Dünya’ da tahılda, buğdayda neler oluyor?

Öncelikle okuduğum güzel sözleri sizlerle paylaşayım.

-Kardiyolojide bir söz vardır; “Damarla inatlaşılmaz.” (Doç. Dr. Muhammed Keskin) 

-Salgında bir söz vardır; “Virus ile inatlaşılmaz.” (Prof. Dr. Esin Davutoğlu Şenol) 

-Tarım' da bir söz vardır; "Çiftçi ile inatlaşılmaz." (Aç kalırsın) Zir. Müh. Mustafa Serdar KÖKSAL

Geçen hafta dünyada gübre ile bitirmiştik. 

Bir haftadır izliyorum.

Gübre fiyatları daha da artacak

Gübre tedarik zincirinde sorunları yazmıştık.

Uluslararası pazarlarda tehlikeli derecede düşük gübre stokları, rekor fiyatlar ve nakliye güçlükleri güveni sarstı. Aynı sorunlar İrlanda’da var. Bir sektörün yani gübre sektörünün güveni sarsması iyi değil. 

Artık ithalatçı, bugüne kadar satın aldığı sözleşmeli gübre hacminin sadece %25'i için nakliye güvencesi ile sağlıyor. Üstelik rekor fiyatlar var. Satın almak için zorlanıyorlar. Hangi miktarları veya hangi ürünleri tedarik edebileceklerini bilmedikleri için yeni sezon stoku için fiyat tekliflerini erteliyorlar.

Burada keşfedilmemiş sulara gidiyoruz diyorlar.

***

2022 Yılında fiyatlardaki artış ve stokları güvenceye almanın zorluğu göz önüne alındığında, hem ithalatçılar hem de tüccarlar gübre satışlarında önemli bir düşüş öngörüyorlar. Nakit akışının etkilenmesi söz konusudur.

Tarım Bakanları bu konuda endişeli ve bunu dile getiriyorlar.

Brüksel’de, gübreler üzerindeki anti-damping vergileri konusu da dahil olmak üzere ilgili tüm faktörleri inceleniyor ve bunun gerektiği konuşuluyor.

Kimse oy peşinde değil. Hükümet, Bakan, STK’ lar, gübre üreticileri ve çiftçiler ÇÖZÜME odaklı, araştırıyorlar, paylaşıyorlar ve çalışıyorlar.

Herkesin görev tanımının belli olduğu görülüyor. Hükümet, düzenleme ve denetleme görevini yapıyor, uluslararası sorunları çözüyor. STK’ lar çiftçinin haklarını arıyor, üretimin ve gelirlerinin düşmemesini sağlamaya çalışırken, hükümete yol gösteriyor. STK’ların karşısında gübre üreticileri var. Oldukça güçlü görünüyorlar. Ancak paydaşlar ortak bir konuda birleşiyorlar. Tüm paydaşlar ülkelerinin ekonomilerine bir katma değer sağladıklarını ve tedarik zincirinin bir parçası olduklarının farkında ve bilincindeler. 

***

ACABA DÜNYADA TAHILDA, BUĞDAYDA NELER OLUYOR?

Fırsatlar 2022 yılının üretimi için zorluklardan daha ağır basıyor. Pazarlama kararlarını yönetmek, yüksek üretim maliyetlerinin üstesinden gelmek için çok önemlidir.

Tahıl çiftçileri 2021 hasadını bitirip bir sonraki ekim sezonunu planlamaya başlarken, mevcut iyi pazar fırsatlarını, yüksek ve artan girdi maliyetlerine karşı tartacaklar. Girdi maliyetleri yüksek ve artan üretim maliyetlerine rağmen, "geri dönüşler geçen yılki planlama aşamalarından daha iyi görünüyor".

Kile başına 8 dolardan buğday ve 5,80 dolardan mısırın iyi verimle kar potansiyeli gösterdiğini söylüyorlar. “Düşük fiyatlar ile durum değişiyor” diye ekliyorlar.

“Mevcut fiyatlar, üreticilerin güvenebileceği veya koruyabileceği bir şeyse, kâr edebilirler.”

