Milli Gazete'den Furkan Erten'in haberine göre, hükümetin Meclis’ten sessiz sedasız geçirdiği torba yasaya göre, insan sağlığıyla oynayan gıda şirketleri korunurken, Türkiye’de artık nişasta bazlı şeker, GDO’lu, boyalı ürünler gibi zehir saçan gıdaları konuşanlara ve haber yapanlara 50 bin liraya kadar ceza kesilecek.

50 BİN LİRAYA KADAR CEZA

Gıdada küresel şirketlerin ağırlığı giderek artarken, Meclis’te bu şirketleri yakından ilgilendiren torba yasa geçtiğimiz günlerde TBMM’den sessiz sedasız bir şekilde geçirildi. İktidar partisinin 11 farklı kanunda 34 maddelik değişiklik yapılması için hazırladığı torba yasanın en kritik bölümünde Gıda Bilim Kurulu oluşturulması ve gıda güvenliğini tehlikeye atacak açıklama, haber ve yayın yapanlara 50 bin liraya kadar ceza kesilmesi öngörülüyor.

UCU AÇIK iFADELER ENDİŞE OLUŞTURDU...

Ucu açık ifadeler sebebiyle birçok meslek örgütü ve gıda uzmanının tepkisini çeken yasayla birlikte faaliyete başlayacak olan Gıda Bilim Kurulu’nun kimlerden oluşacağı ve gıda güvenliğinin nasıl inceleneceği konusu endişe oluşturdu. Gıda ve tarım konusunda karnesi zayıf olan iktidar partisinin, zehir saçan şirketlere Türkiye’de birçok imkân sağladığı bilinirken Bill ve Melinda Gates Vakfı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın imzaladığı protokolün gizliliğini koruması da akıllarda soru işareti bıraktı.

Gıdada küresel şirketlerin ağırlığı giderek artarken, Meclis’te bu şirketleri yakından ilgilendiren torba yasa geçtiğimiz günlerde TBMM’den sessiz sedasız bir şekilde geçirildi. İktidar partisinin 11 farklı kanunda 34 maddelik değişiklik yapılması için hazırladığı torba yasanın en kritik bölümünde Gıda Bilim Kurulu oluşturulması ve gıda güvenliğini tehlikeye atacak açıklama, haber ve yayın yapanlara 50 bin liraya kadar ceza kesilmesi bulunuyor. Ucu açık ifadeler sebebiyle birçok meslek örgütü ve gıda uzmanının tepkisini çeken yasayla birlikte faaliyete başlayacak olan Gıda Bilim Kurulu’nun kimlerden oluşacağı ve gıda güvenliğinin nasıl inceleneceği konusu endişe oluşturdu. Gıda ve tarım konusunda karnesi zayıf olan iktidar partisinin, zehir saçan şirketlere Türkiye’de birçok imkân sağladığı bilinirken Bill ve Melinda Gates Vakfı ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nın imzaladığı protokolün gizliliğini koruması da akıllarda soru işareti bıraktı.

MEDYANIN SUSTURULMASI SAĞLIKLI DEĞİL

Son yapılan düzenlemeyi değerlendiren Gıda Mühendisi Nurten Sırma, “Gıdada tağşişi, hileyi nasıl önleriz gibi bir ihtiyaç duyuldu. Bakanlık aylık tağşiş listeleri açıklamaya başladı. Fakat hileli gıda üreticisine sadece para cezası olduğu için adli ceza eklemek amacıyla bu yasayla yola çıkıldı. Niyetin bu olduğu söylendi. Gıdada bilgi kirliliği elbette önlenmelidir. Son günlerde yaşamın her alanında konuşulan liyakat ve ilim sahibi insanların konuşma isteğiyle tüketicide endişe oluşturan gıdada bilgi kirliliğinin önüne geçmek hedefleniyorsa faydalı olur. Ancak ülkemizde ağlarını genişleten küresel dev şirketlerin ‘sorgulamadan ye, yoruma kapalıyız’ cümlesi kanun maddesi olarak uygulanacaksa bu çok zararlıdır. Öte yandan medyanın susturulması sağlıklı değil. Geçtiğimiz ay 16 tane tarım ilacına kademeli yasak geldi. Medya bu konuda bir spot yaktı ve bakanlığı harekete geçirdi. Gıdada güvenli bir yol aranırken medya neden susturuluyor? 20 bin liradan 50 bin liraya kadar cezaların olacağı söyleniyor” dedi.

DEĞİŞEN TARIM POLİTİKALARI KÜRESEL SERMAYEYE HİZMET EDİYOR

Ziraat Mühendisi Süleyman Hartavioğlu, “Tarım, insanların bitkisel, hayvansal ve diğer ihtiyaçlarını karşılamak için planlanmış üretim tekniklerinden ibaret çok geniş bir terimdir. Yani esasında gıda temeli toprakla, tohumla başlıyor ve devamında yetiştirme teknikleri ile güvenilir gıdayı tedarik ediyorsunuz. Yapılan her tarım uygulaması soframıza gelen gıdayı olumlu ya da olumsuz etkiler devamında neslinizi etkiler. Bu çerçevede baktığınız zaman tüm dünyada sürekli tarım politikaları değişmekte ve değişen tarım politikalarının küresel sermayeye hizmet ettiğini göreceksiniz” ifadelerini kullandı.

GIDA İLAÇLARININ ZARARINDAN BAHSEDEMEYECEĞİZ

Tohum konusuna da değinen Hartavioğlu, “Tohumdan yola çıkalım 1970-200 yılları arasında GDO’lu tohumların hayatımıza girmesiyle tarım ilaçları 32 kat, gübre kullanımı 10 kat artmıştır. Bu süreçten sonra artan insanların sağlık sorunları, hayvan sağlığı ilaçlarındaki artış herkesçe malumdur. Bill Gates gibi yatırımcıların tohuma neden yatırım yaptığı aslında söylediklerimizin içinde yer almaktadır, tohum bir yazılımdır. Toprağa attıktan sonra tohuma vereceğiniz gübre, ilaç bellidir. Bu yasa ile sebze, meyve ve endüstriyel bitkiler vasıtasıyla insan sağlığını olumsuz etkileyen ilaçların zararından bahsedemeyeceğiz. Örneğin bugün kullanılan yabancı ot ilaçlarında en tehlikesi olan etken madde için ‘Glifosat zararlı’ diyen yarın zararlı olmadığını söylerse ne yapacağız?” diye konuştu.