ÇAYKUR Genel Müdürlüğünde düzenlenen, 2016 Yılı Yaş Çay Alım Kampanyası açılış töreninde konuşma yapan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, 3 Mayıs'ta ÇAYKUR'un yaş çay alımına başladığını, bu güne kadar 75 bin ton aldığını ifade etti.

Çelik, eli nasırlı çay üreticilerini hiçbir zaman mağdur etmediklerinin altının çizdiği konuşmasında, "2015 yılında bildiğiniz gibi yaş çayın kilogramı 1 lira 58 kuruştu. 12 kuruş ayrıca prim desteği ile birlikte 1,70 lira üreticinin eline geçen fiyattı." dedi.

ÇAYKUR olarak, çay fiyatını hep enflasyonun üzerinde belirlediklerini dile getiren Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: "Bütün etkileri değerlendirerek 2016 yılı yaş çay fiyatını 1,58 liradan 1,77 liraya çıkararak yüzde 12,03'lük bir artış gerçekleştiriyoruz. Enflasyonun yüzde 6,5 olduğu dikkate alınırsa yüzde 12,03'lük artışın ne anlama geldiğini hepiniz tahmin edersiniz. Kümülatif olarak 13 liralık destekleme fiyatını da koyduğumuzda toplamda üreticinin eline 1,90 lira geçecektir."

"ÇAYKUR, Çay Üreticilerinin Güvencesidir"

Çelik, 1940'lardan bu yana çay üretiminin Doğu Karadeniz üreticisinin temel geçim kaynağı olduğunu belirtti.

Türkiye'nin dünya yaş çay üretiminde 8'inci sırada, kuru çay üretiminde de 6'ıncı sırada yer aldığını ifade eden Çelik, çayın üzerine kar yağan dünyadaki tek ülke olan Türkiye'de yılda 1 milyon-1 milyon 300 bin ton yaş çay üretildiğini kaydetti.

Bölgedeki 202 bin üreticinin 762 bin dekar alanda çay tarımı yaptığını belirten Çelik, ÇAYKUR'un üreticilerin güvencesi olduğunu vurguladı.

Çelik, "Yaş çay destekleme primi olarak geçen yıl 159 milyon liralık ödeme yapıldı. 1994 yılından itibaren başlayan budama tazminatı ödemelerinde ise 2015 yılında 118 milyon liralık ödeme sağlandı. Dekar başına yapılan 11 liralık mazot desteği ödemesi de sürdürülüyor. İyi tarım uygulamaları yapan üreticilere dekar başına 50 lira, organik tarım için ise dekar başına 100 lira olarak ödemeler de sürdürülüyor. Gelecek aylarda organik çay üretimi noktasında destekleme politikalarında üreticileri memnun edecek önemli değişiklikler olacak." diye konuştu.

Çay Kanunu Bu Sene Tamam

Çay Kanunu ile ilgili çalışmaların mart ayından itibaren başladığını vurgulayan Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: "Nihai şekline karar vereceğiz. Birilerinin sanki arkadan dolambaçlı bir şey yapıyormuş gibi yaklaşımlarına kimse kulak asmasın. Ne yapacaksak şeffaf bir şekilde, Rize ve Doğu Karadenizli kardeşlerimizle beraber yapacağız. Çay Kanunu ile ilgili çalışmada son aşamaya geldik. İnşallah siyaset bu belli olmuyor. 2016 yılı içerinde Çay Kanunu'nun Meclis'e gelip yasalaşması konusunda ben bakan olarak milletvekili arkadaşlarımın önünde koşan olacağım. Uzun yıllar konuşulan bir talebi bu şekilde yerine getirmiş olacağız. Ziraat odası başkanlarının bu konuyla ilgili yasada ne olması gerektiği ve üreticinin mağduriyetlerinin önlenmesi adına talepleri var. Onları da aldık. Yasa çalışması nihai olarak ayrıntılara boğulmaz. Ana hükümleri ihtiva eder. İkinci mevzuatta şekillenir. Hangi konuların yasada yer alması gerektiğini birlikte kararlaştıracağız ve 2016 yılında bu işe noktayı koymuş olacağız."

Üreticinin Aleyhine Bir Gelişme Olmayacak

Birinci sürgün kotasının bu yıl 400 kilogram olarak açıklandığını kaydeden Çelik, "Tek çay alıcısı ÇAYKUR değil. ÇAYKUR'un bu yıl yaş çayın yüzde 65'ini alım kapasitesini değerlendirdik. Dolayısıyla neredeyse üçte ikilere yaklaşan bu oran son derece önemli. Yani bu kotada üreticinin aleyhine bir gelişme söz konusu olursa Sayın Genel Müdürüm bu kotanın üzerinde oynayacaksınız üretici lehine" şeklinde konuştu.

Özel sektör yaş çay temsilcilerine de seslenen Çelik, "Herkesin çayı değerinden alması gerekiyor. Buna dikkat edeceğiz. Bu son derece önemli. Burada bir emek sarf ediyoruz. Bunu kimsenin göz ardı etmemesi gerekiyor. Bir diğer konu ise ödemelerin makul bir süre içerisinde olması önem arz ediyor. Para dışında bir ödeme aracına başvurulmaması önemli. Bindiğimiz dalı kesmeyelim, üretici ile sanayiciyi birbirinden ayırmak söz konusu değil. Üretici ve sanayici; biri olmadan diğeri olmuyor. Bu üç hususta özel sektörümüzün hassasiyetini hatırlatıyorum. Eli nasırlı üreticilerimizin mağduriyetinin orta ve uzun vadede aslında sanayicimizin mağduriyeti olduğu noktasında da hemfikiriz." ifadelerini kullandı.