Öncelikle vatan evlatlarını yitirdiğimiz bu acı günlerde acılı ailelerine sabırlar, yaralı askerlerimize şifalar diliyorum.

Milletimizin başı sağ olsun.

Tüm bu gelişmeler içinde sağlıklı bir değerlendirme yapmak duygulardan arındırılmış bir şekilde yaşamak oldukça güç.

Adı konmamış bir savaş içinde adı konulmuş Suriye ile ticaretimiz son sürat devam ediyor.

Özellikle tarım ürünlerinde ki istikrarlı ithalat gayet barışçıl bir şekilde sürdürülüyor.

Türkiye'nin Suriye'den ithalatı ise pamuk ve pamuklu ürünlerde 18 milyon dolar, kahve, çay ve baharatta 9 milyon doları buldu. Hayvansal ve bitkisel katı ve sıvı yağlarda 2 milyon
dolar ithalat var.

Tüm bunlara ek olarak en son güncel bilgi ise şöyle.

Suriye’nin Tel Abyad bölgesinden 20 bin ton hububat ithal edilecek. İthal edilecek buğday ve diğer hububata, 1 milyon 300 bin lira harcanarak, TMO'nun Şanlıurfa depolarına taşınacak.

Türkiye’de ise 21 milyon dönümlük alanda buğday ekimi yapılarken bu sayı en son verilerde 19 milyon dönüme kadar düştü.

Yani anlayacağınız yerli üreticinin dışında kimde ucuz ürün varsa alım yapmak gayet barışçıl bir ticari yöntem oldu.

Ancak:

Konu savaş olunca Mustafa Kemal Atatürk’ün cephede ordularının başında iken verdiği emri gündeme getiren siyasetçiler,

Ticaret savaşlarında ise Mustafa Kemal Atatürk’ün 17 Şubat-4 Mart 1923 İzmir İktisat kongresinde söylediği

‘’MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ ZİRAATTİR’’ sözünü duymamazlıktan geliyorlar.

Beklide duymazlıktan geldikleri o sözü "MİLLİ EKONOMİNİN TEMELİ İTHALATTIR" şeklinde yanlış anladılar!

“Ülkenin gerçek sahibi ve efendisi, hakiki müstahsil olan köylüdür.” Diyerek ticarete yön verecek fikirleri köylünün çıkarlarına yönelik planlamaya çeviren Atatürk’ün elbette Türk ulusuna verilmiş bir sözü vardı.

Kimsesizlerin kimsesi dediği CUMHURİYET için, gözünü kırpmadan kurtuluş savaşında şehit olan Anadolu’nun fakir köylüsüne verilmiş bir sözdü bu.

Anadolu’nun köylüsünde ki, vatan ve bayrak sevgisi şehadet uğrunda bir sevgiydi.

Türkiye Cumhuriyetinin kaynakları da o şehadet sevgisi ile yanıp tutuşan Türk ulusuna feda edilmeliydi.

Cumhuriyetin tüm ekonomik kazanımları emeği kutsal olan yeri geldiğinde gözünü bu vatan için kırpmadan veren kınalı kuzularımızı yetiştiren asil Tük köylüsüne feda edilmeli.

Feda edilmeli ki vatana ektiği her can ona gelecek olarak yansısın

Feda edilmeli ki vatana ektiği her can ona yeni bir evlat versin

Feda edilmeli ki o ay yıldızlı bayrağa baktığı her an o canları görmeli.