Ekonomik verilerin pinpon topunun fiyatı temel alınarak hesaplandığı ülkemde elinizi nereye atsanız bir sorun yumağı ile karşı karşıya kalıyorsunuz.

Faiz %19

1 Dolar 8 TL

1 Euro 10 TL

Reel Enflasyon %60 

Büyüme %21,7 hamdolsun.

2021 yılı Haziran, Temmuz, Ağustos aylarında ki artışlar şöyle;

Birim fiyatında ki artış %11

TRT katkı payında ki artış %130

Enerji piyasalarında ki artış %110 

Lojistik maliyeti de dâhil olmak kaydıyla, 50 kg ekmeklik un'un geçen sene Eylül ayında torbası 110 – 120 TL’ydi.

Bu fiyat 2021 yılında 260 ile 280 TL arasında.

Yıl sonuna kadar 300 TL geçeceği söyleniyor.

Yine mutfakların olmazsa olmazı Ayçiçek yağına baktığımızda da durum tam bir felaket.

Ayçiçek yağı bir evin tüm ekonomisinin dikkatini üzerinde toplayan ekmek kadar temel ürünlerden biri çünkü onsuz tencerede yemek kaynamaz.

18 kg sıvı Ayçiçek yağı geçen sene 160 – 180 TL arasındaydı 2021 yılında 300 – 310 TL arasında.

Gayri Safi Milli Hasılamız birkaç sene öncesinde 12 Bin Dolardı şuan yaklaşık 8.500 Dolara kadar düştü.

Çok fazla verilerle aslında konuyu sıkıcı hale getirmeye gerek yok ancak meydanlarda en çok pazarlanan konu başlıklarından biri bu olduğu için hesabı da oradan yapmak daha mantıklı geldi.

2019 yılında kişi başı milli gelir 9.100 Dolar

2021 yılında kişi başı milli gelir 8.500 Dolar

İki sene içinde vatandaş yaklaşık 600 Dolar yani 5.200 TL fakirleşmiş. 

Farklı bir bakış açısıyla asgari ücretlinin bir yıllık gelirini dolara çevirdiğimizde ortalama 5.100 Dolar.

Peki bu vatandaşın 3.400 Doları nerede, kimlerin cebinde?

Şimdi kalkıp ilk çeyrekte %21,7 büyüdük dediklerinde kimlerin büyüdüğünü bende sizler kadar merak ediyorum.

Hani bir bankanın genel müdürü demişti ya 'Ayşe teyzenin dolarla ne işi olur' diye.

Acaba o genel müdür market alış verişini yaparken de halen öyle mi düşünüyor. 

Bu arada fahiş fiyatların denetlenmesi için mücadele başlatılacakmış.

Oysa Haziran ayında bakanlıklar tarafından, fiyatları kontrol, tespit ve denetleme komitesi kuruldu.

Acaba komite hareket etmek için neyi bekliyor?

Ancak komite öyle bir komite ki heyetin içinde üretici ve tüketici örgütlerinden hiç kimse yok.

Belki patates ve soğan halcisinin 'terörist' ilan edilmesi ile başlayan sürece yeni 'teröristler' eklenecektir.

Ne oldu o tanzim çadırları önünde ki kuyruklarda bekleyen vatandaşın alım gücü mü arttı?

Ya da yeni hal yasası ile hayat pahalılığını mı kontrol edebileceğinizi sanıyorsunuz.

Buğdayda gümrük vergisini sıfırlayanların kendi çiftçisinden 2.200 TL’ye aldığı buğdayı yurt dışından 2.550 TL almasını da sanırım makarna lobisi sağlıyor.

Neymiş efendim ülkemiz makarna ihraç eden bir ülkeymiş.

Onlar öyle konuştukça kendi vatandaşının 3-5 TL makarna yemesini dert etmekte bizim gibilere kalıyor.

Ne diyorduk 'Hepimiz Aynı Gemideyiz' 

Tarımda ki anlayışı şirket gibi yöneteceğiz diyenlerin bu ülkenin gıda enflasyonu ile mücadelede ki tek çözümü gümrükleri sıfırlayarak ithalatın yolunu genişletmek olabilir.

Ülkenin emeği ile çalışanı da sanayicisi de aynı dertten mustarip.

Yani demem o ki, talep enflasyonu %30, maliyet girdi enflasyonu ise %70.

Bu sarmal altında bir de kur belirsizliği ise ayrı bir üretim sıkıntısı yaratıyor.

Ama işleri o kadarda kötü olmayan, hatta servetlerine servet katan, vergileri bir kalemde silinen, uçmayan havalimanından, otomobil geçmeyen köprüden garanti parayı dolar olarak kazanan insanlarımızda var.

Onlarla aynı gemide olmanın mutluluğu da bir başka güzel!

Vesselam daha adil bir ülke mümkün ama kiminle ya da kimlerle?