ÖZEL HABER

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 2015 yılı ayçiçeği raporunda, sektörün sorunları ve çözüm önerileri hakkında şunlar kaydedildi:

Yağlı tohumlardaki üretim maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle dış pazar fiyatlarıyla rekabet edememesi, birim alandaki getirisinin düşük olması sebebiyle, yetiştirildikleri bölgelerdeki alternatif ürünlerle rekabet edememesi, dünya ham yağ fiyatlarının Türkiye'ye göre daha düşük olması, ürün planlamasının ve yağlı tohum üretimin artırılmasına yönelik politikaların etkin olamaması, Türkiye'de yağlı tohum üretiminin yeterli olmayışının nedenleri olarak sıralanıyor.

YILLARDIR BİR ÇÖZÜM BULUNAMADI

Yıllardan beri bu üretim açığını kapatabilecek bir çözüm bulunamamıştır. Bu durum, ithalata bağımlı bitkisel yağ sektörümüzü, dünya pazarındaki dalgalanmalara karşı kırılgan kılmaktadır.

DIŞA BAĞIMLILIĞIN AZALTILMASI HEDEFLENİYOR

Diğer yandan son yıllarda bitkisel yağlar, gıda sektörü dışında biyodizel üretiminde kullanılmasıyla birlikte enerji sektörünün de hammaddesi haline geldi. Diğer bir ifadeyle artık bitkisel yağlar; gıda, enerji ve kimyasal sektörlerde yoğun olarak kullanılan stratejik üründür. Bitkisel yağ sektöründe hedef, gelecek yıllarda dışa bağımlılığın azaltılmasıdır.

BİTKİSEL SIVI YAĞ TÜKETİMİNİN ÖNEMLİ BİR KISMINI AYÇİÇEĞİ OLUŞTURUYOR

Türkiye'de bitkisel yağ sanayinin temel sorunu, hammaddede dışa bağımlılıktır. Ülkemizde bitkisel sıvı yağ tüketiminin önemli bir kısmını yağlık ayçiçeğinden elde edilen ayçiçek yağı oluşturmaktadır.

700 BİN TON ÜRETİMİN 450 BİN TONU ÜRETİMDEN KARŞILANIYOR

Yurtiçinde tüketilen 700 bin ton civarındaki ayçiçek yağının sadece 400-450 bin tonu ülkemiz üretiminden karşılanmaktadır. Aradaki yağ açığı yağlık ayçiçeği tohumu ya da ham ayçiçek yağı ithalatı yoluyla kapatılmaya çalışılmaktadır.

10 YILDA FİYATLARDA NOMİNAL ARTIŞLAR BEKLENİYOR

Türkiye'nin bitkisel yağ ihtiyacı, nüfus artışına ve kişi başına tüketilen yağ oranının yükselmesine paralel olarak artış göstermektedir. BM Gıda ve Tarım Örgütü'nün (FAO) 2012-2021 Tarımsal Öngörüler Raporunda, ham petrol fiyatlarındaki değişimler, zorunlu biyoyakıt uygulamaları ve güçlü gıda talebi nedeniyle önümüzdeki on yılda yağlı tohum ve türevlerinin fiyatlarında nominal artış olacağı beklentisine yer verilmektedir.

EGE BÖLGESİ İKİNCİ ÜRÜN OLARAK ÖNEMLİ POTANSİYELE SAHİP

Ege Bölgemiz özellikle ikinci ürün ayçiçeği tarımı için çok uygun olup önemli bir potansiyele sahiptir. Bu kapsamda, buğday-arpa hasadını takiben ayçiçeği tarımının daha geniş olarak yer alması, ayrıca yine pamuk öncesi kanola üretimi ile şeker pancarı ve tütün üretim alanlarındaki muhtemel daralma ile ortaya çıkacak alanlarda ayçiçeği ve kanola üretimine önem verilmesi, ülkemiz yağ açığının kapatılmasına önemli katkılar sağlayacaktır.

BORSALAR ETKİN HALE GETİRİLMELİ

Yağlı tohumlarda alım politikalarında lisanslı depoculuk sistemi devreye sokulmalı ve ürün değerini bulması için borsalar etkin hale getirilmelidir.

TÜKETİMİN ÜLKE İÇİNDEN KARŞILANMASI SON DERECE ÖNEMLİ

Yağlı tohum ihtiyacının ülke içinden karşılanması son derece önemli olup ciddi bir ithalat kalemi olan yağlı tohumlarda, üretimi arttırıcı politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir.

