Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkedeki toplam koyun sayısının yüzde 46,3'ü, keçi sayısının yüzde 36,8'i, sığır sayısının yüzde 28,4'ü, manda sayısının yüzde 23,2'si Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde bulunduğunu bildirerek, “koyun sayısında ilk 10'daki ilden 6'sı, keçide 5'i, sığırda 4'ü, mandada 3'ü Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde" dedi.

Bayraktar, 2010 yılı ile 2015 yılı Haziran döneminde, toplam sığır sayısının yüzde 28,4 artışla 11,4 milyon baştan 14,6 milyon başa, koyun sayısının yüzde 46,5 artışla 23,1 milyon baştan 33,8 milyon başa, keçi sayısının yüzde 72,2 artışla 6,3 milyon baştan 10,8 milyon başa yükseldiğini belirtti.

Nüfus artıyor, tüketim de artacak

Ülke nüfusunun 78 milyonu geçtiğine, yıllık nüfus artışının 1 milyona yakın olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Gelişmiş ülkelerin kişi başına ortalama et ve et ürünleri, süt ve süt ürünleri tüketimlerine baktığımızda, ülkemizdeki rakamların yetersiz olduğunu görüyoruz. Hem et ve et ürünleri hem de süt ve süt ürünlerinde tüketim giderek artacak. Kanatlıda bir sorun görünmüyor. Hem yumurta hem de tavuk eti üretimimiz yeterli. Tavuk etinde yıllık üretim, 2 milyon tona dayanmış durumda. Yıllık yumurta üretimi 17,2 milyar adedi buluyor. Türkiye'nin özellikle halen yıllık 1 milyon tonu aşmış kırmızı et üretimini ve 18,5 milyon tona ulaşmış süt üretimini artırması gerekiyor. Bunun yolu da hayvan sayısını artırmaktan ve et ve süt verimi yüksek kültür ırklarına ağırlık vermekten geçiyor. Bundan dolayı hayvan sayısındaki artış önemlidir.

Kültür ve kültür melezi sığırının payı yüzde 86,5'e çıktı

2010-2015 Haziran dönemine baktığımızda hayvan sayılarındaki artışın yanı sıra, özellikle kültür sığırı sayısındaki yüzde 54,3'lük artış dikkat çekici. Kültür melezinde artış yüzde 30,6'yı bulurken, et ve süt verimi düşük yerli sığır sayısındaki yüzde 20,1 düşüş hayvancılığımız açısından önemli bir gelişmedir. Nitekim bunun bir neticesi olarak kültür ırkı sığırların toplam sığır sayısı içindeki oranı, bu dönemde yüzde 36,9'dan yüzde 44,4'e, kültür melezinin oranı yüzde 41,4'den yüzde 42,1'e çıkarken, yerli sığırların oranı yüzde 21,7'den yüzde 13,5'e düşmüştür. Kültür vve kültür melezi sığırların toplam sığır içindeki payı yüzde 86,5'e çıktı. Merinos koyunu sayısındaki yüzde 107,6 artış da kayda değer bir gelişmedir. Buna karşın tiftik keçisinin sayısının daha da artırılması gerekir."

“Hayvancılıkta Doğu Anadolu yeterince iyi kullanılamıyor"

Hayvancılık açısından Türkiye'nin yeterince iyi kullanamadığı yörenin Doğu Anadolu Bölgesi olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Ülkemizdeki toplam koyun sayısının yüzde 46,3'ü, keçi sayısının yüzde 36,8'i, sığır sayısının yüzde 28,4'ü, manda sayısının yüzde 23,2'si Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizde. Yine, koyun sayısında ilk 10'daki ilden 6'sı, keçide 5'i, sığırda 4'ü, mandada 3'ü Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgemizde bulunuyor. Koyunda ilk 10'da sırasıyla Van, Ağrı, Şanlıurfa, Diyarbakır, Muş ve Iğdır, keçide Mardin, Siirt, Bitlis, Van ve Diyarbakır, sığırda Erzurum, Kars, Diyarbakır ve Ağrı, mandada Diyarbakır, Muş ve Bitlis yer alıyor.

Doğu ve Güneydoğu'nun hayvan sayıları

2010-2015 Haziran döneminde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizin koyun, keçi, manda sayısındaki ağırlığı az da olsa azalsa da sığır sayısındaki oranı, 4,5 yılda yüzde 27,8'den yüzde 28,4'e çıktı. Her iki bölgede de bu dönemde sığır, koyun, keçi ve manda sayılarında önemli artışlar oldu. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki sığır sayısı 3,16 milyon baştan 4,15 milyon başa, koyun sayısı 11,47 milyon baştan 15,65 milyon başa, keçi sayısı 2,36 milyon baştan 4 milyon başa, manda sayısı 20 bin 716 baştan 31 bin 527 başa yükseldi. Bu rakamlar, bölgenin potansiyelini tam olarak yansıtmıyor. Özellikle Doğu Anadolu Bölgemizin hayvancılıktaki potansiyeli tartışılmayacak kadar büyük. Huzur ve güven ortamı sağlanır, terör sona ererse bölgeyi hayvancılıkta parlak bir gelecek bekliyor. Normal koşullarda, bölgenin hayvancılıktaki üretimi olağanüstü rakamlara ulaşır, ülkemizde kırmızı et sorunu kalmaz."

Terörün sadece huzur ve güveni tehdit etmediğini bildiren Bayraktar, “terör ekonomik namlu olarak da başta bölge insanımız olmak üzere tüm ülkemize büyük zarar veriyor. Kaynaklarının heba olmasına sebep oluyor. Terörün bu boyutu asla unutulmamalı, tüm vatandaşlarımız terörü sona erdirmek için çabalamalı. Ekonomik gelişme için güvenlik şart" dedi.