Batıda 19. Yüzyılın sonlarında başlayan hayvan ıslahındaki çalışmalar sonucu, kendi iklim ve coğrafi şartlarına uygun olarak hayvanlarını ıslah edip yüksek verimli ırklar elde etmişlerdir.

Islah çalışmalarında düz ve dört mevsim, doyuncaya kadar yiyebileceği 50-60 cm otla ve çok az konsantre yemle beslenip yüksek süt verimli ve besi performansı yüksek ırklar elde etmişlerdir.

Burada uygulanan yöntem aynı ırk içinde yüksek verimliler birbirleriyle çiftleşerek anne ve babadan daha yüksek verimli hayvanlar elde etmektir.

Sığır yetiştiriciliğinde en büyük karlılık yüksek verimliliğin yanında iki buzağılama aralığının bir yıl civarında olması ile mümkündür.

Ülkemizdeki kültür ırk sütçü sığırlarda bizim çevre şartlarımızda buzağılama aralığı 400 günün çok üzerindedir

Ülkemizde 20.yüzyılın 2. yarısında özellikle yerli sığır ırklarımızın ıslahı çalışmalarında İsviçre Esmeri ırkı ile yapılan melezleme çalışmalarıyla halkımızın benimsediği ve yaygın olarak yetiştiriciliği yapılmakta olan Karacabey Esmeri ırkı elde edilmiştir.

Yerli ırkların ıslahında kullanılabilecek yöntemlerin başında gelen melezleme çalışmaları şu günkü haliyle sığırcılıkta yerli ırk popülasyonunun azalması nedeniyle kullanılması ve başarılı olma ihtimali azalmış bir yöntemdir.

Ülkemiz koyun yetiştiriciliğinde melezleme çalışmalarına ise kesinlikle izin verilmemelidir.

Yerli koyun ırklarımızdan ülkemiz doğal şartlarına çok iyi uyum sağlamış ve oldukça iyi performans gösteren örneğin Kangal Akkaraman koyunu gibi ırkların ıslahına ağırlık verilmelidir.

Kendi iklim ve coğrafi yapımıza uygun ırklarımızı ıslah etmek yerine batının geliştirdiği ve kendi çevre şartlarına uygun bizim şartlarımıza uygun olmayan hayvanları verimliliği yüksek diyerek ithal etmişiz.

Bu hayvanlardan batıda alınan verimliliği alamadığımız gibi fazla da yaşatamamışız ve her yıl ithal hayvan getirmek zorunda kalmışız.

Ülkemize getirdiğimiz kültür ırkı sığırlarda kullandığımız donmuş spermaların belirlenmesinde eşleştirme işleminin kullanılmaması sonucu ineklerimizdeki kötü özelliklerin gelecek nesillere daha kötü ya da iyileştirilmeden aktarılmasına neden olmaktadır.

Bu durum mevcut ineklerimizden elde edilen yavruların da aynı kötü özelliklerle doğmasına neden olmakta, negatif ıslah olarak adlandırabileceğimiz bir yozlaşmayla sonuçlanmaktadır.

Kültür ırklarına kendi çevre şartlarını sağlamak için şartlarımızı son 25 yıldır zorluyoruz ve sulu arazilerimize yonca ve silaj gibi aşırı su gerektiren kaliteli kaba yemler ekerek yeraltı su rezervlerimizi de çok azaltıp maalesef insanımızın su ihtiyacını da riske atmışız.

Bundan 25 yıl önce 50 metrede derinlikte olan yer altı sularımız şimdilerde bazı bölgelerde 500 metre derinliğe kadar düşmüştür.

Dünya nüfusu hızla artmaktadır, hayvan besleme çalışmaları hayvanlara insan gıdası yedirmeden daha ziyade insanların yediği ürünlerden arta kalan gıdalar işlenerek yem olarak hayvanlara yedirilmesidir.

Hayvanları insan gıdasına ortak etmeden insanların tüketemediği tarıma dayalı sanayi ürünlerinin işlenerek hayvan yemi haline getirmek gereklidir.

Sığırlarda ve koyunlarda daha az yemle daha fazla süt veren damızlıkların seçilmesine çalışılmalıdır.

Hayvancılıkta “Milli” politikalara geçmeliyiz.

Anadolu’da gerek köylerde gerekse TİGEM ve Araştırma Enstitülerdeki yerli ırklarımızı ıslah edip verimliliklerini artıralım.

Hayvan ıslahında çalışabilecek bilgi tecrübeye sahip bilim insanlarımız Üniversitelerimizde ve Araştırma Enstitülerinde yeterli sayıda vardır.

Anadolu coğrafyası hem iklim olarak hem de bitki florası açısından dikkate alındığında daha çok yerli koyun yetiştiriciliğine uygundur.

Dağlık bölgelerde ve meralarımızda yerli koyun ırklarımızı yetiştirmeliyiz.

Mera otlarının uzunluğu yüksek olan bölgelerde yerli sığırlarımız otlatılabilir.

Devletin yetkili teknik elemanlarının kontrolünde meranın otlatma zamanı, otlayacak hayvan tür ve ırkları ile hayvan sayıları belirlenmeli ve meralarımızdan en yüksek şekilde faydalanmalıyız.

Mera yönetimi en iyi şekilde yapılmalıdır.

Mera otları hayvan otladıkça gürleşir ve hayvanlar gübrede bıraktıkları için mera otları istenilen boyutlara da erişir. 

Yerli hayvanlarımızı ıslah ederek meralardan optimum şekilde faydalanırken aynı zamanda daha sağlıklı sürülerimiz olacağı için ilaç kullanımı da asgariye düşecektir.

Hayvan beslemede kullandığımız ve kaliteli kaba yem ürettiğimiz arazilerimizde insan gıdası ekilerek vatandaşımızın hem daha çok hem de daha ucuz gıdaya erişmesi sağlanmış olacaktır.

Şunu unutmayalım yerli hayvanlarımızı ıslah edersek kendi çevre şartlarımızda kültür ırklarına yakın verimlilik elde edilebilir.

TİGEM işletmelerinde, elit Akkaraman ya da İvesi koyunlardan günlük hayvan başına 5 litre süt sağılabilen sürüler vardır.

Sonuç olarak Milli hayvancılığımıza meralarımızda, ıslah edilmiş yerli ırklarımızın otladığı günler geldiğinde ülkemiz kendine yetecek eti ve sütü çok daha az masrafla daha sağlıklı üretecektir.