Sındır, Kanun tasarısıyla mera alanlarının yok edileceği ve şeker pancarındaki kotanın da ortadan kaldırılacağını belirterek, "bu kanun teklifiyle hayvansal üretimde çok önemli olan meralarımız, yaylaklarımız bir bakanlık oluruyla istenilen şekilde organize sanayi bölgelerine ve sanayi üretimine yönelik alanlara dönüştürülebilecek. Kadim topraklarımızdaki mera alanlarımızı alıp götürecekler, ortadan kaldıracaklar.

Tasarının en önemli değişikliklerinden bir tanesi de şeker pancarı üretiminde kotanın kaldırılması suretiyle halk sağlığının tehdit edilmesidir. GDO'lu mısırdan üretilen glikoz şurubu şekerli ürünlerin, üretim maliyetlerini oldukça düşüren bir uygulama. Mesele de burada. çünkü bu şekerler insan sağlığına çok zararlı. Bilim insanları nişasta bazlı şekerin insan metabolizmasına zararlı olduğunu defalarca açıkladı. Bu tasarı gıda egemenliğinin çok uluslu şirketlere teslimiyetinin projesidir.

Türkiye'de uluslararası şirketlerin baskısı sonucu, kota tamamen ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bu tasarıyla GDO'lu mısırdan glikoz şurubu sınırsız üretilsin isteniyor. Ülkemizde şeker pancarı ekim alanı 2000'li yılların başından itibaren AKP'nin uyguladığı tarım politikaları nedeniyle 408 bin 367 hektardan, 272 bin 990 hektara geriledi. Şeker pancarı üreticisi, şeker üretimi yok olsun isteniyor" dedi.

Sındır, "Üretim reformu kanun tasarısında tarımı ilgilendiren 3 konu var. Bunlardan bir tanesi zeytinlik alanlarımızın korunmasını sağlayan Zeytincilik Kanunu'dur. Zeytinlik alanlar için; içerisinde veya 3 kilometre yakınında tarımsal amaçlı tesisler dışında bu alanlara zarar verici hiçbir tesis yapılamaz maddesini kaldırıp atmak istiyorlar. Yani zeytincilik kanun değişikliği getiriliyor. Bu alanlar bizim geleceğimiz, torunlarımızın, gelecek kuşaklarımızın umudu. Bu taslak zeytinlik alanlarımızın katli demektir, doğamızı, tarımımızı, yaşamımızı yok etmek demektir" diye konuştu.