Bayraktar, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) çeltik alım fiyatlarındaki yüzde 17,3’lük artışın, maliyet artışının gerisinde kaldığını bildirerek, “maliyet çiftçimizin üzerindedir ama kazanan tüccarından, marketine çiftçimizin dışındaki herkestir. TMO’nun açıkladığı fiyat revize edilmeli, makul bir düzeye yükseltilmelidir. Başta elektrik, sulama, ilaç, gübre, mazot olmak üzere girdi maliyetleri acilen düşürülmelidir” dedi.

TÜRKİYE'DE BÖLGELERE GÖRE ÇELTİK ÜRETİM ORANLARI

“Ülkemizde üretim bakımından tahıllar içinde buğday, arpa ve mısırdan sonra gelen çeltik, çok miktarda suya ihtiyaç duyan bir tarım ürünü olması nedeniyle üretimi masraflı ve zor bir üründür” diyen Bayraktar, şunları kaydetti: “Türkiye çeltik üretiminin yüzde 70’i Marmara Bölgemizde, yüzde 25’i Karadeniz Bölgemizde, yüzde 2’si ise İç Anadolu Bölgemizde yetiştirilmektedir. Ülkemizde Edirne, Samsun, Balıkesir, Çanakkale ve Çorum toplam üretimin yüzde 83’ünü karşılamaktadır. Son 10 yıla baktığımızda çeltik ekim alanlarının yüzde 20,7 artışla 995 bin dekardan 1 milyon 201 bin dekara, üretimin yüzde 24,8 artışla 753 bin tondan 940 bin tona yükseldiğini görüyoruz. 2008 yılında dekara 757 kilogram olan çeltik verimi, 2011’de 905 kilograma kadar çıktı. 2017 yılında 821 kilogram olan çeltik verimi, geçen yıl verimdeki düşüşle birlikte 782 kilograma indi.

Bu yıl çeltik üretiminin geçen yıla göre yüzde 3,7 artışla 975 bin tona ulaşacağı tahmin edilmektedir. Geçen yıl da üretimde yüzde 4,4’lük bir artış vardı. Bu seviyede çeltik üretimi ülkemizde hiç görülmedi.”

“Pirinç ithalatına 10 yılda 1 milyar 667 milyon dolar döviz ödendi”-Üretimdeki artışa rağmen tüketimdeki hızlı yükselmenin de etkisiyle hala ülke pirinç ihtiyacının karşılanamadığını belirten Bayraktar, şöyle konuştu: “2018/2019 verilerine göre pirinçte üretim açığımız yüzde 32,8’i bulmaktadır. Sadece 2018 yılında 59 bin 625 ton çeltik, 191 bin 61 ton pirinç, 26 bin 810 ton kahverengi pirinç ithalatı gerçekleştirilmiştir. İthalata 2018 yılında 145 milyon dolar, 10 yılda 1 milyar 667 milyon dolar döviz ödenmiştir. Çok şükür bu yıl çeltik üretimini etkileyecek düzeyde afet yaşanmadı. Ekimden hasada kadar geçen dönemde de yağışlar yeterli düzeyde gerçekleşti. Marmara bölgesinde yaz aylarında gerçekleşen yağışlar, ilaçlama dönemini olumsuz etkilese de genel olarak bu yıl çeltik veriminde geçen yıla göre artış olduğunu görüyoruz. Her ne kadar iklim şartları çeltik üretimi için iyi gerçekleşse de bu yıl artan girdi maliyetleri ve faiz oranları üreticimizin maliyetini oldukça artırmıştır. Çiftçi ekime borçla başlamıştır. Gübresini, ilacını borçla almış, gübre ve ilaç fiyatlarındaki artıştan etkilenmiştir.

 “ÇİFTÇİMİZ KREDİ BORCUNU ÖDEYEMİYOR”

 Bu sezon ülke genelinde kış aylarının sert geçmesi, bahar ve yaz aylarında aşırı yağış, dolu, kuraklığın çiftçinin peşini bırakmadığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:

