Dünya Bankası Başkanı David Malpass, gıda krizinin insani bir felakete yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.

Malpass; “dünyada herkesi besleyecek kadar gıdanın olduğunu, küresel stokların tarihsel standartlara göre çok olduğunu ancak gıdayı ihtiyaç duyulan yere ulaştırmak için bir paylaşım ve satış süreci olması gerektiğini ifade etti.

Anlaşılan o da “aslında gıda var ama paylaşmak istemiyoruz gerçeğini” kabul etti.

Son günlerde yetkili isimlerde nasihat çok, icraat yok.

Malpass; gelişmekte olan ülkelerin borç krizi konusunda endişelenmeleri gerektiğini de belirterek, bu ülkelerin pandemi döneminde biriken borçlarını ödeyememeleri durumunda “kriz içinde krize” yol açabileceği uyarısında bulundu.

İklim krizi, Covid- 19, Ukrayna – Rusya savaşı her biri gıda fiyatlarını sürekli artırıyor.

Gelişmiş ülkeler çeşitli desteklerle halklarının ve çiftçilerin krizden etkilenme oranlarını görece azaltsalar da gelişmekte olanlarda durum ciddi.

Yoksul Afrika’nın takati kalmadı.

KIYAMETİN YEMEĞİ DENİZ YOSUNU 

Gıdada kan gövdeyi götürürken, bilim insanı Juan Garcia Martinez, deniz yosununun alternatif gıda maddesi olarak kıyametten sonra insanlığın temel besini olabileceğini ifade etti.

Konu üzerine bir grup bilim insanı çalışmaya devam ediyor.

Protein savaşları başladı başlayacak.

Olası kıyamet senaryolarının kazananı deniz yosunu, üretenler yok satmaya başladı bile.

LAZER İLE YEMEK

Tarım ve gıdada savaşlar hız kesmez iken gastronomi tarafında işler karbon ayak izini düşüren menüler, yeni nesil süper gıdalar düzleminde Pollyanna romantizminde.

Lazer ile hazırlanan yemekler, 3D yazıcıdan çıkma gıdalar, lazer aparatları ile hazırlanan içecekler her biri şimdilik varlıklıların gastronomi meraklarına hizmet edecek dijital şefin kişiselleştirilmiş haz nesneleri gibi duruyor.

Öngörüler yapay gıdaların yoksullara karın tokluğu, zenginlere haz üretmesi yönünde. 

GELECEK TASARIM AŞAMASINDA 

Tüm bu gelişmeler ve algıla çalışmaları gıdanın geleceğinin yeniden dizayn edildiğini gösteriyor.

Teknolojiniz yoksa gıda üretiminin dışındasınız, paranız yoksa ekmek te yok, helal ekmek hiç yok. 

MÜSLÜMAN MAHALLESİNDE SALYANGOZ SATMAK

Yoksul ülkeler son günlerde gıda güvenliğinden çok gıda güvencesini tartışıyor.

Tam bu noktada dünya, yapay gıdaların, birçok inanç ve kültürde yenilmesi uygun olmayan böcek ve hayvanların insan gıdası olarak tüketilip tüketilemeyeceğini konuşuyor, yeni tatlar dizayn ediyor.

Müslüman mahallesinde salyangoz satılabilir mi?

Zira Fao’nun beslenme tanımında; “beslenme aynı zamanda inanç ve kültürlere saygılı olmalıdır” ibaresi varken yapay gıdaların tartışmaya açılması nöromarketing kullanılarak yapılan bir lobicilik çalışmasının parçası olabilir mi?

Etik mi, gereklilik mi?

YAPAY GIDA LOBİSİ

YAPAY GIDA ETİK Mİ?

Ünlüler, sanatçılar, fikir liderleri yapay gıdalara olan inançlarını çoktan açıkladı.

Melinda Vakfı gibi kuruluşlar büyükbaş hayvancılığın sera gazı emisyonlarına ne denli etkisi olduğunu anlatırken yapay etin savunuculuğunu yapıyor olabilir mi?

Komplonun arka bahçesinde yeni nesil gıdalar için bir dolu hazırlık var. Ajanslar her gün yapay gıdalara ait çarpıcı, ilgi çekici fotoğraflar servis ediyor.

Önyargılarımız kırılıyor gibi.

YA YAPAY GIDA YA ÖLÜM

Gıdanın geleceğinde olacakları öngörsek te yeni gıdaların etik olup olmadığı zihnimizi oldukça meşgul ediyor.

Yapay gıdaların normal olduğu algısını yaratmak için kollar sıvandı, kıtlık çanları çaldı, gıda fiyatları yükseldi.

Ya yapay gıda ya ölüm” sloganları atıldı.

Amerika Impossible Foods markası ile ilk adımı attı başarılı da oldu. 

Ezcümle; “minareyi çalan kılıfı hazırlar” naralarını işitmenin tam zamanı.

Yokluk ve “açlıkla mücadelenin tek yolu yapay gıdalar” algısı yoksulları yapay gıdalara minnet duyduracak türden çalışmalarla geliyor, zihinler, kalpler açık ola.