EKOLOJİK KOŞULLAR OLMASINA RAĞMEN EKİM ALANI ARTMIYOR

Ayçiçeği tarımı Trakya Bölgesindeki alanlar dışındaki Orta Anadolu'da daha çok çerezlik ayçiçeği üretimine yönelik yapılmaktadır. Ayçiçeği tarımı için ülkemizde uygun ekolojik koşullar olmasına rağmen ekim alanı arttırılamamaktadır.

KARADENİZ BÖLGESİ'NİN İÇ KISMINDA ÜRETİM ARTIŞI YAPILABİLİR

Bu sorunun aşılabilmesi için potansiyel olarak Karadeniz Bölgesinin iç kısımlarında yeralan iller ile İç Anadolu Bölgesinde yeralan Konya, Aksaray ve Karaman gibi illerin sulanabilen alanlarında ayçiçeği tarımı yapılabilir.

ŞEKERPANCARI İLE EKİM NÖBETİ ÜRETİMİ ARTIRACAK

Ayçiçeğinin özellikle İç Anadolu Bölgesinde şekerpancarı ile ekim nöbetine girmesi veya şekerpancarı ekiminin sınırlandırıldığı alanlarda bu bitkinin yerine ekilmesi ülkemiz ayçiçeği üretiminin artmasına önemli katkıda bulunacaktır. Aynı şekilde Ege Bölgesinde buğday, arpa hasadını takiben ayçiçeğinin daha geniş olarak yer alması da ekim alanı artışına katkı sağlayacaktır.

HİBRİT TOHUMU KULLANIMINDAKİ ÇELİŞKİ

Ülkemizde ayçiçeğinde hibrit tohum kullanım oranı hemen hemen % 100 seviyesinde olmasına rağmen ekimi yapılan hibrit çeşitlerin yağ oranları düşüktür. Oysa Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde ayçiçeğinde hibrit tohum kullanım oranı yaklaşık % 60'lar oranında olmasına rağmen kullanılan çeşitlerin yağ oranlarının çevre koşullarının da etkisi ile yüksek olması nedeniyle bu ülkeler dünya ticaretinde önemli yere sahiplerdir.

YAĞ ORANI YÜKSEK HİBRİT TOHUMLARIN KULLANIMI ARTIRILMALI

Üreticinin ayçiçeği hibrit tohum kullanım düzeyleri açısından Rusya ve Ukrayna ile diğer komşu ülkeler Bulgaristan ve Romanya'yı izlemesi yararlı olacaktır. Bu konuda yağ oranları yüksek hibrit tohumların kullanımı arttırılmalı ve ekolojik koşullara, bölgelere uygun olarak üretilmeleri sağlanmalıdır. Ayrıca yağ oranı birim alan verimi yüksek çeşitler geliştirme çalışmalarına önem verilerek, yağ oranı yüksek hibrit çeşitleri geliştirilmesi bu sorunların aşılmasında üreticiye oldukça kolaylık sağlayacaktır.

ÜRETİM EN AZ 3.4 MİLYON TON OLMASI GEREKİYOR

Son yıllarda artan rafine ayçiçek yağı ihracat potansiyeli ve biyodizel sektöründen gelecek talepler de dikkate alınırsa ülkemiz yağlık ayçiçeği üretiminin en az 3.4 milyon ton olması gerekmektedir.

AYÇİÇEĞİ KIRMA KAPASİTESİNİN HAMMADDE YETERSİZLİĞİNDEN DOLAYI ANCAK YARISI KULLANILIYOR

Ülkemiz yağlık ayçiçeği kırma kapasitesi 1-1,5 milyon ton seviyesinde olup, hammadde yetersizliği ve ithal ham ayçiçek yağı ile rekabet edilememesi nedeniyle bu kapasitenin en fazla % 50'si aktif olarak kullanılabilmektedir.

'LİNOLEİK' TİPTEN VAZGEÇEREK 'OLEİK' TİP AYÇİCEĞİ ÜRETİMİ YAYGINLAŞTIRILMALI

Son olarak halen ülkemizde daha çok Linoleik tip ayçiçeği üretimi yapılmaktadır. Buna karşın son yıllarda özellikle ABD, Fransa ve İspanya'da hem kızartmalık için uygun ve daha sağlıklı, hem de biyodizel için uygun Oleik tip ayçiçeği üretimi yaygınlaşmaya başlamıştır. Türkiye'de de Oleik tip ayçiçeği üretimi yaygınlaştırılmalı ve desteklenerek teşvik edilmelidir. Trakyabirlik bu bağlamda, son birkaç yıldır uyguladığı çalışmalarla Oleik tip ayçiçeği üretimini teşvik etmektedir.

