Melezleme iki farklı ırktan değişik amaçlarla yavru elde edilmesi amacıyla kullanılan bilimsel bir yetiştirme metodudur. Kullanma melezlemesi et üretimine destek olmak amacıyla dünyada süt sığırcılığı yapılan işletmelerde yaygın olarak kullanılmaktadır.

Yapılan melezlemeler sütçü işletmelerde iki farklı maksatla yapılmaktadır.

Süt üretim amacıyla yapılan melezlemelerde amaç süt kompozisyonunun iyileştirilmesi, verimli yaşam sürecinin artırılması, döl veriminin ve doğum kolaylığının iyileştirilmesi ile bakım beslemenin gereği gibi yapılamadığı durumlarda adaptasyon gücünün ve dayanıklılığın arttırılmasıdır.

Et üretim amacıyla yapılan uygulamada ise esas neden süt üretimi için kullanılmayacak buzağılardan daha fazla miktarda ve kalitede et üretmektir.

Kullanma melezlemesi olarak adlandırılan bu uygulama sütçü sığır işletmelerinde, özellikle damızlık değeri düşük olan inekler seçilerek veya piyasa koşullarına göre düve fiyatlarının geride olduğu süreçte replasman için gereken sayının haricindeki sağmal ineklerin ve düvelerin etçi ırktan boğa spermalarıyla tohumlanmalarını ve doğacak buzağıların erkek dişi fark etmeden et üretimi maksadıyla besiye alınmalarını içeren bir uygulamadır.

Bilinçli melezleme ülkemizin aksine, hayvancılığı gelişmiş ülkelerde yaygın biçimde kullanılan önemli bir yetiştirme metodudur. Kullanma melezlemesi sonucu doğan buzağılardan elde edilecek kaliteli karkas buzağıyı üreten süt işletmeleri, besiciler, et işleyen firmalar, et satan kasap ve diğer perakendeciler ile tüketiciye kadar herkese fayda sağlamaktadır.

Günümüzde meradan zengin ülkeler bile etçi sığır anaç sürülerinde ciddi azalmalar meydana geldiğinden, sütçü sığır ırklarını etçi boğa spermaları ile tohumlayarak sığır eti üretim zincirindeki yetersizliğin telafi edilmesine önemli katkı sağlamaktadır.  

Dünyada hiçbir sığır ırkı her yönüyle mükemmel değildir. Melezleme anne veya baba ırkının ortalama değerlerinden daha ideal olan melez yavru yaratmak amacıyla kullanılan bir yetiştirme yöntemidir. Melezlemenin avantajları aşağıda sıralanabilir:

- heterozis ya da melez azmanlığından yararlanmak,   

- ortalama ırk etkilerini kullanmak

- sürüyü tasarlamak

- pazar taleplerini karşılamak

Melez azmanlığı (heterozis) melez yavrunun herhangi bir özelliğinin değeriyle anne ve babanın aynı özelliğinin ortalama değeri arasındaki fark olarak tanımlanır.

Aynı yaş grubunda anne ırkında 500 kg canlı ağırlığa ulaşılırken baba ırkında 600 kg canlı ağırlığa ulaşıyorsa, aynı yaş döneminde melez yavrudan beklenen ortalama canlı ağırlık 550 kg’dır. Oysa, melez yavrunun canlı ağırlığı 580 kg olarak gerçekleşmektedir. Dolayısıyla, bu örnekte heterozis canlı ağırlık için 30 kg ya da %5,5 olarak ifade edilir.

Melezleme ile ilgili diğer hususlar aşağıda detaylandırılmıştır.

Ülkemizde Kullanma Melezlemesi

Günümüz koşullarında, özellikle ülkemizde, sütün kompozisyonundan çok miktarına göre ödeme yapıldığından dolayı, süt üretiminde en avantajlı ırk Holstein ırkıdır. Bu durum dünyada birçok ülke içinde geçerlidir. Ancak, holstein buzağıların besi performansı, yurtdışından ithal edilen değişik etçi ırktan buzağıların besi performanslarıyla karşılaştırıldığında besicileri memnun etmemeye ve bunun sonucunda da holstein erkek buzağılara olan talebin azalmasına sebep olmaktadır.

Bu nedenle son zamanlarda ülkemizde özellikle simental ırkına olan eğilim artmıştır. Piyasada et fiyatlarının yüksek olmasından dolayı, besiciler iç piyasadan özellikle simental buzağıları tercih etmekte ve dolayısıyla bölgeye göre değişmekle beraber sütten kesilmiş erkek danada Holsteina kıyasla 1000-1500 TL arasında daha yüksek fiyata alıcı bulabilmektedir.

