ÇİFTÇİLİK YAPMANIN 9 KURALI

BORÇTAN KAÇININ!

Çiftlik işi borç parayla finanse edilecek diye bir kural yoktur. Çiftçiliğe yeni başlayan herkesin küçük ölçekli olsa bile öncelikli amacı borçları önlemek olmalıdır.

Neden kural 1? Neden ünlem işareti koyduk? Çünkü geçtiğimiz elli yıl boyunca kuraklık, felaketler ve öldürücü hastalıklar bir sürü çiftliğin bozulmasına neden oldu. Çiftçiler bir takım değişikliklere alışamadı. Üretici birlikleri çiftçilikle ilgili hayallerinden vazgeçmek zorunda kaldı çünkü bankalar aradığında borçlarını ödeyemediler.

Kısacası, borç ( faizle borç para almak ) amaçlarımızı hızlandırmamıza ve gelecek hayallerimizi gerçeğe dönüştürmemize yardımcı olur. Borç aldığımız parayla traktör, yeni bir ahır, deneyim ve hatta bir arsa bile alabilirsiz. Bütün bunlar para olmadan satın alınamaz.

Ziraat mühendisliği diplomanız olsa bile veya kitaplar okusanız bile deneyim kazanamazsınız. Tarım belirsizliklerle, sürprizlerle ve fikirsel zorluklarla doludur. Bu göz korkutucu listeye aylık ödemelerinizi de eklerseniz ilk baştan itibaren finansal anlamda kelepçelenmiş olursunuz.

Peki bütün bunlar asla ve asla borç almamalı mısınız anlamına geliyor? Tabi ki hayır. Çoğu zaman aktifleri güçlendirmek mantıklıdır. Çiftçilik deneyimi kazandıkça güvenilir nakit akışı sağlarsınız ve bu fırsatlar ( veya gereklilikler ) daha net hale gelir. Yine de mümkün olduğunca borçtan uzak durmaya çalışın.

KENDİNİZE BAŞARISIZLIK FIRSATI VERİN

Durun bir dakika. Şimdi biz başarısızlığın bir fırsat olduğunu mu söylüyoruz. Biliyoruz oldukça ironik. Biraz sabredin.

Hepimiz de başarısızlık takıntısı vardır. Benzer şekilde başarısızlıktan ödümüzü kopar. İnsanlar başarısızlıktan nefret eder ve ne pahasına olursa olsun bunu engellemeye çalışırlar. Başarısızlıktan bu kadar korkan insanlar hiçbir zaman bir şeyleri başarmayı denemezler. Başarısızlık düşüncesi onları korkutur.

Ancak bize daha önce söylenmeyen şeyler de var. Başarısızlık diye bir şey vardır. Dahası çiftçilikte başarısızlık önemli bir şeydir. İlk başta can sıkıcı olsa da başarısızlık oldukça faydalı bir araçtır. Başarısızlık bize zaman ve enerjiyle ilgili kişisel sınırlarımızı öğretir. Uzun vade de kazanmamızı sağlar. Nelerin işe yaradığını ve nelerin tamamen gereksiz olduğunu öğrenmemizi sağlar. Başarısızlık gelecekteki girişimler için bakış açısı kazanmamızı, fikirsel anlamda güçlenmemizi ve duygusal anlamda daha esnek olmamamızı sağlar.

Kitaplığınızdaki kişisel gelişim kitaplarının hepsi başarılı olacağınızı söyler. Hayır başarısız olacaksınız! Harekete geçin ve başarısız olun. Ancak başarısız olurken de düzgün bir şekilde başarısız olun. İncelikle ve dikkatlice başarısız olun. Başarıyı elde etmenin en kesin yolu budur ve eninde sonunda başarıya ulaşmanızı sağlar.

ÇİFTÇİLİĞE BAŞLAMADAN ÖNCE PAZARI TANIYIN

Diyelim ki sığır yetiştirmek, karpuzlar büyütmek veya lahana turşusu işine girmek istiyorsunuz. Veya sadece yerel yüncülere yün satmak istiyorsunuz. Biftekleri, lahana turşusunu ve yün bereleri birçoğumuz severiz. Ancak bu tür ürünlerden hoşlanan müşterileri nereden bulacaksınız? Ürünlerinizi nasıl satacaksınız? Kendiniz gibi insanları nereden bulacaksınız? Bir müşteri elinizdeki bütün ürünleri alırsa ve elinizde hiç ürün kalmazsa ne olacak? Ya da ürünlerinizin hiçbiri satılmazsa ve ambarınız ağzına kadar dolu olursa ne olacak?

İlk tohumu ekmeden, ilk lahana tuşunuzu kavanoza koymadan veya ilk koyununuzu kırpmadan önce ürünlerinizi nerede satacağınızı, hedef kitlenizin kim olacağını ve bu işi nasıl yapacağınızı belirlemek için zaman harcayın. Yeteri kadar düşündükten sonra yedek bir plan yapın. Daha sonra bir tane daha yapın. Bu planlara ihtiyacınız olacak.

