Geçen yıla oranla büyükbaş hayvan sayısı artış gösterdiğini, küçükbaş hayvan sayısının azalış gösterdiğini belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, 'Büyükbaş hayvan sayısı 2016 yılında bir önceki yıla göre yüzde 0,7 artış göstererek 14 milyon 222 bin başa çıkarken, küçükbaş hayvan sayısı yüzde 1,4 azalarak 41 milyon 329 bin baş oldu' dedi.

İTHALATA 6 YILDA 16 MİLYAR 400 BİN LİRA GİTTİ

Hayvancılıktaki ithalat rakamlarının paramızın dışarıya gitmesine dikkat çeken Bendevi Palandöken, '79 milyon 814 bini aşan ve artmaya devam eden ülke nüfusuna rağmen hayvan üretiminin nüfus oranı kadar artmaması, yaklaşık 30 milyonu aşan turistin ülkemizi ziyareti ve yaşanan göçler sonucu artan et ihtiyacının bir bölümü et ve canlı hayvan ithal edilerek karşılanmaktadır. 2010 yılından bugüne kadar hayvan ithalatına 4 milyar 377 milyon 890 bin dolar ödedik. Bugünkü kur üzerinden yaklaşık 16 milyar 400 bin 800 liraya karşılık geliyor. İthalata harcanan bu para yerli ve küçük üreticiyi desteklemek için kullanılırsa bir yandan vatandaşın et ihtiyacı karşılanırken bir yandan da dışa bağımlı olmaktan ülkemiz kurtarılmış olur' diye konuştu.

HAYVAN VARLIĞIMIZ SÜTÇÜ IRKLARDAN OLUŞUYOR

Ülkemizde et üretimi, tüketimi ve ithalatına dair yaşanan sorunların biran önce çözülmesi gerektiğinin altını çizen Palandöken, 'Ülkemizde 14 milyon 222 bin baş üretilen büyükbaş hayvanın yüzde 80'e yakın bir bölümü sütçü ırk ve melezlerinden oluşmaktadır. Sütçü ırkın erkek yavrularıyla yapılan et üretimi de ülkemizin et ihtiyacını bugün için karşılayamamaktadır. Et üretimini artırabilmek için hayvancılıktaki sütçü ırkın yerini, kombine ırka devretmesi gerekmektedir.

5 YILDA SORUN ÇÖZÜLEBİLİR

Bu değişim sağlanana kadar ülkemiz üreticilerinin ihtiyacı olan erkek danaların bir bölümü yurt dışından sağlanmalıdır. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının kombine ve etçi ırkların ülkemize yerleşimi konusunda çalışmaları devam etmektedir. Fakat zaman alacak bir süreçtir. Aynı hayvan varlığımız Kombine Irk ve melezlerinden oluşsaydı, et üretimimiz tüketimimizin üzerine bile çıkabilirdi. Bu çözümlere yönelik çalışmalar yapılır ise önümüzdeki 5 yıl içinde et üretimi konusunda yaşanılan problemler büyük ölçüde çözülecektir' şeklinde konuştu.

ET VE SÜT KURUMU PLANLAYICI OLMALI

Köye dönüş projesinde uygulamaya konulan 30 yaş sınırının kaldırılması gerektiğini de ifade eden Bendevi Palandöken, 'Et ve Süt Kurumu et üretimi ve ithalatı konusunda planlayıcı olmalıdır. İthalat politikasını ülke ekonomisi ve ihtiyacı doğrultusunda doğru belirlemelidir. Aynı zamanda perakende satışı yapmayarak, ithal eti toptan kasaplara dağıtmalıdır. Böylelikle piyasada düzen sağlanmış olacaktır. Öte yandan köye geri dönüş projesinde uygulamaya konulan 30 yaş sınırlaması yeniden düşünülmeli ve yaş sınırlaması kaldırılmalıdır' dedi.

Kaynak: Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu