Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, şeker fabrikalarının özelleştirilmemesinin ülkeye yapılmış bir ihanet olarak değerlendirdi. Yıldız'ın bu değerlendirmesi, özelleştirmelerin AKP hükümeti için artık bir ekonomik modelden çok 'hastalık boyutuna' geldiğini gösteriyor. 'Özelleştirmeye karşı olmak' artık ülkede bir ihanet olarak görülecek. Bu bakış açısına göre, bundan böyle hükümetin özelleştirme politikalarına kim karşı çıkarsa; 'vatana ihanet etmiş' olacak!

Ekonomi Muhabirler Derneği'nin geçtiğimiz hafta sonu Kayseri'de düzenlediği programa katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, gündemdeki özelleştirmelerle ilgili olarak çarpıcı ve manidar değerlendirmelerde bulundu. AK Parti hükümeti olarak özelleştirme programlarına devam edeceklerini vurgulayan Yıldız, özel sektör eliyle yapılması gereken yatırımların artmasına gayret edeceklerini ifade etti. Uluslar arası sermayenin Türkiye'de bulunmasının Türkiye'nin büyümesine konacak katkı olarak gördüklerini ifade eden Yıldız, “Buna aynı şekilde devam edeceğiz. Gerek şeker fabrikalarının gerekse diğer özelleştirmelerin durdurulması bu ülkeye ihanettir" diye konuştu.

ÖZELLEŞTİRMEDEN GELEN PARAYI ALIP CEBİMİZE KOYMADIK!

Bugüne kadar yapılan özelleştirmelerin gelirlerini alıp ceplerine koymadıklarını belirten Yıldız, bu özelleştirmelerden elde edilen gelirlerle 1990'lı yılların borçlarının faizlerini kapattıklarını ileri sürdü.

SATILMAMASI İHANET İSE ASIL İHANET İÇİNDE OLAN AKP!

Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın şeker fabrikalarının özelleştirilmesi üzerinden yaptığı 'ihanet' değerlendirmesi birçok yönüyle masaya yatırılması gerekiyor. Öncelikle 2011 yılında yapılan özelleştirme ihalesinde 11 şeker fabrikası Akcan ve Kolin Limak'a satılmıştı. Ve ihalede bütün süreç tamamlanmasına rağmen dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan tarafından bu satış ihalesi son anda iptal edilmişti. Eğer o özelleştirme ihalesi iptal edilmemiş olsaydı şeker fabrikaları çok komik rakamlarla belirli sermaye gruplarına teslim edilecek ve en önemlisi de tarımsal ekonomide önemli bir yeri bulunan şeker pancarının üretimi tehlikeye girecekti. Hükümet bu riski göze alamadığı için fabrikaların satışından vazgeçmişti.

Gelinen noktada genelde özelleştirmelerin özelde ise şeker fabrikalarının satılmaması 'ülkeye bir ihanet' ise o zaman bütün satış işlemi tamamlanmış olmasına rağmen 2011 yılında şeker fabrikalarının satışından son anda neden vazgeçildi? Asıl ihanet içinde olanlar o zaman Taner Yıldız ve hükümeti olmuyor mu? 'İhanet' kelimesi ile 'özelleştirmeyi' yan yana kullanmak bir devlet adamı ciddiyetiyle ne kadar bağdaşıyor?

HANİ HER YÖNÜYLE ABD'Yİ ÖRNEK ALIYORDUNUZ?

Diğer yandan Türkiye, her yönüyle ABD ve AB'yi örnek alıyor. Dünyanın en liberal ülkesi olarak bilinen ABD'de bile şeker fabrikaları özel sektöre satılmadı. Almanya, Fransa, Polonya'da fabrikalar tamamen kooperatif modeli üzerinden işletiliyor. Polonya'da, geçmişte yaptığı özelleştirmelerden ağzı yandığı için özellikle şeker fabrikalarının özel sektöre satılmaması için devlet güvencesi getirildi.

Bütün bu gerçekler ortada dururken Türkiye, hala bir yanlışta ısrar etmeye çalışıyor. Ve daha da ileri giderek bu yanlışa karşı duranlar da 'ülkeye ihanet' içinde gösterilmeye çalışılıyor.