Konuyla ilgili olarak Çiftcikulubu.net'te yer alan değerlendirmede çiftçinin yeni bir çeşit denemek istediğinde, kendisinden önce deneme yapmış üreticinin deneylerinden yararlandığı ya da fidan satıcısının ikna gücüne göre çeşit kararını verdiği belirtildi. Bu konuda çiftçiyi yönlendirecek doğru dürüst bir araştırma kuruluşunun bulunmadığına dikkat çekilen değerlendirmede, bahçesindeki 30-40 yaşındaki ağaçları kesip yerine yeni bir tür ekmek isteyen çiftçinin yaşadıklarına yer verildi.

Yönlendirecek araştırma kuruluşlarının olmamasından dolayı çiftçinin bilgi eksikliğini fuarlardan karşılamaya çalışıldığı belirtilen değerlendirmede şunlar kaydedildi:

ÇİFTÇİ BİLGİYE AÇ

"Çiftçinin bilgiye olan açlığı o denli fazla ki; fuarlara katılıyor ve fuarlardan gelişmeleri öğrenmeye çalışıyor. Ancak Türkiye'deki büyük üreticiler 'fuarlar gerçek işlevini yitirdi. Biz kendimizi tanıtmak ve anlatmak yerine çiftçinin bilgi ve proje taleplerine cevap vermeye çalışıyoruz. Çiftçiyi bilgilendirmek ve onlara proje vermek bizim işimiz değil. Bu nedenle bundan sonraki fuarlara katılmak istemiyoruz.' diyorlar.

Bunu bir örnekle anlatmak istiyoruz;

Çiftçimiz, bahçesinde bulunan eski ve geleneksel ağaçlardan para kazanamayınca 30 – 40 yaşındaki ağaçları kesip, yeni bir tür dikimine karar verir. Uzun araştırmaları sonucunda w-murcott türü mandalinayı keşfeder. W-Murcott türü mandalinanın meyve kabuğu kırmızımsı-turuncu, iç kısmı parlak, turuncu renktedir. Şubat-Mart döneminde olgunlaşan, hasatı yapılan geççi bir türdür. Albenisinin olması ve tüm narenciye türlerinin hasatının bitmesinden sonra w-murcott'un hasatının başlaması nedeniyle piyasa tarafından tercih edilen bir türdür. Bu nedenle, w-murcott türü mandalina dikimine ikna olur.

Fidan araştırması yaparken, w-murcott'un turunç dışında Carizo ve C-35 denilen anaçlara da aşılandığını öğrenir. Değişik fidancılarla görüşürse de, her fidancı kendi anaçına aşılanan w-murcott'un bölgeye en iyi uyumu sağlayacağını, ağaç gelişiminin kendi anaçında daha iyi olduğunu, meyve tutumunun ise kendi türünde daha yoğun olduğunu söylemektedir. Fidancılardan sağlıklı bilgi alamayınca, bölgesinde bulunan bir araştırma kuruluşuna ve üniversiteye başvurur. Ziraat Mühendisi ve hocalarla görüşür. Tam olarak aydınlanmasa da, geçmişte turunç anacı bölgede çok denendiğinden ve bölgeye uyum sağladığından, turunç anaç'ına aşılanmış w-murcott fidan alımına karar verir.

Bahçesinde, taban drenajları ve sırt oluşturduktan sonra sık dikim usulü ile dikimini tamamlar. Modern bahçeciliğin gereklerini yerine getirir. Bakımı da en iyi şekilde tamamlar. Sonuç ise mükemmeldir. Fidanlar beklediğinden de iyi gelişmiş, yavaş yavaş ağaç görünümü almaya başlamıştır.

ANCAK BİR SORUN VAR!

Ancak bir sorun vardır. W-murcott türü fidanın diğer mandalina çeşitlerine göre farklı gelişme gösterdiğini hemen fark eder. Ağaç'ın dikine büyümekte ve ağaç gövdesinde fışkın tabir edilen oburların daha yoğun olduğunu görülmektedir. Oburları alıp, almamak, şekil budaması yapıp yapmamakta kararsızdır. Yeniden araştırmaya girişir. Fidancısı, ziraat mühendisleri ve araştırma kurumu teknik görevlileri ile görüşür.

Bazılarına göre, klasik budama yöntemi uygulanmalı, ağaç içi açılmalı, güneşin ağaç içine girmesi sağlanmalı, şekil budaması yapılmalıdır. Kimine göre ise ağaç gövdesinden ve ana dallardan çıkan oburlar ve aşırı sürgün uçları alınmalı, aşırı budamadan kaçınılmalıdır. Mandalina aşırı budamada yaraları tamir etmekte zorlanmaktadır. Diğer bir görüşe göre de w-murcott kış budaması sevmemektedir. Havaların tamamen ısınmasından sonra en geç Temmuz ayının ortalarına kadar budama yapılmalı ve yine gövde ve dal oburları alınmalı, aşırı budamadan kaçınmalıdır.

Çiftçimiz yine denemeye karar verir. Bir kısım ağaçlarda klasik yöntem budamayı yaparken, bir kısım ağaçlarda sadece gövde ve ana dallardaki oburları alır. Aşırı budamadan kaçınır. Ama asıl budamayı Temmuz Ayı'na bırakır.

Sonuç seneye görülecektir"