Simental ırkına olan talep yüksekliği nedeniyle, artan fiyatlar simental ırkını cazip hale getirmiştir. Oysa, simental sütçü bir ırk olmayıp, kombine verimli bir ırktır. Köylerdeki küçük yetiştiriciler için cazip bir seçenek olmakla birlikte, büyük ölçekli süt işletmeleri için doğru bir tercih olarak değerlendirilmesi güçtür.

Adı üstünde olan süt üretim çiftliklerinin gerçekten süt üretmesi ve sütten kazanç sağlaması daha rasyoneldir. Simental ırkı kaliteli kaba yemi ucuza sağlayabilen, meraya sahip işletmeler için tercih edilebilir. Ayrıca, yurtdışında simental inekler bile et üretimi maksadıyla kullanma melezlemesinde kullanılmakta ve elde edilecek gelirin maksimize edilmesi amaçlanmaktadır. Daha öncede vurgulandığı üzere kullanma melezlemesinin bilinçli bir program dahilinde seleksiyona da destek sağlayacak biçimde planlanması büyük önem taşımaktadır.

Melezleme uygulamasının katı kurallarla kullanılmasının önlenmesi yerine, doğru kayıtların tutulması daha önemlidir. Örneğin, ithal damızlık holstein düvelerden bazıları ülkemize geldiğinde melez yavru doğurmaktadır; ya da başta döl verimi sıkıntısı nedeniyle işletmelerde sürüden çıkarma yerine son çare olarak holstein ineklerin farklı ırktan boğa spermalarıyla tohumlanması sonucu doğan melez yavrular herkes tarafından bilinmektedir.

Son durumun ayrıca kendi kanımca da yanlış bir uygulama olmadığı kanısında olduğumu da vurgulamakta fayda görmekteyim. Ülkemizde bilinen bu gerçeğe rağmen, melez yavrular kayıt sistemimizde holstein olarak görülmektedir. Pedigri kayıtlarının doğru olması, hayvan varlığımızdan yapılacak değerlendirmelerin ve geleceğe dönük tahminlerin doğru yapılmasında büyük önem taşımaktadır.

Sütçü bir işletmede, şayet damızlıklar kendi kaynaklarından sağlanıyorsa, kullanma melezlemesi replase edilecek (yenilenecek) inek sayısı dikkate alınarak planlanmalıdır. Bu planlamada damızlık değeri bakımından üstün olan ineklerden yeterli sayıda dişi yavru elde edilmesi sağlanmalıdır. Dişi sperma kullanımı ile replasman amacıyla tohumlamada kullanılacak düve ve inek sayısı da azaltılabilir. Bu durum sürü açısından melez yavrulardan elde edilecek ilave kazancın yanı sıra, etkin bir seleksiyonun gerçekleştirilmesine de ayrıca olanak sağlayacaktır. 

Neden Kullanma Melezlemesini Kullanmalıyız?

Ülkemiz tarımda bitkisel anlamda (özellikle meyve ve sebze üretimi gibi) önemli avantajlara sahip iken, hayvancılıkta pek o kadar da şanslı bir pozisyona sahip değildir. Bu durumun asıl sebebi, meralarımızın sürekli yeşil kalmasını sağlayacak yağışların özellikle sıcak geçen yaz aylarında oldukça kısıtlı olması ve artan sıcaklarla beraber meraların kurumasıdır.

Bu nedenle bilinen etçi sığırların ülkemizde yaygın biçimde bakım ve beslenmeleri rasyonel değildir. Bilindiği üzere ülkemiz hayvancılığının en önemli sorunu yüksek üretim maliyetleridir. Üretici tam olarak karşılanamayan kaliteli kaba yem açığından dolayı, konsantre dediğimiz fabrika yemleriyle bu açığı telafi etmeye çalışırken, hayli yüksek bedel ödemektedir.

Bu durumun doğal sonucu olarak, üretilen et ve sütün maliyeti de yüksek olmaktadır. Süt inekçiliğinde süt sürekli bir girdi sağlayarak, işletmenin rutin giderlerinin karşılanmasını sağlamaktadır.  Oysa, etçi sığırların beslenmesinden herhangi bir süt girdisi elde edilemeyeceğinden, sadece yavru amacıyla yıl boyunca beslenmeleri gerekmektedir. Bu besleme etçi sığırların yoğun olduğu ülkelerde çoğunlukla kaliteli meralardan sağlanmaktadır. Ancak, ülkemizde kaliteli meralarımızın yetersizliği bu besleme şekline elverişli olmadığından, etçi anaç sığırların yıllık bakımları ciddi maliyetleri ortaya çıkarmaktadır.

Ülkemizde hayvancılığa yön verenlerin anlaması gereken en önemli husus büyükbaş hayvan yetiştiriciliğinin hobi amaçlı yapılmadığı, bu işin para kazanma maksadıyla yapıldığıdır. Örneğin, üretilen süt miktarı ile elde edilen gelir arasında üretici lehine fark yoksa üretici süt üretmeyi sonlandıracak, ineklerini elden çıkaracaktır.

