Kılıçdaroğlu'nun hesabına göre bu yıla kadar milli gelirin 0.70 civarında destek alan üretici, devletten milli gelirin 0,30 kadar daha alacaklı.

Türkiye Ziraat Odaları Birliği 26'ncı Olağan Genel Kurulu'nun ikinci gününe Başbakan Davutoğlu ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldı.

Davutoğlu'ndan sonra kürsüye gelen CHP Genel Başkanı, milli gelirin en az yüzde 1'i oranında her yıl tarıma teşvik verilmesi gerektiğini ancak hükümetin çok daha az teşvik verdiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu konuşmasında şunları kaydetti: “Tarımda teşvikten söz ettiler. Dünyanın hangi ülkesi olursa olsun tarım devlet tarafından özel korunur ve teşvik edilir. 2007'de Meclis'e tarım kanunu geldi. 21. Maddede der ki: Milli gelirin en az yüzde 1'i oranında her yıl tarıma teşvik verilir. 2014'de 17 milyar olması lazımdı tarımda teşvikin. 9 milyar verildi. Sizin alacağınız var. 7 yılda çiftçinin bu hükümetten alacağı 44 milyardır. Genel başkanı neden dava açmıyorsunuz, 44 milyarınızı neden istemiyorsunuz diye eleştirmiştim. O da kendisine göre gerekçeler söyledi, Herhangi bir çiftçi arkadaşımız dava açarsa kazanır. Kanun verilebilir demiyor, verilir diyor."
Mazotu çiftçiye 1.5 liradan vereceklerini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Mazot fiyatları en çok eleştirdiğim konu. Dünya lideri diyorlar ya arada bir hükümet kanadından. Mazot fiyatında dünya lideriyiz. Uluslararası Enerji Ajansı diyor. Bu kime veriliyor? Çiftçiye veriliyor. İtiraz ediyoruz.


2002'de 1 litre mazot almak için 4 kilo 700 gr. Buğday satmak zorundaydı çiftçi. 2014'de 1 litre mazot için 6 kilo 200 gram buğday satacaksınız. Bunun vicdan neresinde. Fiyat düşmesi gerekirken artıyor. Sonra da çiftçi ekmiyor diyoruz.

Meydanlara çıktım. Çiftçi için mazotu 1.5 lira yapacağız dedim. Sözüm söz. Hiçbir tereddüdüm, en ufak endişem yok. Eski maliyeciyim, hepsini biliyorum. 27.5 yılımı devlette bu işe harcadım. Petrol rafineride işleniyor, rafineri kar koyuyor. Doğru. Fiyat ne 1 lira 21 kuruş. Biz 1.5 lira diyoruz. ÖTV ve KDV almayacağız diyoruz. Sen yata verirken ÖTV'siz niye veriyorsun diye sormadım ama ben çiftçiye verince niye itiraz ediyorsun. Senin siyasi görüşün öyle benim böyle. Sen onlardan yanasın. Ben çiftçiden yanayım" dedi.

CHP Liderinin konuşmasında tarım sektörü ile ilgili diğer önemli noktalar şöyle oldu:

Ben gençliğimden de hatırlıyorum. Çiftçiler hayatından memnundu. Bana şu edebiyatı kimse yapmasın: Eskiden destek yoktu, biz geldik destekleri başlattık.

Hükümetin hazırladığı programdan örnek veriyorum:

Zeytinyağına AB'de destek: 1.35 Euro (400 kuruş), Türkiye'de 70 kuruş.

Hollanda Konya'dan küçük doğru. Konya'dan küçük bir devlet 112 milyar dolar ihraç yapıyorsa devasa Türkiye neden 14 milyarda kalıyor?

HOLLANDA KONYA'DAN KÜÇÜK AMA DÜNYADA 18. SIRADA

Hollanda'nın ekonomik büyüklüğüne bakalım. Dünyadaki ilk 20 ülke arasında 18. Sırada. Türkiye 19. Sırada. Neden? Bir Allah'ın kulunun çıkıp anlatması lazım.

Bağımsız bir kuruluş anket yapmış 26 ilde. Çiftçilere geçinebiliyor musun diye soruyorlar. Çiftçilerin yüzde 65'i geçinemiyoruz diyor. Manisa'daydım. Çiftçilerle konuştum. Üzüm üreticilerinin çektiği sıkıntıları biliyorum. Bir yıl önce 5 lira fiyat verdikleri üzüme bir yıl sonra 2.5 lira fiyat veriyorlar. Ben ülkede herkesin alın terinin karşılığını almasını istiyorum. Nokta. Çiftçi ne yapıyor? Ekmiyor. Zarar ediyorum diyor.

Ermenek'te bir kadının söylediğini asla unutmuyorum: ''Eskiden tarım vardı. Tarımı bitirdiler. Kocalarımız yeraltında madene mecbur kaldılar. Şimdi bizlere kim bakacak. Onlar öldü''

ÇİFTÇİNİN ALIN TERİNİN KARŞILIĞINI VERECEKSİN

Çiftçi köylünün efendisidir eyvallah. Birini efendi yapmak istiyorsan önce onun alın terinin karşılığını vereceksin. Birine muhtaç etmeyeceksin.

İthalat oluyor. Sayın genel başkan ithalat istemiyoruz dediğinde salondan alkış koptu.

İthal bir anlamda bizim çiftçimize karşı şantaj unsuru olarak kullanılıyor.

2003-14 devletin resmi rakamları Türkiye'nin tarım ve gıda ithalatına ödediği para 350 milyar. 44 milyar lira sadece 2014'de ithal ettiklerimiz. Bunun yarısını bizim çiftçilerimize ödeselerdi… 103 ülkeden tarım ürünü ithal ediyoruz.

Türkiye iyi yönetilseydi bu tablo tersine olurdu. Sanıyorlar ki biz gidip çiftçi ile konuşmuyoruz. Biz sadece oturup ahkam kesiyoruz. Hayır arkadaşlar. Çiftçiye de ziraat odalarına da gidiyoruz.

Don olunca önceden haber veriyormuşuz. Zaten yapmak zorundasın. Meteoroloji senin elinde. Haber verdin de ne oldu. Zarar olmadı mı? Oldu. Sen bana o zararı nasıl karşılayacaksın onları söyleyeceksin.

Buğday üretilirken neden ithal ediyorsun? Samanı, arpayı, pamuğu anlamak mümkün mü?