Koronavirüsü krizinin, muhtemelen dünya nüfusunun asgari yüzde 6’sını etkileyeceğini belirten Tekir, “Türkiye’nin payı da o nispette önemli olacaktır. Dalgalar halinde gelecek koronavirüsün kanatlı ve ayaklı hayvanlara bulaşmayacağını kimse garanti edemez. Bu durumda, insanların geçim şartları, gıda ihtiyacı son derece zorlaşacak demektir. Dolayısıyla, alınması gerekli tedbirler de bu boyutlarıyla değerlendirilmelidir” dedi.

Tekir, korona virüsü salgını krizi atlatılsa bile, krizin etkilerinin on yıl devam edeceğini ifade ederek, bu dönemde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

• Tarım politikaları revize edilmeli, tarımda ithal odaklı politikalar terk edilmelidir.

• Anadolu toprağında asırlardır gelişmiş olan yerli tohum merkezli bir tarımsal üretim sistemi geliştirilmelidir. Tarımsal faaliyetler stratejik olarak görülmeli, bu alanda AR-GE faaliyetleri yoğun olarak teşvik edilip geliştirilmelidir.

• Tarımsal ürün artışı, komşu ülkelerin ve diğer ülkelerin ihtiyacı göz önünde bulundurularak yönlendirilmeli, iklim ve toprak verimliliği çerçevesinde ürün artışı en az yirmi katına çıkarılmalıdır. Tarımsal endüstri de buna paralel olarak teşvik edilmelidir.

• Tarım ve sanayide arz merkezli politikalarla Türkiye, bölgenin en güvenilir ve en güçlü ekonomisine sahip kılınmalıdır.

• Topraklarımızın bir kısmını üretim dışı bırakan ziraî ilâç ve zehirlerin yasaklanması da bu tedbirlere ilâve edilmelidir.

Kritik önemine binaen, alınması gerekli çok sayıdaki tedbirden sadece birkaçını özellikle vurgulamak istiyorum:

“Hayvanî gıdada problem yaşanacak”

1. Her türlü hayvancılığa elverişli bir ülkede, hayvancılık konusunda üretene 38, hayvan ithalatına ise 48 milyar TL harcanıyorsa, hayvanî gıdada problem yaşanacak demektir.

“Siyasî tercih problemi var”

2. Kadim zamanlardan beri, hububat ve bakliyat tarımının yapıldığı verimli Anadolu topraklarında teşvik, destek ve koruma yetersizliği nedeniyle ekilebilir arazinin %10’u ekilmez hale gelmişse, üretimden çok ithalat cazip ve rant kaynağı haline getirilmişse, ortada bir “siyasi tercih problemi” var demektir.

“Başka hesaplar ve angajmanlar mı var?”

3. Şekerin sadece fabrika çıkış maliyeti esas alınarak, uluslararası fiyat mukayesesinde, pancar üretimi ve bundan geçinen kitleler, buna bağlı hayvancılık, et, süt ve süt ürünleri üretimi ile şekerin melas ve gübre gibi yan ürünleri hesaba katılmıyorsa, bir hesap hatası, tecrübe noksanlığı veya başka hesaplar ve angajmanlar var demektir.

4. Önceleri olduğu gibi, en kısa zamanda tarımsal üretimde kendi kendine yeterli ülke haline tekrar gelmeliyiz.

“Tarım ürünleri ithalatına ek vergi getirilmeli”

5. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle üç aylık gibi kısa süreliğine de olsa, Demir-Çelik ürünleri ithalatına getirilen ek vergiler, tarım sektörü için de getirmelidir. Demir - Çelik sektörü bu uygulamadan son derece memnundur.

6. Kriz merkezli benzeri politikalar, tarımsal sanayi yanında diğer sanayi sektörlerini de kapsamalıdır. Politika jargonunda dört beyazdan biri olan “ şeker “ stratejik madde olarak korunmalıdır. Daha düne kadar  “şeker ihracatçısı Türkiye”, asla “ şeker ithal eden” ülke durumuna düşürülmemelidir.

“Pancar üretimi ve üreticisi özellikle desteklenmelidir”

Bu çerçevede:

• Özelleştirme yoluyla satılan şeker fabrikalarının, şartnamelerindeki “ üretimin devamı “ şartını yerine getirmeyenlerden alınarak, yeniden aktif hale dönüştürülmelidir. Pancar üretimi ve üreticisi özellikle desteklenmelidir.