Piyasalarda çok fazla belirsizlik görüyorlar. Ürün yılını daha yeni tamamlıyorlar. Ancak nerede olduklarını ve nereye gittiklerini tam bilemiyorlar.

Gübrede olduğu gibi doğru ve güvenilir veri ile analizler yapıyor ve paylaşıyorlar.

Kuraklık endişeleri var.

Büyük bir bilinmeyen var. Girdi maliyetlerinin ne kadar artacağıdır. Gübre ve diğer girdi maliyetleri (pestisitler ve herbisitler) ve 2022 ekim için mevcudiyet ciddi soru işaretleri oluşturuyor. Üreticiler bunu dönüm kararlarında nasıl değerlendirecekler? 

Zirai ilaçların hammaddesinin büyük bir kısmı Çin’ den geliyor. Fiyatlar yükseliyor. Gübreden sonra bu konuda çok önemli bir sorun olacak karşımıza çıkıyor.  

Güçlü pazarlar da ekim kararlarında rol oynar. Geçen yıl mısır, pamuk, buğday, tahıl sorgum ve soya fasulyesi için harika fiyatlar aldılar. Piyasa daha fazla ekim alanına ihtiyaçları olduğunu gösteriyor.

Daha yüksek üretim maliyetleri, insanların ne ekeceği konusunda bir rol oynayacak.

Kârlı getiriler için üretmek gerekiyor. Bunun için teşvikler var. Ancak kaynakları verimli bir şekilde tahsis etmenin önemli olduğu bilincindeler. 

Büyük sorunun, iyi fiyatların artan girdi maliyetlerine karşı nasıl dengeleneceği olduğunu söylüyorlar. 

Daha az girdi kullanmak için teknoloji kullanıyorlar. Harcanan her girdi kuruşunu yönetmeye çalışıyorlar.

Risk getiri sonuçları inceliyorlar. 

Piyasa risklerini yönetmeye hazırlanıyorlar. 

2022 yılında yüksek yatırım yapacaklarını bunun karşılığına fiyatların aşağı olduğunda ne yapacakları konusu düşündürücü görünüyor.

Bu yıl fiyat ve girdi ile bambaşka bir top oyunudur.

Fiyatlar konusunda bir garanti alamıyorlar.

Maliyetleri dengede tutmak kilit nokta olacak.

Bir ürünü diğerine tercih etmenin bazı üreticiler için sorun olabileceğini söyleniyor.

Mısır soya fasulyesinden daha mı iyi?

Buğday pamuktan daha mı iyi?

Tahıl sorgum soya fasulyesinden daha iyi bir seçenek mi?

Durum değişir.

Piyasa bir akış halinde deniyor.

Üniversiteden gelen ve mısır ve soya fasulyesini karşılaştıran verilere dayanarak, mısır, daha yüksek gübre fiyatlarında bile daha iyi kar potansiyeli gösteriyor.  Ekonomistler, mısır kuşağında büyük bir dönüm noktası değişimi beklemiyorlar.

Dünya piyasalarına bakarak en iyi ürün seçiliyor.

Üreticiler, belirsiz ve yüksek maliyetli bir yılda bilinmeyen sulara dalmak istemeyebilirler.

Risk yönetimi ve pazarlama araçlarının tüm tahıl ürünleri için işe yaradığını söylüyorlar. Fiyatı koruyun; girdileri ve fiyatlandırma fırsatlarını göz önünde bulundurun. Kâr görürseniz, biraz alın. Yükselirse, bu iyi haber.”

2022 yılında ürün fiyatları ve girdi fiyatlarının artacağı bir yıl olacak.

Tek endişe hasattan sonra fiyat düşmesidir. Gelecek yılı yönetmek, öncelikle üretim ve girdi verimliliğine odaklanmalı ve ardından, bu yüksek fiyatların kaymasını önleyen fiyat riski yönetimi araçlarını kullanın deniyor.

Evet, 2022 yılı bazı zorluklarla geliyor, ama bazı fırsatlar da görülüyor.

YÜKSEK TAHIL FİYATLARI MAKARNA VE EKMEĞİ DAHA PAHALI HALE GETİRİYOR

***

Acaba Almanya’ da neler oluyor?

