Talebe bağlı sözleşmeli üretim modeli TİGEM sosyal tesislerinde düzenlenen toplantıda masaya yatırıldı. Tarım ve Orman Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, banka, odalar ve borsa temsilcilerinin katıldığı toplantıda Genel Müdür Fahrettin Poyraz katılımcılara, talebe bağlı sözleşmeli üretim modeli hakkında sunum eşliğinde bilgi verdi. Poyraz, sunum sonrasında katılımcıların sorularını cevaplandırdı.

GIDA FİYATLARINDAKİ ARTIŞTAN DOLAYI TALEBE BAĞLI ÜRETİM MODELİNİ GÜNDEMİMİZE ALDIK

Özellikle son iki yılda gıda ürünlerinde yaşanan aşırı fiyat artışlarının başta vatandaşlar olmak üzere herkesi olumsuz etkilediğine dikkat çeken Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Fahrettin Poyraz, “Dolayısıyla biz de talebe bağlı üretim modelini gündemimize aldık. Bu çerçevede 2019 yılında sözleşmeli üretim kapsamında çiftçilerimize 400 milyon TL civarında üretim yaptırdık. Sözleşmeli üretim hacmimizi 2020 yılında ise 1 milyar TL’ye yükseltmeyi hedefliyoruz. Tarım her yönü ile ekonomiyi ilgilendiriyor. Biz Tarım Kredi Kooperatifleri olarak 18 şirket 1625 birim kooperatifimiz ve binlerce personelimiz ile bu konuyla alakalı elimizden gelen her şeyi yapmaya çalışıyoruz. Eksik yürüyen hususlar var, buna kafa yormaya başladık ve yaklaşık 1.5 yıldır talebe bağlı sözleşmeli üretim modelimizi her platformda paylaştık.” dedi.

TALEBE BAĞLI SÖZLEŞMELİ ÜRETİM MODELİ HAKKINDA BAKANLIĞI BİLGİLENDİRDİK 

Konuyla ilgili Tarım ve Orman Bakanlığına bilgi verdiklerini dile getiren Poyraz, “Onların katkı ve önerilerini aldık ve bir model ortaya koyduk. Bu yeni modelin uygulanabilirliği, öngördüğü sistemin başarılı bir şekilde kurulmasına dayanıyor. Sistemdeki her aktörün kendine yer bulabilmesi lazım. Tohumdan başlayıp sofraya kadar devam edecek bu süreçte, kimler hangi rolü alıyorsa bu rolün doğru bir şekilde kurgulanması gerekiyor.”  ifadelerini kullandı. 

ÜRETİM SÜRECİNİN PLANLANMASI GEREKİYOR

Üretim sürecinin planlanması gerektiğinin altını çizen Genel Müdür Poyraz, “Mevcut duruma baktığımız zaman üretim sürecinin planlanması gerekiyor, çiftçi bir yıl önceki hasada bakıyor, fiyata bakıyor, geçen sene patates fiyatları çok fazlaydı bu sene de fazla olur diyor ve patates ekiyor. Bu sene patateste 450 bin ton fazlamız var. Niye çünkü o dönem fiyat fazlaydı, o dönem üretici ürünü ekti, bu yıl da yüksek olur diye düşündü ama planladığı gibi olmadı. Bizlerin ürünün üretilme süreçlerini daha düzenli olarak takip etmemiz gerekiyor. Çiftçimiz finans problemleri nedeniyle hasat dönemi veya öncesinde ürününü çok düşük fiyattan elden çıkarmak zorunda kalıyor. Arz talep dengesi sağlanmıyor, arz fazlası veya noksanlığı oluşuyor. Bunun da ekonomimize ciddi yükü var. Talebe bağlı sözleşmeli üretim modeli ile sonraki dönem planlamasında mevcut gelir ve imkanlara göre üretim stratejisi belirlemeyi hedefliyoruz.” dedi.

İHTİYACA GÖRE ÜRETİM YAPILACAK 

Talebe bağlı sözleşmeli üretim modeli ile ihtiyaca göre üretim yapılacak. Doğru arazide, doğru kişiyle, doğru ürün üretilecek diyerek sözlerine devam eden Poyraz, “İhtiyaca göre üretim yapabilmemiz için; nerede, kiminle, ne üreteceğiz, nasıl üreteceğiz sorularının cevabını vermemiz gerekiyor. Üretim yapılması; doğru arazide,  doğru kişiyle, doğru ürünün üretilmesi ile başlıyor. Bu sayede maliyetler kontrol altına alınacak. Üreticilerimizin gelirleri artarken, tüketicilerimizin de ucuz ürüne erişimi ve fiyat istikrarı sağlanacak.” şeklinde konuştu.

Planlı üretim süreci hakkında bilgi veren Poyraz, “Öncelikle güven için kamusal destek şart, bu konuda da Bakanlıklarımızın daha önceden verdiği desteklerin sonraki dönemde de devam edeceğine inanıyorum. Çiftçi organizasyonları ve süreçlerin diğer aktörleri hem üretim hem de üretimden sonraki süreçte aktif rol oynamalı, çok yüksek fiyatlar ve kötü iklim koşulları için tedbirler alınmalıdır. Hepsinden önemlisi üretici ve üretici muhatabı arasında sözleşme kurulması ve teminat niteliği kazandırılması gerekmektedir. Yani üretici; üreteceği ürünün planlamasını tohumdan itibaren yapacak, ürünü alacak olan muhatap ile sürecin en başından itibaren sözleşme yapacaktır. Bu sayede hem üretici dalgalanan fiyatlardan asgari seviyede etkilenecek, hem de pazar fiyatlarındaki artışların önüne geçilecektir.” açıklamalarında bulundu.