Küçük ve niş üreticiler müşteri bulmak için ciddi efor sarf eder. Bu durum gıda yetiştirmeye başlayan herkes için geçerlidir çünkü uygun satış kanalları bulmazsanız taze ürünleriniz elinizde kalır ve bozulurlar. Bütün karpuzlarınız aynı anda olgunlaştığında karpuzlarınızı hızlı bir şekilde satmanız gerekir. İyi hazırlanmış bir pazarlama planınız olmalıdır.

ARAZİ ŞARTLARINA UYGUN ÜRETİM YAPIN

Hepimizi insani hayallerimizi toprağa geçirmeye çalışırız veya doğanın bize verdikleriyle çalışırız. Örneğin benim çiftliğimde yabani hindiler, geyikler, pamuk kuyruklu tavşanlar ve rakunlar doğal bir şekilde büyüyebiliyor. Aynı zamanda tavuklar, koyunlar, sığırlar ve keçiler de yetiştirilebiliyoruz. Arkanıza yaslanın ve araziyi düşünün.

Aynı arazide birkaç sene önce ördek yetiştirmeye çalıştık. Ördekler kendi içgüdüleriyle hareket ederler. Birkaç hafta içinde içine girdikleri suyu bulandırdılar. Düzenli olarak otomatik sulakları devirdiler ve otlakta çamurlu gölcükler oluşturdular. Ördeklerin suyun kenarında yaşaması gerekir otlakta değil. Daha önce bahsettiğimiz hayvanlar otlakta rahatça yaşayabilirken ördekler yaşayamaz. Yaşadığım bu deneyimden sonra bir sonraki sezonda ördek yetiştirmeyi bıraktım.

TUTKUNUZU BÜYÜTÜN

Herkes çiftçiliğin zor olduğunu bilir. O zaman kendinize bir iyilik yapın: sevdiğiniz bir şeyi yetiştirin. Yabanmersinlerini sever misiniz? O zaman yaban mersini yetiştirin. Sevdiğiniz bir şeyleri yetiştirmeniz zor günlerin üstesinden daha kolay gelmenizi sağlar. Kararlarımızı genellikle gelenekler, para ve tembellik yönlendirir. Riskleri göze alın ve sevdiğiniz ürünleri üretin.

AKILCI AMAÇLAR BELİRLEYİN

Evet sevgili iş kolikler kendinize zaman ayırmayı unutmayın. Örneğin salı öğleden sonraları birkaç kahve için ve bir kitap okuyun özellikle de bütün hafta sonu çalışıyorsanız. Çiftçilik insanı tüketen bir iştir. Elli yıllık bir kariyeri gözünüzde canlandırın. Senelik ve akılcı amaçlar belirleyin. Kendinizi sık sık kontrol edin. Yaşamınızı idame ettirmek için çiçekler yetiştirecekseniz zaman zaman durup petunyaları kokladığınızdan emin olun. Veya nergisleri. Her neyse…

DİĞER İNSANLARIN NE DÜŞÜNDÜĞÜNÜ KAFANIZA TAKMAYIN

1994 yılında eskiden beri çiftçilik yapan bir çiftçiyle konuştum. Yaşamak için hem sığır yetiştiriyorlardı hem de mısırla beslenmiş besi üniteleri için sığırlarını satıyorlardı. Bana çiftçilikle ilgili ne yapmak istediğimi sorduklarında %100 otla beslenmiş sığırların etini satmak istediğimizi söyledim. Sığır tamamen organik olmalıydı ve eti doğrudan pazara satmalıydım.

Tepkileri ne oldu? Konuşmamı bitirdiğimde benimle göz teması kurdular ve kontrol edilemez bir şekilde gülmeye başladılar.

On sekiz sene sonra bu kötü cevabı almama rağmen çiftliğim bütün amaçlarını ve hatta fazlasını gerçekleştirdi. Yaşlı çiftçiler bana güldükleri için endişenmiş olsaydım şu anda burada oturamaz ve bu makaleyi yazamazdım. Kendinize inanın ve yolunuza devam edin.

ESPRİ ANLAYIŞINIZ OLSUN

Bazılarına göre çiftçilik ölüm kalım meselesidir. Kısacık bir an için şunu düşünün. Ortalama bir günde en kötü ne olabilir? Müşteriler sinirinden kudurabilir veya kızgın bir müşteri ortalığı talan edebilir.

Bir günde her şey ölebilir. Bir sabah tavuklarınıza bakmaya gittiğinizde hepsinin katledildiğini ve iç organlarının etrafa saçıldığını görebilirsiniz. Bu tarz olaylarla karşılaştığınızda espri anlayışınız devreye girmelidir.

OKUYUN, SORULAR SORUN, BİLGİ BİRİKİMİNİZİ PAYLAŞIN

Okumaktan hoşlanmaz mısınız? O zaman başlayın. Entelektüel radarınıza giren her şeyi okuyun.

Utangaç mısınız? Bir şeyleri öğrenmek istiyorsanız en yakınızdaki öğretmene gidin.

Egonuz mu var? Şimdiden onu kaybetseniz iyi olur çünkü doğa ana onu sizin adınıza yok edecektir.

Sonuncu ama en önemli kural: sizden bir şeyler öğrenmek isteyen insanlara karşı cömert olun.