Durum buğdayının fiyatı önemli ölçüde arttı. Makarna üretiminde de bu durumun fark edildiğini hesaplanıyor. Bunu müşteriye, tüketiciye iletmeliyiz deniyor.

Mevcut sert fiyat dalgalanmalarını sadece değirmenler ve makarna üreticileri devralamaz, tüketicilere de yansıtmak zorunda kalırlar. 

Buğdayın, özellikle durum buğdayının ve aynı zamanda yulafın fiyatları hasattan bu yana önemli ölçüde arttı. 

Hammadde maliyetlerinin payının çok düşük olması nedeniyle bunun gıda fiyatları üzerinde herhangi bir etkisi olmayacağını öne sürmek doğru değil, diyorlar.

Makarnalık buğday irmiği veya unun yanı sıra makarna ve ekmek için de hammadde maliyetleri önemli bir pay oluşturuyor. 

Üretim maliyetlerinin oranı nedir? 

Bu, özellikle makarna örneği kullanılarak açık bir şekilde gösterilebilir. 

Bir kilogram makarna için bir kilogramın hemen altında durum buğdayı irmiği gerekir.

Durum buğdayı şu anda Bologna'da ton başına 540 € olarak fiyatlandırılıyor, 2020'de ortalama fiyat 280 € ve 2019'da ton başına 230 € idi.

Bir kilo makarnalık buğdaydan 700 g irmik elde edilebileceğini varsayarsak, bir kilo makarnalık buğday irmiğinin tek başına hammadde maliyeti şu anda 77 sent gibi iyi bir rakam.

Bir yıl önce 40 kuruştu ve 2019'da sadece 33 kuruştu.

Fiyatı son aylarda ton başına 200 €'nun altından 300 €'ya yükselen buğday için de benzer bir fiyat gelişimi gözlemlenebilir. %78 varsayılan verimle, bir kilogram buğday unu için hammadde maliyet payı kilogram başına 38,5 kuruş iken, 2020 yılında 25,5 kuruştu.

Tahıl fiyatı ekmek, makarna ve diğer gıdaların perakende fiyatının önemli bir bölümünü oluşturuyor!

Tüketiciler genellikle tahıl piyasalarındaki dalgalanmaları hisse senedine baktıklarında hissettiklerinden çok daha az hissediyorlar. Pazar grafiklerinin önerdiği gibi, hammadde alımlarını buna göre planlayan değirmen ekonomisinin bir başarısıdır. Ancak şu anki, şiddetli fiyat dalgalanmalarının üreticiler ve müşterileri tarafından absorbe edilemeyeceği de açık!"

Çiftçi dernekleri buna karşı çıkıyor

Rheinland-Nassau Çiftçiler ve Şarap Üreticileri Derneği ise buna tamamen farklı bakıyor ve son zamanlarda bir ekmek rulosunda 35 gr un olduğunu belirtti. Artan fiyatlar göz önüne alındığında, tahıl fiyatına dönüştürüldüğünde, tahılın bir rulo ekmek içindeki payı bu nedenle sadece 1,2 senttir; Önceki 0,9 sente kıyasla, müşterinin bir rulo ekmek için 0,3 sent daha fazla ödemesi gerekecekti.

DBV, Aralık 2020'deki yıllık durum raporunda, tarımsal üretici fiyatlarının bile ekmek üretiminde yalnızca düşük maliyetli bir faktör olduğunu açıkça belirtti. Öte yandan enerji ve işçilik maliyetleri? Çiftçiye çok az gelir geliyor deniyor.

Almanya’ da yapılan son yapılan seçimlerde hiçbir parti çoğunluğu sağlayamadı. Koalisyon olacak. Kurum ve kuruluşlar düzenli çalışıyor. Sistem işliyor. Herkes işini yapmaya devam ediyor.

Bizimde artık tarıma bakış açımız değişmelidir. 

Akıllı ve kaliteli liglerde oynamak zorundayız.

Bu nedenle bilim ışığında eğitimli, akıllı ve kaliteli yöneticiler, eğitimli, akıllı ve kaliteli takım oyuncuları ile eğitimli, akıllı ve kaliteli takımlar kurulmalı..

Kazanan ülkemiz ekonomisi olsun…