16 ampullük ısı üretmektedir.

Bu durumda hayvan serinlemek için beslenmesinde ve sonuçta bünyesinde bir takım değişiklikler yapmaktadır.

İlk olarak geçen yazımda belirttiğim gibi yem tüketimi, özellikle de işkembe içi ısıyı artıran kalitesiz kaba yemleri tüketmek istememektedir.

*****

Isı stresi nedeniyle azalan kaba yem tüketimi bir takım problemleri de kendiliğinden getiriyor.

İşkembeli hayvanların özellikle süt ineklerinin normal verimlerini sürdürmeleri için yediği yemlerin yarısının kaba yem olması gerekmektedir.

Yediği kaba yemler işkembeden tekrar ağıza gönderilerek hayvanın geviş getirir.

Geviş ile günde yaklaşık 300 litreye kadar tükürük veya salya üretimi gerçekleşir.

Salya ile işkembeye mide asitliğini önleyen maddeler gelir.

Yani kaba yem tüketimi azalırsa salya üretimi dolayısıyla işkembe asitliği artar.

*****

Hava sıcaklığı arttığında hayvan serinlemek için solumaya başlar.

Normal hava sıcaklığında dakikada yaklaşık 60 olan soluma sayısı hafif ısı stresi durumunda 90'a, bugünlerdeki gibi hava sıcaklığının çok yükseldiği durumlarda ise yaklaşık 150'ye kadar çıkmaktadır.

Özellikle nem oranı yüksek olan bölgelerde hayvanı saran rutubet terlemeyi engellendiği için hayvan neredeyse sadece soluma ile serinleme yoluna gitmektedir.

Bu durumdaki hayvanlarda dilin bir kama gibi dışarı çıkarıldığı, ağızda köpürme ile birlikte salyanın dışarı aktığı görülebilir.

Yani soluma hem salyayı dışarı akıtarak midede asitliği artırmakta, hem de kandaki asitliği engelleyen maddelerin miktarının azalmasına sebep olmaktadır.

*****

Bizler serinlemek için yaşam alanlarımızda klima çalıştırıyor ve önemli bir enerji sarfiyatına yol açıyoruz.

Hayvanlar da serinlemek zorunda kaldıkları için içlerinde klima çalıştırır gibi yemin enerjisinin önemli miktarını verim yerine serinlemeye harcamaktadırlar.

Gerek kaba yem tüketiminin azalması, gerekse salya kullanımının azalması hayvanlarda bir takım problemlere yol açmaktadır.

En başta süt veriminin azalması, süt yağı ve proteinin düşmesi, asidozis denilen mide ekşimesinin artması ve topallık gibi birçok bozukluk ve hastalığa sebep olmaktadır.

*****

Bütün bu olumsuz etkiler yetiştiricileri ciddi sıkıntıya sokmaktadır.

Bir taraftan verim düşüklüğü ile boğuşurken, diğer taraftan artan hastalıklara çare aramakta, bu da yetmezmiş gibi süt yağın düşük diye ceza yemektedirler.

Sıcakların etkisi üremeye de yansımakta, tohumlanan hayvanların büyük bölümü tutmamakta, ısı stresinin etkisi yaz sonlarında üreme düşüklüğü olarak kendini göstermektedir.

*****

Elbette yukarıda anlattığım konuları oldukça özetlenmiş bir şekilde sizlere sunmaya çalıştım.

Isı veya sıcak stresinin etkilerini araştırmak ve olumsuz sonuçlarını hafifletmek için Dünya çapında çok sayıda bilimsel kuruluşta yoğun araştırmalar yapılmaktadır.

Bugüne kadar yapılan araştırmalar ısı stresinde tam olarak etkili diyebileceğimiz bir çare bulamamıştır.

Yine de hafifleten bazı tedbirler bulunmaktadır.

*****

Burada yetiştiricilerimize bir uyarıda bulunmak istiyorum.

Son haftalarda gittiğim işletmelerde, ısı stresini özellikle süt yağı düşüşünü giderir diye firmalar tarafından satılan çok sayıda ürün gördüm.

Yetiştirici çaresiz kaldığı için bunlara inanmak zorunda kalıyor.

Tavsiyem iyice sormadıkları, araştırmadıkları ürünleri almamaları yönündedir.

Zaten kendileri de pahalı ve önemli maliyet oluşturan birçok ürünün herhangi bir etkisinin olmadığını aktarıyorlar.

Elbette ısı stresini hafifleten birtakım ürünler ve uygulamalar var.

Önceki yazımda bunlardan bazılarına değinmiştim.

Kolay parçalanan sindirim oranı yüksek kaliteli kaba yem kullanmak temel yaklaşımınız olmalıdır.

