Ayçiçeği ekim alanlarını gezen Gürer, çerezlik ve yemeklik ayçiçeğinin ülkemizin her yerinde yetişebildiğine dikkat çekerek, “Yağlı tohumda Marmara ve Trakya, çerezlik üründe İç Anadolu bölgesi önde. Kuru ve sulu koşullarda yetişebilen ayçiçeğinin adaptasyon kabiliyetinin yüksek olması, ekiminden hasadına kadar mekanizasyon ile tarımının yapılması avantaj. Ayçiçeğinin sapı yakacak, küspesi hayvan yemi, işlendikten sonra yemeklik yağdan ayrılan atık, yağ, sabun ve boya sanayinde kullanılıyor” dedi.

“KİM BU İTHALATTAN FAYDA SAĞLAYANLAR?”

Türkiye’de yıllara göre değişmekle beraber ayçiçeği üretiminin yüzde 10’unu çerezlik ayçiçeğinin oluşturduğunu hatırlatan Gürer, “Çerezlikte geçtiğimiz yıl ithal Çin çekirdeği üreticiyi vurdu. Koruyucu depolama olanağı olmadığı için ürünü hasat sonrasında tüccar, 2 lira ile 4 lira arasında aldı. Maliyeti dahi olmayan bu fiyat çiftçiyi zor durumda bıraktı. Yerli ürün ayçiçeği çerezcilerde 10 liradan satılırken, Çin ayçiçeği 20 liradan satıldı. Bu durum çiftçinin ürününün değer bulmasını engelledi. Kim bu ithalattan fayda sağlayanlar? İki katı fiyatına nasıl satılıyor? Ayçiçeği tohumu da zaten ithal ve hibrit tohum, eğer talep Çin çekirdeğine ise onun ektiği tohumu neden ülkemiz alıp ekmiyor? Trakya ve Marmara’da üretici yağlı tohum üretiminden uzaklaşıyor. Desteklemelerden hoşnut değiller. Bir yıl buğday bir yıl ayçiçeği eken Trakya çiftçisi, iki yıl buğday bir yıl ayçiçeği eker duruma geliyorsa Tarım ve Orman Bakanlığı bunu bir düşünsün” dedi.

“YAĞLI TOHUMDA BİLE DIŞA BAĞIMLIYIZ”

Gürer, ayçiçeğinde ürün planlanmasının etkin yapılmadığı için ülkemizin yağlı tohum üretiminin de yeterli olmadığını ve ithale bağlı bitkisel yağ sektörünün yurt içinde tüketimin yarısını bile karşılamadığını hatırlattı. 900 bin ton civarında olan Ayçiçek yağ tüketiminin 500-550 tonunun yerli üretimden karşılandığını söyleyen Gürer, “Ekolojik koşullara sahip olmasına rağmen ülke coğrafyasında ayçiçeği gereken ekim alanlarına ulaşamamıştır. Üreticinin desteklenmesi şarttır” dedi.

“ÜRETİCİ İTHAL ÇİN ÇEKİRDEĞİ İSTEMİYOR”

Ülkemizde hibrit tohumunun kullanıldığını fakat Rusya ve Ukrayna gibi ülkelerin de kullanmasına rağmen yağ oranının ülkemizin ürününden yüksek olmasını eleştiren Gürer, “Neden bizde aynı tohumdan yararlanamıyoruz? Bu yıl yağlı tohum fiyatının halen açıklanmaması üreticiyi tedirgin ediyor. Üretici ithal Çin çekirdeği istemiyor. Ülkemizde yağlı tohumlarda da dışa bağımlılığımızı azaltmak ve ülkemizde üretimi artırarak ithali sonlandırmak mümkün. Ege bölgesinde buğday ile değişimli olarak ayçiçeğinin ekimi sağlanabilir ”dedi.

“TARIM VE ORMAN BAKANINA ÇAĞRI”

Her fırsatta ‘yerli’ ve ‘milli’ vurgusu yapan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin ayçiçeği üreticilerinin sorunlarının çözümü noktasında çalışma başlatması gerektiğini belirten Gürer, “Ayrıca ay çekirdeği teşvik ve destek alan ürün konumuna alınmalıdır. Mazot, gübre ve ilaç gibi girdi maliyetlerindeki artışın yanında, ithal ürünlerin piyasaya sürülmesi, yerli üreticiyi perişan etmiştir. Çok çiftçi icralık, banka kredilerini ödeyemiyor. İcra baskısı üreticiyi zora sokuyor. Geçen yılki gibi tüccar, ürünü yok fiyatına alırsa çiftçi, ‘gelecek yıl ekim yapmakta zorlanırız’ diyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’na sesleniyorum. Ayçiçek üreticisini destekleyin, bitkisel yağ üretiminde dışa bağımlılıktan kurtarın ülkemizi” dedi.