Bu durumu dişi hayvan kesimine yasak koyarak sürdürmekte mümkün değildir. Sürdürülebilirlik ancak ve ancak üretimin karlılığının sürdürülebilmesiyle mümkündür. Et açığının ciddi sorun olduğu ülkemizde, süt fazlalığı gerekçe gösterilerek, bıçak sırtında olan üretici süt fiyatları sürekli baskılanmaya çalışılmış ve süt üretiminin karlılığı ortadan kalkmıştır.

Kar edemeyen süt işletmeleri de son 1-1,5 yıl zarfında ineklerini kesime sevk etmiştir.  Durum böyle iken, maalesef yanlış algı ile sütçü ineklerde melezleme uygulamalarına ülkemizde olumsuz bir yaklaşım sergilenmektedir. Oysa hayvancılığı gelişmiş ülkelerde melezleme kullanılarak mevcut hayvan potansiyelinden maksimum oranda yararlanma yolları aranmaktadır. 

Melezleme uygulamalarının bilimsel bir metot olduğu ve akılcı biçimde kullanılmaları ile önemli kazanımların elde edilebileceği bir uygulama olduğu açıktır. Ülkemiz hayvan varlığına baktığımızda, son yıllarda kurulan modern süt çiftliklerinin hem sayısının hem de kapasitesinin önemli oranda arttığı gözlenmektedir. Bu kadar büyük kapasite artışına rağmen, hala ciddi fiyatlardan damızlık düve ithal etmeye de devam etmekteyiz.

Kurulan bu işletmelerdeki en önemli sorunlardan birisi de dölverimi düşüklüğüdür. Sütçü ineklerde döl veriminin düşmesinde verimin arttırılması amacıyla kullanılan boğaların seçiminde döl veriminin dikkate alınmamış olması en önemli faktör olarak göze çarpmaktadır. Bu husus dikkate alınarak kullanılan boğaların yüksek döl verim güçlerinin olmasına ayrı bir özen gösterilmeye başlanmıştır.

Döl veriminin arttırılması amacıyla kullanılan bilimsel yöntemlerden birisi de melezlemedir. Süt fiyatlarındaki gidişat ile birlikte sağlık, fertilite ve buzağılama performansındaki endişeler gelişmiş ülkelerdeki ticari süt üreticileri arasında melezlemeye olan ilgiyi büyük oranda arttırmıştır. Gelişmiş ülkelerde sütçü ineklerdeki yaygın uygulama doğacak buzağıların süt üretiminde kullanılmayacak olması durumunda, etçi boğalara ait spermalarla tohumlanmasıdır (kullanma melezlemesi). Saf sütçü sığırlarla sütçü-etçi sığır melezleri arasında yapılan karşılaştırmada et açısından önemli ekonomik fayda sağlandığı görülmüştür. 

Tüm dünyada bilinen ve yaygın olarak kullanılan süt ineklerinin etçi boğalarla melezlenmesi ve elde edilen buzağıların erkek dişi ayrımı yapılmadan et üretim amacıyla beslenmelerinin ülkemiz koşullarında süt sığırcılığı yapan işletmelere yaratacağı katma değerle kalmayıp, ayrıca mevcut et açığımızın kapatılmasına da önemli katkı sağlayacağı çok açıktır. 

Sütçü-etçi melez yavrular ile elde edilecek et miktarının artması yanında, elde edilen et kalitesinin de iyileştiği yapılan birçok çalışma ile ortaya konmuştur. Et haricinde, döl veriminin artması ile birlikte doğan buzağıların yaşam gücü de saf sütçü buzağılara kıyasla daha iyi olmaktadır. İlave olarak melez buzağıların yemden yararlanma kapasiteleri de önemli düzeyde iyileşmektedir. 

Ülkemizde mevcut sağılır hayvan sayısı son yıl istatistiklerine göre 6 milyonu geçmiştir. Ancak, bu popülasyonda gerçekçi bir kullanma melezleme uygulamasından bahsetmek mümkün değildir. Sağılır 6 milyondan fazla inekten doğan tüm dişi yavruların damızlık olarak kullanılmadığı ve bir şekilde kasaplık olarak değerlendirilmektedir. Bunun yanı sıra, sağılan tüm ineklerin damızlık değer taşımadığı da bilinen bir gerçektir.

Dolayısıyla, sağılır tüm ineklerin saf yetiştirilmesi ciddi bir ekonomik kayba neden olmaktadır. Örneğin, 6 milyon inekten, 2 milyonu etçi bir boğa sperması ile tohumlanıp yavru elde edilse ve bunlardan %10’unun kaybedildiği farz edilse, geriye kalan buzağı sayısı 1,8 milyon olacaktır. Bu melez buzağılardan buzağı başına besi süreci sonunda ortalama 40-50 kg ilave karkas artışı sağlansa, toplamda 72-90 bin ton ilave karkas et üretilmiş olacaktır.

