Can Ataklı'nın hazırlayıp sunduğu Yazı İşleri programına katılan CHP Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, zeytinliklerle ilgili yasa tasarısını AKP'liler dışında kimsenin istemediğini vurgulayarak, “Kamuoyunu bilinçlendirmeyi düşünüyoruz. Yasa görüşülürken bütün zeytincileri oraya getiririz. Tecavüz yasasında nasıl geri adım attırdıysak bunda da attıracağız" diye konuştu.

Tarım Politikası Planlanmalıdır

Uzmanlık alanım tarım politikası olduğunu söyleyen Gaytancıoğlu, “Türkiye'nin tarım toprakları fazla. Bu toprakların bölüştürmesi lazım. Türkiye gıda olarak hiçbir şey ithal etmemeli. Dışarıdan kakao, kahve, ananas ithal edebilirsiniz. 'Çayda üretim yapmayacağım' diyemezsiniz. Tarım politikası bir planlamadır. Nohut ve mercimeğe coğrafya çok uygun. Bunlarda dünya birincisiydik, ithal eder konuma geldik. Tüm bölgelerde tüm tarımsal ürünleri rahatlıkla üretebiliriz. Geçen yıl 3,5 milyar para verip yağlı tohum ürünleri ithal ettik" açıklamasını yaptı.

Zeytinliklere Göz Diktiler

AKP'nin şimdi de zeytinliklere göz diktiğini söyleyen Gaytacıoğlu, “Zeytin konusunda Meclis'te bazı maddelerde uzlaşı sağladık, bir maddede sağlayamadık. 170 milyon civarında zeytin ağacımız var. Zeytinliklerle ilgili bir yasak çıkmış 1939'da. Türkiye'yi kuranlar bunu düşünmüşler. Büyük villalar, 5 yıldızlar dikmeyin yakınına, diye. AKP Türkiye'nin tüm varlıklarını satınca alan bulamıyor. Şimdi de zeytinliklere göz diktiler. 6 defa yasa getirdiler bu getirilen 7'ncisi. Üretim ve reform paketi dediler. Paketin sadece sanayiyi ilgilendirmesi gerekir. Araştırma görevlisinin daimi ya da geçici olması da bunun içinde var. Tarım komisyonu üyesiyim. Sanayi komisyonuna gittim. 'Üretim reformu deyince zeytinlik dikeceksiniz zannettim. Bir zeytinyağı markamızla dünyaya açılmak varken, zeytinlikleri maden, rant alanlarına dönüştürmeyi düşünüyorsunuz' dedim. Komisyonda 2. ve 3. maddeyi geri çektirmişler. 4. maddede çekincemiz var. Zeytin Koruma Kurulunda valiliklerden, bakanlıklardan temsilciler var. Bunlar biatçı grup. 4. maddede zeytinlik alanlarına yönelik bir araştırma yapılacaksa ve kamu yararı varsa muhalefet şerhine rağmen bu kuruldan geçer. Bir firma yatırım yapacak diyelim kurula başvurulacak kurul da lehlerine karar verecek. 1939'daki yasa kalsın diyoruz. Kurul o ağacı oradan kaldırma yetkisine sahip" değerlendirmesini yaptı.

Beraber Tarım Politikası Yapalım

Zeytin yasasının iptali için 20 bin imza topladıkların ifade eden Gaytancıoğlu, “Bütün zeytincileri oraya getiririz. (Komisyonda görüşülürken) Balıkesir'den sanayici de geldi. AKP'liler dışında kimsenin istemediği bir yasa. Tek başına da değil torbanın içine sokarak getiriyor. Rant var, biz o rantı vermek istemiyoruz. Tecavüz yasasında nasıl geri adım attırdıysak bunda da attıracağız. AKP'ye 'al raporlarımızı oku, beraber yapalım' diyoruz. Tarım politikası milli politikadır" ifadesini kullandı.

Çiftçimizi Destekler, Köyden Kente Göçü Önleriz

“İyi bir fiyat politikasıyla çiftçimizi destekler, köyden kente göçü önleriz" diyen Gaytancıoğlu, “Dengeli olan ekonomiyi, sanayiyi, tarımı birlikte yönetmektir. 80 bin ton beyaz şeker ithal ettik. Şeker pancarı üreticimiz zarar etti. Her alanda üretici örgütlenmesine önem veriyoruz. Pamuğun, mısırın yetiştiği alanda sulama sistemlerinizi planlamanız lazım. Çukurova çiftçisi zarar ediyor. Mısır'dan ABD'den pamuk ithal ediyoruz, dışa bağımlıyız. İstesek yeter ama dışarıdaki daha ucuz o yüzden daha cazip geliyor" dedi.