*****

Kalitesiz protein içeren yemleri tercih etmeyiniz.

Fabrika yemlerinin protein düzeyinin yüksekliğinden ziyade yemin içeriğindeki protein kaynağını sorunuz.

Kalitesiz proteinlerin parçalanması, değerlendirilmesi ve atılması sırasında daha fazla ısı açığa çıkar ve hayvanı strese sokar.

İşkembede az parçalanan protein içeriği yüksek yemler ile azalan süt üretimi tekrar artırılabilir.

*****

Yeme by-pass yağ katınız.

Yaklaşık yarım kg düzeyinde katılmasını önerebilirim.

Bu yağlar vücutta işlem görmediği için ısı açığa çıkarmaz ve direkt memeye giderek süt yağınızı yaklaşık 0.3 puana kadar artırabilir.

Sodyum bikarbonat ısı stresi durumunda vücuttan en fazla atılan maddelerden biridir.

En büyük kaynağı salyadır fakat salya üretimi ve işkembeye girişi bu dönemde azaldığı için önemli miktarda eksikliği oluşur.

Isı stresi döneminde hayvan başına günde 300-400 grama kadar verebilirsiniz ama gübreyi cıvıtıcı etkisini unutmayınız.

*****

Isı stresi durumunda vücutta fazlaca atılan elementlerden birisi de potasyumdur.

Piyasada potasyum içeren ısı stresi katkıları bulunmaktadır.

Bu katkıların süt verimi ve süt yağı açısından önemli etkilerinin olduğunu gözlemledim.

Bazı yem firmaları da ısı stresi döneminde özel yemler çıkarmaya başladılar.

Bu yemlerin içeriğinde ısı stresi durumunda kullanılabilecek maddeler yoğun bir şekilde var.

Normal kullanılan fabrika yeminin bir miktarı yerine kullanıldığında etkili olmaktadırlar.

*****

Beslemeyi serin saatlere çekmenin, yemlerin su içeriğini artırmanın da etkisini görebilirsiniz.

Özellikle gündüzün sıcak saatlerinde hayvanlara aşı ve ilaç gibi uygulamalar yapmayınız.

Çoğu işletmede çatının sadece galvanizli sacdan yapılmış olduğunu, herhangi bir yalıtım malzemesi içermediğini görmekteyiz.

Sac altında kalmak hayvanın üzerindeki ısı yükünü daha da artırabilir.

Çünkü sac güneşin kızıl ötesi ışınlarını aşağısına geçirebilir, genellikle kapalı mekan oluşturduğu için hayvanın ısı yükünü hafifletecek havalandırmayı engelleyebilir.

Güneşin kızıl ötesi ışınlarının aşağıya geçmesini engelleyecek yalıtım malzemelerini içeren çatı sistemlerinin yaptırılması gerekmektedir.

Bazı yetiştiriciler de sera örtüsü gibi delikli örtüleri kullanarak hayvanlara gölgelikler oluşturmaktadırlar.

Bunların da etkisi oldukça zayıftır.

*****

Isı stresinde belki de hayvanı serinletmek için yapacağınız en önemli şey fan ve ıslatma sistemlerini kurdurmaktır.

Bizler bunaldığımızda nasıl klima veya havalandırma açma, duşa, suya veya denize girme gibi seçenekleri değerlendiriyorsak hayvanların da bunlara ihtiyaçları bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalar tek başına fanın fazla etkili olmadığı fakat yağmurlama ile etkisinin arttığını belirtilmektedir.

Son yıllarda benim bölgemde de bazı modern süt ineği işletmelerinde hayvanları serinletmek için havalandırma sistemleri ve tünelleri yapıldığını gördüm.

Bu sistemlerin önünde hayvanların serinlemek için yığıldığına, serin hava tüneli boyunca hayvanların ip gibi sıralandığına şahit oldum.

Bence bu sistemlerin en kısa sürede tüm Türkiye'ye yayılması zorunludur, dahası teşvik kapsamı altına alınmalıdır.

*****

Vermeden almak Allah'a mahsustur.

Hayvanlarınızın konforunu, rahatını sağlamadan verim beklemeyiniz.

En nihayetinde onlarda bizim gibi canlıdır.

Biz nasıl ki sıcaklık arttığında serinlemek için klimayı açıyorsak, onlara da klima olmasa da en azından iyi gölgelik, havalandırma ve serinletme sistemleri kurmalıyız.

Hayvanların bulunduğu durumu anlamak için güneş altında ya da sıcak bir mekanda sadece 10 dakika süreyle hiç bir iş yapmadan oturun.

Hayvanlarının sıkıntılarının hangi boyutta olduğunu çok iyi anlayacaksınız.