Konuyu Meclis gündemine taşıyan Usta, “Dağıtım esnasında çiftçiler bu koyunların hastalıklı göründüğünü ve sağlık kontrolüne ihtiyacı olduğunu söylese de yetkililerin ‘alıyorsanız alın, almazsanız yedeklerinize dağıtırız’ şeklinde bir yaklaşımda bulunmuştur. Çiftçiler hasta hayvanları almaya mecbur bırakılmıştır. Alırsanız alın! Üsluba bakın! Sanki ceplerindeki parayı dağıtıyorlar. Arkadaş bu para senin değil bu kurum senin değil, bu proje vatandaştan alınan vergilerle yapıldı. Hayvanların alınmasından yaklaşık bir hafta sonra ölümler başlamıştır. Çiftçiler, ölümlerle birlikte koyunlardan aldıkları örnekleri Samsun Veteriner Kontrol Enstitüsü’ne götürmüştür fakat enstitü, herhangi bir hastalığa rastlanmadığını söylemiştir” ifadelerini kullandı.
Eleştirilerine devam eden Usta, şunları kaydetti: “Bunun üzerine çiftçiler, aldıkları örnekleri OMÜ Veteriner Fakültesine de götürmüşlerdir. Orada yapılan ilk incelemeler sonucu, gözle dahi görülüp anlaşılabilecek şekilde veba hastalığı olduğu cevabını almışlardır. Bunun üzerine Havza’da, toplamda yedi kırsal mahalle karantina altına alınmıştır. Kurban Bayramı öncesinde bölgenin karantinaya alınması çiftçileri mağdur etmiştir. Ayrıca getirilen hayvanlardan dolayı sigorta şirketlerinden gelen uzmanlar, sağlıklı hayvanlara dahi sigorta yapamayacağını belirtmiştir”
GENÇ ÇİFTÇİ YOLSUZLUĞU
TEŞVİK DEĞİL, MAĞDUR EDİLDİLER
Üreticilerin mağdur edildiğini dile getiren Usta, “Sonuç olarak, çiftçiler teşvik değil, mağdur edilmiştir. Şimdi kimse bana bunlar bir ihmaldir, gözden kaçmıştır demesin. Bunun adı yolsuzluktur, vicdansızlıktır. Bir olay bir kere olur, iki kere olur tesadüf denir. Ancak bir meselede kamu görevlilerininde bulunduğu çeteler meydana çıkıyorsa, gözaltılar yapılıyor olay mahkemeye intikal ediyorsa ortada açık bir suç vardır. Buna göz yumanlar da suçludur, ceza almalıdır” diye konuştu.
TARIMDANHABER
Bu ülkede özde değil sözde bir Tarım Bakanlığı var artık. İçi boşaltılmış bir bakanlıktan ne bekleyecektiniz vekil bey? Malum partinin İl/İlçe başkanlarının ve milletvekillerinin liyakatsiz, sınavsız atattırdıkları partili il müdürleri ile işler maalesef ki böyle yürümektedir. Siyasetin bu denli sirayet ettiği bir tarım bakanlığı hangi hizmeti üretebilir ki? Bakanlık, vasıfsız, beceriksiz vekil müdürlerle/yöneticilerle doldu. Liyakat ve sınav sitemi tamamen rafa kaldırıldı. Deneyimli pek çok mühendis ve veteriner hekimler küstürüldü. Teşkilattaki çalışanların hukuku, moral ve motivasyonları göz ardı edildi. Bakanlığın İnsan Kaynakları Yönetim Birimi olan Personel Genel Müdürlüğünü düşünün ki buradaki beyler mühendis ve hekimler hakkında kararlar almakta, oysa bu ballı maaşlı üst yöneticilerin hiç biri mühendis ya da veteriner hekim kökenli değil. Dahası merkezdeki yani Ankara’daki pek çok bakanlık yöneticisi meslek dışından diplomalı beylerden oluşuyor. Böyle bir yapıdaki bakanlığın bir de Tarım Şurasını düzenleyeceğini düşünsenize... İşlevselliği ve enerjisi bitmiş olan bir bakanlığın söz ve iddia sahibi olması beklenebilir mi??? Not: söylenecek çok söz var da bir Bakanın bir gün çıkıp sınavla atanmış ilçe müdürleri ile toplantı yapmasını bekliyorum.