Küresel Sermaye Türkiye Tarımında Etkin Hale Geldi

Türkiye'nin son 5 yıldır et ithal ettiğini belirten Gaytancıoğlu, şunları kaydetti: “5 milyar dolara yakın ithalat yaptık fiyat düşmedi, düşmez. Hayvanları kapatıyoruz bir yere yem veriyoruz. Meraları sulayarak, gübreleyerek üretmek lazım. AKP meraları ranta açıyor. Biz meraları koruyalım, diyoruz. Hayvancılık yaptığımızda et de süt fiyatı da ucuzlar. Küresel sermaye Türkiye tarımında etkin hale geldi. Yerli sektör rekabet edemiyor. AKP, 2010 yılında sıfır faizle hayvancılık kredisi verdi. Tarıma ilk defa girenler gelsin, dediler. Tarımı bilmeyenler geldi. Tesisler kurdular yanında yem fabrikası yok. Yemi ithal ettiler. 9,5 milyar lira para ayırdık hala et ithal ediyoruz. AKP üretim potansiyelinin farkında olsa da küresel sermayeye 'buyur gel' diyor. Geleceği düşünmeyen bir politika uyguluyor."

AKP'nin çiftçiye destek vermediğini anlatan Gaytancıoğlu, şöyle devam etti:

“AKP tarım kanunu çıkardı ancak tarıma bütçe ayrılması gerekir. Gayri safi milli hasılanın yüzde 1'inden az olmamakla birlikte çiftçiye destek vereceksiniz. Destekledik bunu. AKP hep bütçenin yarısını vermiş. Çiftçinin desteğini hep keserseniz, herkesin kullandığı fiyattan elektrik mazot kullanırsa üretemez. AKP çiftçiye destek vermiyor çünkü gözlerinde çiftçi yok. İstanbul'u büyütelim, AVM'ler dikelim, Anadolu'yu boşaltalım, her yeri 5 yıldızlı otellerle donatalım…' Oy deposu olarak görüyor. Ranta dayalı politika.

AKP'nin Tek Yaptığı Çiftçiyi Borçlandırmak

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) gibi kuruma yandaş doldurursanız zarar eder. Yıllarca yanlış yönetildi, dışarıdan krediler alındı. TMO yanında kooperatifçiliği geliştirirseniz devlete de katkıda bulunursunuz. Bir ülke üreterek kazanır. Rahatlıkla Türkiye'yi üretici konuma getirebiliriz. Dünyanın en pahalı mazotunu kullanırsanız rekabet şansınızı kaybedersiniz. Mazot dünyada 1,5 lira, biz 4 liraya satıyoruz. Türkiye 1996'dan itibaren 132 ülkenin taraf olduğu dünya tarım anlaşmasını imzaladı. Ürün almıyorum diyemezsiniz, ithalata yasağı koyamazsın sadece gümrük vergisiyle tarımını koruyabilirsin. AKP'nin en kötü olduğu alanlardan biri tarımdır. Tek yaptığı çiftçiyi borçlandırmadır. AKP iktidara geldiği yıl çiftçinin 1 milyar borcu varmış, şimdi 80 milyar lira. Şeker pancarının, fındığın, pamuğun politikası olması lazım. Çayda sorun var. Cumhuriyet Halk Partisi iktidar olduğunda kaçak çayı önleyecek. Gerçek çay üreticisini korumamış oluyorsunuz. Cumhuriyet Halk Partisi oy için çalışan bir parti değil nitelikli üretim için çalışıyor.

Nişasta Bazlı Şeker Kullanımı Arttı!

Fındık bahçelerinin yüzde 70'i bizde. Sadece 3 milyar dolar para kazanıyoruz. Üretimi planlayamadığınız sürece çok fazla ihracata dönüştüremeyiz. O fabrikaları buraya çekebilsek kazanabiliriz. Çayda ÇAYKUR, fındıkta da Fiskobirlik var. AKP üretici örgütlerini güçlendirmedi, darmadağın etti. Fındıkta fazla mı ürettiniz, verin yoksul çocuklara verin okullara. Şeker tüketmemiz lazım. Şeker pancarı bizde var. Cumhuriyeti kuran bilge insanlar şeker fabrikası oluşturmuşlar. Buralarda cumhuriyetin devrimlerini yayalım, demişler. Okuma-yazma kursları şeker fabrikalarında açılmış. Şeker pancarı üretimi yapılarak toprak bakımı yapılmış, şeker pancarı bölge birlikleri oluşturularak mühendislik örneği yapılmış. Cumhuriyet aslında planlı ekonomiye çok eskiden geçmiş, hem devrimi yaymayı planlamış, hem bir kültürü yaymış. Şeker pancarı ile büyümeyi planlamışız. Nasıl ki şeker fabrikalarını modernize etmemeye başlamışız, KİT'leri popülist politikalarla yürütmüşüz, KİT'ler zarar etmeye başlayınca gözlerini karlı sektörlere diktiler. Kota kondu. Alpullu Şeker Fabrikası üretime geçiyor. 2017'de 2016'nın fiyatlarıyla şeker pancarı fiyatları oluşturuluyor. Bu yanlış. Şeker tüketiminde 3. tür şeker tüketimine yol açma var. Nişasta bazlı şeker kullanımını artırıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında şeker pancarında kotayı kaldırıp, nişasta bazlı şeker kotasını yüzde 1,5'a düşüreceğiz."