SEKTÖRÜN EN ÖNEMLİ SORUNLARI

Ülkemiz yağlık ayçiçeği üretim miktarının tüketim miktarını karşılayamaması, kırma sanayinin ithal ürünlere bağlı olması ve düşük kapasitelerde çalışması sektörün en önemli sorunudur.

AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİNİ CAZİP HALE GETİRMEK İÇİN NELER YAPILMALI?

Ülkemiz için son derece stratejik bir öneme sahip olan yağlık ayçiçeği ürünün ekiminin cazip hale getirilerek üretiminin arttırılarak sürdürülebilirliğinin sağlanması için;

Tarımsal destekleme kapsamında yağlık ayçiçeğine 2014/2015 ve 2015/2016 için 30 krş/kg olan prim desteğinin arttırılarak devamlılığı sağlanmalı, sadece arz açığı olan yağlı tohum bitkilerine hedef odaklı destekleme yapılmalıdır.

Türkiye'de bitkisel yağ açığını ve dışa bağımlılığı azaltmak için yağlı tohumlu bitkilerin üretimi artırılmalıdır. Bu kapsamda;

Bitkisel yağ sanayi ve yağlı tohumlu bitki üretiminde, uzun vadeli stratejiler ve devamlılık arz eden politikalar uygulanmalıdır.

Destekleme primleri gelir rekabetini yağlı tohumlar lehine olacak şekilde verim ve parite göz önüne alınarak belirlenmelidir.

GAP üretim deseninde yağlı tohumlu bitkiler 1. sırada yer almalıdır.

Nadas alanlarında ve alternatif ürün projesinde yağlı tohumlu bitkiler üretimi devreye girmelidir.

Sulama yatırımlarına hız verilmeli, yeni sulanabilir ekim alanlarında yağlı tohumlu bitki ekimine ağırlık verilmelidir.

Özellikle ikinci ürün ayçiçeği tarımı için Ege Bölgesinin çok uygun ve önemli bir potansiyele sahip olduğu dikkate alınırsa, bu alanlarda buğday-arpa hasadını takiben ayçiçeği tarımının daha geniş olarak yer alması, ayrıca yine pamuk öncesi kanola üretimi ile şeker pancarı ve tütün üretim alanlarındaki muhtemel daralma ile ortaya çıkacak alanlarda ayçiçeği ve kanola üretimine önem verilmesi, Türkiye'de yağ açığının kapatılmasına önemli katkılar sağlayacaktır.

Yağlı tohumlarda alım politikalarında lisanslı depoculuk sistemi devreye sokulmalı ve ürün değerini bulması için borsalar etkin hale getirilmelidir.

Türkiye'de ayçiçeğinde hibrit tohum kullanım oranı hemen hemen % 100 seviyesinde olmasına rağmen ekimi yapılan hibrit çeşitlerin yağ oranları düşüktür. Oysa Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerde ayçiçeğinde hibrit tohum kullanım oranı yaklaşık % 60'lar oranında olmasına rağmen, kullanılan çeşitlerin yağ oranlarının çevre koşullarının da etkisi ile yüksek olması nedeniyle bu ülkeler dünya ticaretinde önemli yere sahiplerdir. Bu kapsamda Türkiye'de de

Yağ oranları yüksek hibrit tohumların kullanımı arttırılmalı ve ekolojik koşullara, bölgelere uygun olarak üretilmeleri sağlanmalıdır. Birim alan verimi ve yağ oranı yüksek hibrit çeşitlerin geliştirilmesi bu sorunların aşılmasında üreticiye oldukça kolaylık sağlayacaktır.

Türkiye'de hem kızartmalık için uygun ve daha sağlıklı, hem de biyodizel için uygun Oleik tip ayçiçeği üretimi yaygınlaştırılmalı ve desteklenerek teşvik edilmelidir.

AYÇİÇEĞİ ÜRETİMİNDE SULAMANIN ÖNEMİ

Ülkemizde yağlık ayçiçeği üretim miktarının arttırılabilmesinde su önemli faktörlerden biridir ve tek bir sulama ile ayçiçeğinde verim artışı iki katına çıkabilmektedir. Trakya'da toplam %15 oranındaki sulanan tarımsal arazi miktarı arttırılarak ayçiçeğinde verim artışı sağlanması mümkündür.

Son zamanlarda giderek büyüyen tağşiş probleminin önlenmesi için cezalar caydırıcı olmalı ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nca yapılan analiz ve denetimler arttırılmalıdır.