Antalya Ticaret Borsası'nda konuşan Çandır, ekonomiye ve gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu.

Türkiye İstatistik Kurumu`nun 12 Aralık'ta ekonomik büyüme rakamlarını hesaplama yöntemini ve veri derleme kaynaklarını değiştirdiğini anımsatan Ali Çandır, "Son 15 yıl içerisindeki tek küçülme yılımız olan 2009 yılını da başlangıç yıl olarak kabul etti. Buna göre de 2015 – 2016 yıllarına ait büyüme rakamlarını açıkladı. Bundan sonraki büyüme rakamları da aynı yöntemle hesaplanacaktır. Uzmanlar bu yöntemle ilgili tartışmalarını sürdürüyorlar. İlan edilen büyüme rakamlarına baktığımızda, tüm sektörler içerisinde sadece tarım sektörü son dört çeyrektir art arda, şiddeti artarak, küçülmektedir. 2015 yılı son çeyreğinde yüzde -3.6 olan tarımdaki küçülme; 2016 yılı 1. ve 2. çeyreğinde yüzde -5.6 küçülmeye, 3. çeyreğinde ise yüzde -7.7 küçülmeye uğramıştır. Yani tarımdaki küçülme ve kan kaybı gittikçe artmaktadır" değerlendirmesinde bulundu.

Tarımdaki kan kaybını resmi rakamların ötesinde hissedildiğini anlatan Çandır, şunları kaydetti:

"Tarımsal üretim ve ticaret ile Antalya'mızın içinde bulunduğu bu küçülme girdabından çıkışı için çözüm önerilerimizi, en somut haliyle hükümetimize yazılı olarak sunduk. Onların gösterdiği duyarlılıktan da memnunuz. Türkiye geneli için almış oldukları tedbirlerin, yararlı ama bizim yaralarımıza merhem olmaya yetmediğini de ifade ediyoruz. Eminim ki, Antalya Yaklaşımı önerimiz eninde sonunda hükümetimiz nezdinde de dikkate alınacaktır. Tarımsal üretim ve ticaretin son 15 yıl içerisinde nispi olarak geriye düşmesinden ve özellikle 2010 yılından itibaren bu geriye düşmenin hızlanmış olmasından artık sadece biz muzdarip değiliz. Son olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın da bu yöndeki açıklamalarına baktığımızda, gelecek için umutlanmaktayız."

Tarımı Günah Keçisi İlan Etmeyin

Tarımın, tüketici enflasyonunu yükselttiği gibi yanlış bir algı oluşturulduğunu kaydeden Çandır, şunları kaydetti:

"Aylardır bunun gerçek olmadığını TÜİK rakamlarıyla açıklıyorum. 2003 ve 2010 baz yılı hesaplamalarıyla tüketici ve üretici enflasyonlarının sektörel eğilimlerine ve bunların enflasyon üzerindeki etkilerini analiz ettik. Gördük ki, tarımın üretici ve tüketici tarafında da enflasyon üzerindeki etkisi yükseltici olmaktan çok daha fazla frenleyici ve düşürücü etkisi olmuş. Mesela son 12 yılın sadece 3'ünde (2007, 2008 ve 2011) tarım, tüketici enflasyonunu yükseltirken, 7'sinde frenleyici ya da düşürücü etki yaratmıştır. Gerçek bu iken hala tarımın, enflasyon üzerinde yükseltici etkisi vardır demek, tarımı en hafif ifadeyle günah keçisi ilan etmektir. Eğer gerçek bir enflasyon yükselticisi aranıyorsa, yurtdışı üretici endeksine bakılmasını tavsiye ederiz. Tarımsal üretim ve ticaret işi uğraşan bizler; bir taraftan son yıllarda şiddeti giderek artan ölçüde küçülmek zorunda kalırken, diğer taraftan da haksız kazançlarla enflasyonu azdıran kesim olarak gösterilme çabalarından gerçekten rahatsızız. Çünkü ne yaptığımızı ve yaşadığımızı biliyoruz."

Tarımın Kazancı Yüzde 70 Eridi

Resmi rakamlarla tarımın durumunu özetleyen Ali Çandır, özellikle son 7 yıldır tarım kesiminin reel kazancının yüzde 70 oranında eridiğini vurguladı. Çandır, "Yani hem küçülmek zorunda kalmışız, hem reel kazancımız erimiş hem de gerçek dışı olarak enflasyonun baş sorumlusu gösteriliyoruz. Bunlar bizi üzüyor ve kendimize kızıyoruz." diye konuştu.

Tarım Enflasyonu Düşürüyor

Enflasyonun yüksek çıkmasında tarım ürünlerinin suçlu gibi gösterildiğine dikkat çeken Çandır, "Enflasyon sepetinden tarımı çıkarsınlar buna bile razıyız. Sepetten tarımı çıkarırlarsa enflasyon yüzde 10`ları buluyor. Tarımın suçlu gösterilmesinden özellikle yaş meyve sebzeci arkadaşlar rahatsız" dedi.