Bu rakamında ülkemiz et açığına ciddi katkı sağlayacağı açıktır. Mera bakımından yetersiz, ancak süt sığırcılığı bakımından önemli potansiyele sahip ülkemizde süt ineklerinden üstün performansa sahip besi materyali sağlanması amacıyla dünyada yaygın olarak kullanılmakta olan kullanma melezlemesi uygulamasına bilimsel ve ekonomik anlamda bakıldığında ülkemiz açısından vaz geçilmez bir uygulama olduğu görülmektedir.

Bu nedenle ülkemizde kullanma melezlemesinin ne olduğu ve nasıl kullanılması gerektiği konusunda süt üreten çiftliklerin bilgilendirilmesi ve uygulamanın özendirilmesi vaz geçilmezdir. Bugüne değin ırk bozulur endişesi ile melezlemeyi kullanmadan geldiğimiz nokta da tatminkar değildir. İhracat bir yana, kendi damızlık ihtiyacımızı bile tam anlamıyla karşılayamamışken, verimliliği ve ekonomik katma değeriyle tüm dünyada kullanılan üretim amaçlı kullanma melezlerini bilinçli olarak kullanmaya acilen başlamamız, hayvancılığımızın geleceği açısından büyük önem taşımaktadır.

Ayrıca, melezleme piyasa koşullarında denge unsuru olarak da önemli bir uygulamadır. Kullanma melezlemesi süt fiyatlarının artmadığı dönemlerde, işletmeler et üretimi amacıyla özellikle damızlık değeri olmayan inekler başta olmak üzere tohumlamalarda etçi tohum kullanacak ve elde ettikleri erkek dişi tüm yavruları et üretimi amacıyla besiye kaydıracaktır. Bu durumda damızlık amaçlı doğacak dişi buzağı sayısı da azalacağından işletmelerde sağılır inek sayısındaki artış kısmen yavaşlayacak, ancak melez yavrulardan elde edilecek ekstra gelirle işletmelerin karlılıkları olumsuz etkilenmeyecek ve artan et üretimiyle de et fiyatlarında da orta vadede makul bir dengenin kurulmasına olanak sağlanacaktır.

Ayrıca, süt verimi veya damızlık değeri düşük ineklerin dişi yavrularının üretimde kullanılmamaları sonucunda da önemli bir ıslah gerçekleştirilmiş olacaktır. Aksi durumda da yani süt fiyatlarının artması durumunda da tersine sütçü damızlık üretimine yönelinecek ve artan damızlık sayesinde süt üretimi de artarak fiyatların dengelenmesine orta vadede katkıda bulunulacaktır.

Konunun bu denli avantajları varken, oluşan yanlış algı sonucunda kullanma melezlemesinin kullanılmaması anlaşılır bir konu değildir. Mevcut negatif algıyı ortadan kaldırmak amacıyla konu hakkında ulusal sempozyum ve konferansların düzenlenmesi ve bilimsel olarak kullanma melezlemesinin ülkemizde neden kullanılması gerektiği ortaya konmalıdır.

Sonuç olarak; sütçü işletmelerde bilinçli olarak uygulanacak kullanma melezlemesi ile:

- Besiye daha elverişli besi materyali temin edilecektir.

- Melez yavruların satışından sütçü işletmeler fazladan gelir elde edecektir.

- Besi sonucunda bu melezlerden elde edilecek karkasın hem miktarı, hem de kalitesi artacaktır; bunun doğal sonucu olarak besicilerin de kar marjı artacaktır. Ayrıca, artan karkas kalitesinden dolayı tüketiciler de daha lezzetli et tüketecektir.

- Artan karkas miktarı ile ilave hiçbir şey yapmadan ülkemizdeki et açığının daraltılmasına katkıda bulunulacaktır.

- Bilinçli kullanma melezlemesi ile sütçü sürülerde damızlık değer taşımayan ineklerin dişi yavrularının süt üretiminde kullanılmadan direkt kesime gönderilmesiyle gerçekleşecek seleksiyon ile sütçü sürülerde etkin bir seleksiyon sağlanarak verimlilik artacaktır.

- Döl tutma sorunlu yüksek verimli hayvanların kesime sevk oranlarında düşme yaşanacak ve yüksek süt verimli hayvanlardan daha fazla yavru ve süt alınabilecektir (Bu durumda, etçi değil, kombine verimli ırklarla melezleme düşünülmelidir).

- Sonuç olarak sadece hayvancılık sektörü değil, tüm TÜRKİYE kazanacaktır.