Zaman gazetesinden Koray Tekin'in haberine göre dar gelirli vatandaşların en önemli harcama kalemi olan gıda sektöründe alarm zilleri yeniden çalmaya başladı. Geçtiğimiz sene kıtlık nedeniyle ciddi sıkıntıların yaşandığı tarım sektörünün başı, yüksek miktarda ithal girdi kullanıldığı için bu sene de döviz kurlarında yaşanan astronomik artışlarla dertte. Tarım sektörünün mazottan tohuma kadar pek çok ithal girdi kalemi bulunduğunu belirten Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, kurlardaki artışın tarıma verilen destekleri alıp götürdüğünü söyledi.

Ekonomiciler ise Türkiye İstatistik Kurumu'nun ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,71 olarak açıkladığı gıda enflasyonun yıl sonunda çift haneli rakamlara ulaşacağı, bu durumun da genel enflasyon hedeflerinin tutturulmasını sıkıntıya sokacağı görüşünde. Don, dolu ve kıtlığı atlattıktan sonra düşüş eğilimi gösteren gıda enflasyonunun yeniden yükselişe geçmesi ise kötümser senaryonun gerçekleşeceği yönündeki beklentileri güçlendirdi.

TOHUMA 143 MİLYON DOLAR ÖDENDİ

Türkiye, geçen yıl ithal edilen tohumlara 143 milyon dolar ödedi. Geçtiğimiz yıl gübre ithalatına ödenen tutar ise 700 milyon doların üzerinde. 2008 yılında 1 milyon 359 bin traktörün olduğu Türkiye'de şu anda 1 milyon 627 bin traktör bulunuyor. Traktör sayısındaki bu artışın 2008'de 3,22 milyar litre olan tarımsal mazot tüketimini de yarım milyar litrenin üzerinde artırdığı tahmin ediliyor. Mazot, gübre ve tohum, tarım sektörünün en önemli ithal girdi kalemleri. Ancak liste bununla sınırlı değil. Bu rakamlara çiftçinin belini büken diğer kalemleri de ekleyince tablo içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne göre tarım sektörünün toplam ithalat tutarı, 2014'te 8,9 milyar dolar. İhracat ise bunun neredeyse yarısı: 5,3 milyar dolar.

ÇİFTÇİNİN DESTEĞİNİ ALDI GİTTİ!

Tarımsal girdilerin tamamının yurtdışından ithal edildiğini belirten Türkiye Ziraatçılar Derneği Başkanı İbrahim Yetkin, dolardaki yükselişin çiftçinin almış olduğu yıllık desteklerin iki üç katını alıp götürdüğünü açıkladı. Verilen desteklerin yarısından fazlasını da mazotun götürdüğünü belirten Yetkin, “Dolardaki artış tarım sektörünü ciddi biçimde etkiliyor. Olumsuz anlamda etkiliyor. Çiftçinin kullandığı girdiler bundan dolayı artış gösteriyor.” dedi. Çiftçinin yem için kullandığı soyadan gübre hammaddesine hatta tohuma kadar pek çok tarımsal üretim girdisinin ithal edildiğini belirten TZD Başkanı, “Yani maliyetler, dolardaki artışla birlikte bir kat daha arttı diyebiliriz.” dedi.

İpek Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Bulut, akademik çalışmaların gıda ile alakalı ithalatı dolar cinsinden yapan Türkiye gibi ülkelerde para birimi yüzde 1 değer kaybettiğinde gıda fiyatlarında ilk çeyrekte yüzde 0,9'a yakın bir artış olduğunu kaydetti. Bulut, “Türkiye'nin de ithalatı dolar cinsinden olduğundan gıda fiyatlarında yıllık bazda ciddi oranlarda artışlar olacağı muhakkak.” açıklamasında bulundu. Türk Lirası'nın yüzde 30 değer kaybetmesinin bu hesaplamaya göre 27'lik fiyat artışı anlamına geldiğinin altını çizen Levent Bulut, sözlerini şu cümle ile tamamladı: “Gıda fiyatındaki artış da otomatik olarak enflasyon oranında artışa sebep olacaktır.”

GIDA FİYATLARI DÜNYADA UCUZLARKEN TÜRKİYE'DE EL YAKIYOR!

Türkiye'de gıda fiyatlarındaki artış sebebiyle enflasyon yüksek seyrederken, dünyada gıda fiyatlarında düşüş sürüyor. TÜİK'in açıkladığı verilere göre, ağustosta gıda fiyatlarında yüzde 9,71 artış oldu. Ancak Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya gıda fiyatları ağustos ayında güçlü arzın ve enerji fiyatlarındaki düşüşün etkisiyle keskin şekilde gerileyerek Aralık 2008'den bu yana en sert düşüşü kaydetti. Tahıllar, yağlı tohumlar, süt ürünleri, et ve şeker fiyatlarındaki aylık değişimleri izleyen dünya gıda fiyatları endeksi ağustosta bir önceki aya göre yüzde 5,2 gerileyerek 155,7 düzeyine indi.