İnsanın isim kullanmaya başlaması ile sınıflandırmada (sistematik) başlamıştır. Aristo "hayvanlar yaşam şekillerine, hareketlerine, vücut yapılarına, alışkanlıklarına göre sınıflandırılabilir" diyerek sistematiği başlatmıştır

Bu günden günümüze kadar çok sayıda bilim adamı çalışmalar yapmış ve sistematik yöntemleri geliştirmiştir. Bu çalışmalar sonucunda hayvanlar;

Hayvanlar aleminin Sınıflandırılması

1.Omurgalılar ( Memeliler, Kuşlar, Sürüngenler, Amfibyumlar, Balıklar)

2.Eklembacaklılar ( Böcekler, Örümcekler., Çok ayaklılar, Kabuklular).

3.Yumuşakçalar (Kafadanbacaklılar, Karındanbacaklılar, Yassı solungaçlılar).

4. Derisidikenliler(Denizkestaneleri, Denizyıldızları, Yılanyıldızları Denizhıyarları Denizlaleleri)

5. Solucanlar

6.Selentereler (Sölentereler)

7. Süngerler

8. Bir Hücreliler ( Kökbacaklılar, Kamçılılar, Haşlamlılar, Sporlular)

Günümüzde tanımlanmış ve sınıflandırılmış 1.350.000 tür olduğu bilinmektedir.

Yeryüzünde bir milyona yakın hayvan çeşidi keşfedildi. Hayat devam ettikçe daha yenileri keşfedilecektedir. Bu keşifler sonucunda hayvanların sayıları, türleri değişecektir.

Hayvanlar dünyanın her yerine yayılmışlardır. Kutuplardaki buzullardan ekvator bölgelerine, basıncın insanın dayanamayacağı kadar yüksek olduğu okyanus diplerinden atmosfer yoğunluğunun çok az olduğu yüksek dağların zirvelerine kadar her yerde yaşarlar.
Hayvanların büyüklükleri de oldukça değişiktir. Akyuvarlarının içinde yaşayan hayvanlar veya 30 metreden büyük balinalar vardır.

Sistemli bir metotla hayvanların sınıflandırılması, onların incelenmesinde büyük kolaylıklar sağlar. Böylece yeni keşfedilen türler, bilinenlerle olan münasebetine göre uygun bir sınıfa konur.

Hayvanların sınıflandırılması ve yaşam şekillerinin belirlenmesi hayvanların hakları açısından önemlidir. Çünkü hayvanın yaşaması için gerekli olan şartların belirlenmesi ve o hayvana yaşaması için o imkânların sağlanması gerekir.

Hem hayvanların hem de bitkilerin özelliklerine sahip olan bazı canlılar vardır ki, bunların sınıflandırılması zordur.

Bunlardan bir tanesi bir tatlı su canlısı olan öğlenadır. Kamçısı ile suda hareket edebilir. Fakat bu canlı klorofil maddesi ihtiva eder. Bundan dolayı öğlenayı botanikçiler bitki, zoologlar hayvan olarak kabul eder.

Haklar konusunda biz bunları canlı hakları olarak değerlendireceğiz.

Kış uykusuna yatan, göç eden, geviş getiren, elektrik ve ışık üreten çeşitli hayvan grupları vardır.

Mevsimlere bağlı olarak renk değiştirenler, kilerlerinde kışlık yiyecek depo edenler, köle kullananlar da mevcuttur.

Hayvanların bilimsel sınıflandırması; yaşam şekilleri, davranışları ve yaşamlarını devam ettirebilmeleri için asgari şartları belirlediği için hayvan hakları konusunda çok öneme sahiptir.

İnsanın tarihi gelişimine ve yaşam şeklindeki değişikliklere göre hayvanları başlıca;

1 Yabani hayvan

2. Evcil hayvan

olarak iki guruba ayırmak mümkündür. Bunların kısaca tanımlamak gerekirse;

1. Yabani hayvan:Ehlileşmemiş, vahşi ve yırtıcı hayvanlar

-Vahşi hayvan: Ehlileştirilmemiş hayvan, yabani hayvan.

-Yırtıcı hayvan: Beslenmek için başka hayvanları parçalayarak yiyen.

2. Evcil hayvan:Eve ve insana alışmış, kendisinden yararlanabilen. Evde bakılabilen, insana alışmış olan, evcilleştirilmiş hayvan

-Ehlileştirilmiş hayvan: Vahşi olan bir hayvanın insana alıştırılması

Hayvanlar ve insanlar arasındaki ilişki, sorumluluk, insanın sahiplenme ve mülkiyet hakkı yönünden evcil hayvanlar;

1.Sahipli hayvan

2.Sahipsiz hayvanlar olarak iki kısma ayrılır.

Yukarıda yapılan sınıflandırmalarda canlıların yaşam şekilleri, ihtiyaçları, ekolojik dengedeki yerleri ve belirtilmiştir.

Yabani hayvanlar yaratılış gayesine göre hayatlarını devam ettirmektedirler. Bunların yaşamını etkileyecek her türlü müdahale haklarına müdahaleye girer.

Bu müdahaleyi kim ortadan kaldıracak ve müdahale edene cezai işlemi kim uygulayacak.

Evcil veya ehilleştirilmiş hayvanlar insan hayatına farklı şekillerde katkıda bulunurlar. İnsanlar tarafından beslenip yetiştirilebilirler.

Bu hayvanların sahibi olan insan;

Bu canlıları sınırsız ve kuralsız kullanabilirimi Kullanma sınırını kim belirleyecek ve bu canlıların haklarını kim koruyacak.

İnsanın varlığı diğer yaşam formlarına ayrılmaz bir şekilde bağlıdır.

Tüm insanlar, besin, malzeme, enerji ve hatta soluk aldıkları hava için dünyanın flora, fauna ve mikroorganizmalarına ihtiyaç duyarlar.

Ekosistemi yok eden insan kendini varlığını yok etmektedir.

Yaratılış dengesini korumak bütün insanlığın görevidir.