Şemsi Bayraktar, taş çekirdekli meyvelerin ülke meyveciliğinde önemli bir yere sahip olduğunu, değer olarak toplam meyve üretiminin yüzde 13,7'sini, toplam bitkisel üretimin yüzde 4,7'sini karşılayan 5 meyvede, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) rakamlarına göre, Türkiye'nin dünya üretiminin yüzde 6,3'ünü gerçekleştirdiğini vurguladı.

Şemsi Bayraktar, şunları kaydetti:

“Dünya nüfusunun sadece yüzde 1,1'ini barındırmasına rağmen Türkiye, dünya üretiminin taş çekirdekli meyvelerden kirazda yüzde 22,2'sini, kayısıda yüzde 20,1'ini vişnede yüzde 12,7'sini, şeftalide yüzde 3,1'ini, erikte yüzde 2,6'sını gerçekleştiriyor. Türkiye, kayısı ve kiraz üretiminde 1'inci, vişnede 2'inci, şeftali ve erikte 6'ıncı sırada bulunuyor.

2015 yılında Türkiye,1 milyar 790,5 milyon liralık kayısı, 1 milyar 794,4 milyon liralık kiraz, 1 milyar 107,2 milyon liralık şeftali, 579,1 milyon liralık erik, 360,4 milyon liralık vişne üretti. 5 taş çekirdekli üründe toplam üretim, 5 milyar 631,6 milyon lirayı buldu.”

Kuru kayısıda rakipsiz

Kuru kayısı ihracatında, Türkiye'nin dünyada açık ara ile birinci sırada olduğunun altını çizen Bayraktar, şöyle devam etti:

“Türkiye kuru kayısıda dünya ihracatının yüzde 80,6'sını elinde tutuyor. Kirazda Türkiye, dünya ihracatının yüzde 9,4'ünü, vişnede yüzde 0,4'ünü, şeftalide yüzde 1,1'ini, erikte yüzde 1,6'sını gerçekleştiriyor. Türkiye, taş çekirdekli bu beş üründe de net ihracatçıdır. 2016 yılında Türkiye, 289 milyon dolarlık kuru kayısı, 24,3 milyon dolarlık taze kayısı, 182,5 milyon dolarlık kiraz, 13,8 milyon dolarlık şeftali ihraç etti. İhracatta Türkiye, kuru kayısıda 1'nci, kirazda 3'ncü, vişnede 26'ncı, şeftalide 18'nci ve erikte 16'ncı sırada bulunuyor.”

2005-2015 döneminde, toplam ağaç sayısının kirazda yüzde 234,1, vişnede 55,4, kayısıda yüzde 50,6, şeftalide yüzde 48,5, erikte yüzde 21,6 arttığını bildiren Bayraktar, “aynı dönemde üretimdeki artış, kirazda yüzde 188, kayısıda yüzde 172, vişnede yüzde 99,5, şeftalide yüzde 89, erikte yüzde 49,6 oldu” dedi.

Taş çekirdekliler vitamin deposu

Taş çekirdekli meyvelerde besin değerinin çok yüksek olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Kiraz, kalsiyum, fosfor ve C vitamini içerir. Diş çürümesini önlemede faydalıdır. İdrar söktürücüdür. Vücudun su dengesini sağlar. Erik, A ve C vitamini ile kalsiyum zenginidir. Bağırsak çalıştırıcı ve direnç artırıcıdır. Kayısı, A, B ve C vitamini içerir. Cilt, göz ve bağışıklık sistemine fayda sağlar. Kemik gelişimine katkı sağlar. Kansızlığa iyi gelir. Kas ve sinir sistemini güçlendirir. Vişne, A vitamini ve potasyumdan zengindir. İdrar söktürücüdür. Karaciğer ve mide üzerinde olumlu etkileri vardır. Şeftali, C vitamini, potasyum ve posadan zengindir. Hazmı kolaylaştırır. Sinir sistemine faydası vardır. Vücudun savunma sistemini güçlendirir.

Türkiye'nin, taş çekirdekli meyvelerin hepsinde üretimi çok daha artırma potansiyeli bulunuyor. Kuru kayısı ve kirazdaki önemli ihracat imkanını daha çok geliştirebilir, şeftali, vişne ve erikte de üretim ve ihracat potansiyelimizi zorlayabiliriz.”

“Yapılması gerekenler”

Kayısı üretiminde ilkbahar geç donlarının üretime darbe vurduğunu, bu donlardan etkilenmeyecek geç çiçeklenen çeşitlerle bahçe tesisi kurulması ve dona karşı tedbir alınması gerektiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Üreticilerimizin mağduriyete uğramamaları için sigortalarını yaptırmaları çok önemlidir. Kayısı, kiraz, vişne, şeftali, erik birim değeri yüksek ürünler. Türkiye'nin ve üreticinin çok önemli gelir kaynaklarıdır. Bu ürünlerde belli bir fiyat istikrarı sağlanmalı, çiftçi düzenli bir gelire kavuşmalıdır. Üreticinin zarar etmesi önlemelidir.

Özellikle dünyayı kuru kayısıyla besleyen Türkiye'nin bu ürüne özel bir önem vermesi, kayısıda hastalığa dayanıklı çeşitlerin geliştirilmesi gerekmektedir. Kirazda aşırı yağışlar meyvede çatlamaya neden olmaktadır. Bu zararın sigorta kapsamına alınması çok yerinde bir karar olmuştur.

5 meyvede de ürün işlenmesinde, üretici sanayicinin insafına terk edilmemeli, üretici örgütlenmesi sağlanmalıdır.

Rekabet için maliyetleri düşürecek önlemler alınmalıdır. Mevcut dış pazarlar elde tutulmalı, yeni pazarlar bulunmalıdır.”

Kaynak: Türkiye Ziraat Odaları Birliği