Üyelerinin görev süresi geçen yıl Temmuz ayında dolan ve o tarihten bu yana atama yapılmayan Şeker Kurulu görevde olmadığı için şeker piyasasında 1 yıldır denetim yapılamıyor.

Üyelerinin görev süresi geçen yıl Temmuz ayında dolan ve o tarihten bu yana atama yapılmayan Şeker Kurulu görevde olmadığı için şeker piyasasında 1 yıldır denetim yapılamıyor. Bu durum, pancar şekeri üretiminin belirli bir kısmı kadar üretilebilen Nişasta Bazlı Şekerin (NBŞ) piyasaya çıkış miktarının da denetlenememesine yol açıyor. Piyasadaki denetimsizliğin, şeker fabrikalarının elinde 400 bin tonluk şeker stoku oluşmasına yol açtığı belirtilirken, bunun kadar NBŞ'nin de denetimsiz olarak piyasaya çıktığı öne sürülüyor.

Gelişmeleri DÜNYA'ya değerlendiren PANKOBİRLİK Genel Müdürü Taner Taşpınar, şeker sektörünün zor ve hassas bir dönemden geçtiğini söyledi. Türkiye'nin gerek teknoloji gerekse verimlilik bakımından dünya ve AB ile rekabet edebileceği ender sektörlerden birisinin şeker olduğunu ifade eden Taşpınar, sektörün daha rekabetçi konuma getirilmesinin kırmızı çizgi olması gerektiğini bildirdi.

Şeker Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 2001 yılından bu yana NBŞ lobisinin sektördeki kurulu sistemi bozma gayretinde olduğunu belirten Taşpınar, NBŞ'nin milli sermaye ile kurulan şeker sanayinin önünde ciddi bir tehdit oluşturduğunu kaydetti.

AB'de bu yıl kaldırılacak şeker kotalarının Türkiye'de belirli kesimler tarafından yanlış aksettirildiğinin altını çizen Taner Taşpınar, “Bu durum AB'de istenildiği kadar şeker üretilebileceği anlamına gelmemelidir. Çünkü talep miktarı değişmeyecektir. Bu durum tüketim boyutunu değiştirmeyeceği için AB'nin ihracatında artış yaşanmasına yol açacaktır" diye konuştu.

Kota kalkarsa 4-5 kat daha fazla NBŞ tüketimi olur!

Avrupa'da kotanın kalkmasıyla beklenenin aksine pancar şekeri üretiminin 16 milyon tondan 20 milyon tona çıkacağını ifade eden Taşpınar, böylece daha rekabetçi maliyetle AB'nin yeniden ihracatçı konumuna yükseleceğini dile getirdi.

AB'yi örnek göstererek Türkiye'de de kotaların kalkmasını isteyenlerin taleplerinin karşılanması durumunda ortaya çıkacak manzaranın AB gibi olmayacağının kesin olduğuna değinen Taşpınar, “Şeker Kurumu'nun görevini yapamadığı, NBŞ üretiminin dahi denetlenemediği bir fiili durumla karşı karşıyayız. Bu açıdan ülkemizde kotaların serbest bırakılması demek kotalı 1 milyon ton, kotasız 350 bin ton olmak üzere toplam 1 milyon 350 bin ton kurulu kapasiteye sahip NBŞ üretimin tam kapasite ile çalışması ve halkımızın 4-5 kat daha fazla NBŞ tüketmesi anlamına gelecektir" dedi.

Belirsizlik uzun sürerse pancar üretimi biter!

Denetimsizliğin merdiven altı firmaların sayısını da giderek arttıracağı öngörüsünde bulunan Taner Taşpınar, belirsizliğin uzun süre devam etmesi halinde pancar şekerinin tamamen bitme noktasına gelebileceği uyarısında bulundu. Türkiye'de NBŞ kotasının yaklaşık yüzde 90'ının tek firma tarafından denetlendiğini vurgulayan Taşpınar, NBŞ üretiminde de tekel bir yapı oluştuğunu söyledi.

Üretilen şekerin yüzde 18'i stoklarda kaldı!

Son bir yıllık süreçte şeker piyasasının denetimsiz kalmasının olumsuz sonuçlarını sektör ve şeker fabrikalarının yaşamaya başladığını bildiren Taner Taşpınar, “2016/2017 pazarlama yılının sonuna yaklaşılmasına karşın halen fabrikaların stoklarında ciddi miktarlarda şeker vardır ve satılamamaktadır. Temmuz ayı itibarıyla yaklaşık 400 bin ton A kotası stok vardır. Başka bir ifade ile sözkonusu pazarlama döneminde üretilen A kotası şekerin yaklaşık %18'i halen fabrika stoklarındadır" dedi.

Ülke ihtiyacı kadar üretilmesine rağmen neden satılamıyor?

Kotanın ülke ihtiyacı kadar belirlendiğine dikkat çeken Taşpınar, “Ülke ihtiyacı kadar kota belirlenmesine ve şeker üretilmesine karşın, şekerin satılamamasının veya elde kalmasının nedenleri ve bu pazarı kimlerin ele geçirdiğinin cevabı işte burada yatmaktadır" ifadelerini kullandı.

İçinde bulunulan pazarlama yılında da yüksek verimlilik sebebiyle şeker üretiminde rekor beklentisi olduğunu söyleyen Taner Taşpınar, “Sektörün 2018 yılını daha da sıkıntılı geçireceği bugünden görülmektedir. Fiili durumun devam etmesi durumunda ülkemiz şeker sektöründe tam bir kaosun yaşanacağı ve telafisi zor kayıpların oluşacağı kaçınılmaz görünmektedir" şeklinde konuştu.

Doğrudan şeker ithalatının önü açılabilir!

Piyasadaki denetimsizliğin Türkiye'nin doğrudan şeker ithalatı yapacak duruma da gelmesinin önünü açacağını öne süren Taner Taşpınar, şunları söyledi: “Dahilde İşleme İzin Belgelerine istinaden İmalatçı- İhracatçılara yapılan şeker satışları, Ekonomi Bakanlığı ile varılan mutabakat çerçevesinde Şeker Kurumu koordinatörlüğünde yürütülmektedir.

Bu kapsamdaki satışlarda, şirketlerce izlenecek yol ve yöntem Şeker Kurumu tarafından belirlenmekte, fiyata esas göstergeler ise şirketlere günlük olarak bildirilmektedir. Bundan böyle bu hizmetlerin yerine getirilmesinde sorunlar yaşanacaktır. Bu uygulamaların aksaması halinde Ekonomi Bakanlığı'nca düzenlenen ilgili hükümler çerçevesinde doğrudan şeker ithalatı gündeme gelebilecektir. Nitekim bu boşlukta çeşitli ülkelerden ülkemize NBŞ ithalatı gerçekleşmiştir."

KAYNAK: HÜSEYİN GÖKÇE / DÜNYA