Bugün 1 Mayıs, işçi ve emekçi bayramı…

İşçi ve emekçiler teknoloji karşısında sayısal ve bilinçsel bir gerilemeye uğrasalar da hayatımızın isimsiz kahramanları/çilekeşleri olarak her zaman takdir ve minnet duygularıyla anılmayı hak ediyorlar. 

Toplumun en mecburları, en çaresizleri, en suistimale açık olanları, haksızlıkla en çok ve kolay karşılaşanları… 

Ve onlar içerisinde belki de en zor şartları küçücük bebeleriyle paylaşan, aylarca yurdunu yuvasını terk eden,  derdini anlatacak dermanı olmayan, çaresiz, sahipsiz  “tarım işçileri”  bir ayrı başlık, bir ayrı hikaye…

Kışın birkaç aylık dönem dışında evlerini terk edip Anadolu’nun en ücra köşelerinde en zor koşullarda aylarca çalışırlar ama ne kazandıkları insanca yaşama koşulları için yeterlidir, ne de çalıştıkları iş koşulları buna müsaade eder. Fiziki şartların zorluğu, ücretlerin yetersizliği, hem işveren hem de işçi çavuşlarının haklarını gaspetme olasılığı altında modern zamanların yarı kölesi gibi yaşayan bu insanlarımızın öncelikle önemi/değeri bilinmeli, takdir edilmelidir.

Sonrasında ise bir insan, bir çalışan olarak onların haklarını koruyacak kanuni düzenlemeler ve yaşam koşullarında iyileştirmeler yapılmalıdır. 

Tarım işçilerinin tamamı sosyal güvenceye kavuşturulmalıdır. Seyahatlerinden, konaklamalarından, çocuklarının eğitimine ve sağlık hizmetlerine kadar çalıştıkları bölgelerde gerekli altyapı mülki idareler ve belediyeler eliyle oluşturulmalıdır. 

Hakları konusunda bilinçlendirilmeli ve yapılacak kanuni düzenlemelerle kamyon kasalarında yığınlar halinde bir eşya gibi dolaştırılmaları, pazarlanmaları, mağdur olmaları engellenmelidir. 

Mevcut sistem mutlaka değiştirilmeli “Tarım işçileri” çiftçi örgütleri veya yerel idareler tarafından uygun koşullar sağlanarak kurumsal yapılarca sözleşmeli statüsünde istihdam edilmelidirler.

Burada orman işçilerine benzer bir modelleme geliştirilebilir, geliştirilmelidir. 

Özellikle de çocukların her türlü zorluktan, geri kalmışlıktan muhafaza edilmesine yönelik tedbirler alınmalı içinde bulunulan koşulların hayat boyu süren bir kader olmadığı olamayacağı gösterilmelidir. 

Soframıza düşen her lokmada emeği, çilesi, acıları, özlemleri olan tarım işçilerine selam olsun.