“Hasat sonrası bekleyen kredi taksitlerinin ödeme zamanı gelmiştir. Çiftçilerimiz kredi borcunu ödeyemiyor. Çoğu çiftçimizin ise kredi ödeme vadeleri geçmiştir. 31 Aralık 2018 itibarıyla takibe düşen tarımsal kredi borçları ile doğal afetler nedeniyle ertelenmiş olan çiftçi borçları 5 yıl vadeyle yapılandırıldı. Daha sonra 2019 yılında da çok sayıda bölgemizde doğal afet yaşanmıştır. Üreticinin bu sezonki kredi borcunun yanı sıra geçen yıldan ertelenen borcu da bulunmaktadır. Tüm borçların bir hasat sezonunda ödenebilmesi mümkün değildir. Acilen çiftçilerimizin borçları faizsiz olarak ertelenmelidir. Çiftçilerimiz, borç ertelemesi kararını beklemektedir. Bunun fevkalade önemli olduğunu söylemek zorundayım. Çünkü vadeler geldi. Borçlar takibe giriyor. Çiftçimiz icraya gidiyor. Tam zamanıdır. Bugünlerde acil olarak borçların yapılandırılmasını hükümetimizden bekliyoruz.”

“ÖDÜLLENDİRİLMEMİZ LAZIM”

 “Biz üretimi artırıyorsak, sanayicinin istediği ürünü daha fazla temin ediyorsak cezalandırılmamız mı lazım? Ödüllendirilmemiz mi lazım?” diye soran Bayraktar, şöyle devam etti:

“İthalatı azaltıyorsak, ülkenin döviz kaybının önüne geçiyorsak bunun karşılığı ödüldür. Biz ödül bekliyoruz. Piyasanın bizi cezalandırmasına razı değiliz. Hükümet yetkililerine sesleniyorum. Üretimi artırmanın karşılığı ödül olmalıdır, ceza değil. Bizim bu ülkeden başka gidebileceğimiz bir ülke var mı? Peki bizi üretim yaparak besleyecek başka bir çiftçi var mı? O zaman hepimiz, bu ülkede yaşayan herkes, şehit kanlarıyla sulanmış olan bu toprakların ve bu topraklarda üretim yaparak bu ülke insanını, dışarıdan gelen 5 milyon mülteciyi besleyen bu ülke çiftçisine şükran, teşekkür borcu vardır. Çiftçimizin kadrini ve kıymetini bilmek zorundayız. Bankalardan faizle kredi çekerek girdi alan masraf yaparak üretim yapan değerli çiftçimizin hangi koşullarda üretim yaptığını bu ülkede yaşayan herkesin anlamasını bekliyoruz.

Üreticinin ürünlerini satarak üreticiden daha fazla para kazanan esnafımızın, tüccarımızın ve sanayi kesiminin de çiftçimizin alın terinin karşılığını alabilmesi için çalışması gerekir. Aksi takdirde vebal altında kalırlar. Ve Allah’a bunun hesabını veremezler. Çiftçimizin alın terinin karşılığı olan ürünlerin üzerinden para kazananların da muhakkak surette bu çiftçiye sahip çıkması lazım. İnsan vicdan sahibidir. Vicdanı olan insandır. Herkesi çiftçimiz konusunda vicdanlı olmaya davet ediyorum. Bizler çiftçimizi hiçbir zaman satmadık. Satmayacağız da. Bizler çiftçimize hizmeti ibadet olarak kabul ederiz. Bu ülkenin sorunlarını aşmanın yolunun çiftçimizin sorunlarını tarım sektörünün sorunlarını çözmekten geçtiğini biliyoruz. Biz çiftçimiz için çiftçimizi satmadan mücadeleye devam edeceğiz. Allah bize böyle bir vefasızlığı, böyle bir nankörlüğü, böyle bir ayıbı nasip etmesin. Onun için bu makamlarda kaldığımız sürece mücadele etmeyi, çalışmayı Allah bize nasip etsin. Bankalardan kredi çekerek üretim yapan ve bu ülkeyi besleyen çiftçimize hizmet bir şereftir. Allah bizden bu şerefi esirgemesin.

Hem çeltik hem ayçiçeğinde herkes para kazansın. Bizim sıkıntımız, ürünümüz para etmiyor. Maliyetlerimizi karşılamıyor. Derdimiz bu. Dolayısıyla üreticilerimizin maliyetlerinin düşürülmesi ürünün para etmesi noktasında Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği olarak mücadele etmeye kararlıyız. Bu mücadelemiz bundan sonra da daha etkin bir şekilde devam edecek. Biz bu mücadeleyi veremezsek çiftçimizin sıkıntılarının bitmesi mümkün değildir. Ziraat Odaları ve Ziraat Odaları Birliği olarak her zaman her platformda her zaman yanınızdayız.”