Dünyamız tarımda büyük bir sorunla karşı karşıyadır. Ülkemizde bu sorun, enflasyon, pahalılık, dövizdeki artış, Covid-19 gibi sorunlar nedeniyle gerekli ilgiyi bulamıyor. Bunun bedelini çok ağır ödeyeceğiz. 

Küresel arı popülâsyonu düşüyor. Arılarımız yok oluyor. İklim değişikliği hızlı bir şekilde tarımımızı etkilemeye başladı….

***Polenin çiçekteki erkek kısımdan (stamen) aynı veya başka bir çiçekteki dişi parçaya (damgalama) taşınmasına yardımcı olanlara TOZLAYICILAR denir. Arılar, kelebekler, kuşlar, sinekler ve yarasalar da dahil olmak üzere küçük memeliler gibi böcekler ve hayvanları örnek verebiliriz.

Tozlayıcılar insan ve hayvan beslenmesi yanında yaşam alanlarını destekler.  

Dünyamız ve ülkemiz arıcıları koloni kaybediyorlar. Bu durum tarımsal ürün üretmemiz konusunda ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.

Ülkemizde bilim ışığında planlı, programlı bir proje başlatılmalıdır.

Ülkemizin bir stratejisi olması gerekmektedir.

***Tozlayıcılar konusunda, anaokullarından başlayarak her ortamda gerekli yayın ve yayım çalışmaları yapılmalıdır.

Dünya da olduğu gibi ülkemizde de bal arısı sayısı azalmaktadır. Bu kayıpların nedenleri;

-        Koloni çöküş bozukluğu, olarak bilinen bir sendrom,

-        Parazit ve zararlı gibi faktörlerin neden olduğu stres,

-        Arıların taşınması,

-        Böcek ilacına ölümcül bir şekilde maruz kalması,

-        Zayıf beslenmedir.

Kovanların yanında destekleyici bir yaşam alanı olmamasının önemi gözden kaçırılmamalıdır. Yani teknik arıcılık yapılarak sürdürülebilir koloni yönetimi uygulanmalıdır.

         Yaşamımız için tozlayıcıların sağlığının korunması gerektiği ve tüm tozlayıcıların önemi her ortamda belirtilmelidir.

         ***Bazı ülkelerde belli tarihlerde “Ulusal Polinatör veya Tozlaşma Haftası"  olarak kutlanılıyor. Bu konuların önemi tüm ülkeye anlatılıyor.

          Tarımcılar olarak tozlayıcılara yardımcı olmak için her eylemde yerimizi almalı ve tozlayıcıların sağlıklı kalmasını sağlama da bir katkımız olmalıdır.

Acaba kamu kurum ve kuruluşları, basınımız, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, yani tüm paydaşlar taşın altına elini koysa, belirlenecek bir hafta boyunca, arılar, kuşlar, kelebekler ve yarasalar gibi tozlayıcıların önemi konusunda farkındalık yaratmak için etkinlikler düzenleseler, bizlerde yerimizi alsak olmaz mı?

  ***İnsanoğlu hala bu konuların henüz önemini yeterince kavrayamamıştır.

  Tozlaşma, bitkilerde meyve ve tohum bağlamanın ilk şartıdır. Tüm polinatörlerin önemli olduğu tartışılmazdır. Bunların içinde bal arısının özel bir önemi var ve işin özüne inildiğinde tozlaşma olayını gerçekleştirmek üzere özel yaratıldığı rahatça fark edilebilir.

***Çiçekli bitki ile arı birbirlerinin vazgeçilmezleridir. Arının en önemli ürünü ve insanlığa en büyük yararı, yaban ve kültür bitkilerinde tozlaşmayı sağlayarak bitkilerde dölleme olayını gerçekleştirip meyve ve tohum oluşumuna yardımcı olmasıdır.

****Dünya’da gıda maddelerinin %90’ı 82 bitki türünden elde edilir. Bu türlerden 63’ü (%77) arılar tarafından tozlaşmaya gereksinim duymaktadır. Özellikle 39 bitki türü (%48’i) için tozlaşmanın arılar tarafından yapılma zorunluluğu bulunmaktadır. Bundan dolayı, insan gıdasının 1/3’ü doğrudan veya dolaylı olarak tozlaşmaya ihtiyaç duyan bitkilerden üretilmektedir.

Ancak günümüzde aşırı, insektisit, akarisit ve kimyasal gübre kullanımı sonucu başta arılar olmak üzere tozlayıcılar büyük tahribat ve yok oluş ile karşı karşıyadırlar. Ayrıca arıya zararlı olan kimyasallar dolaylı yoldan insana zarar verir.

Bunlar, bitki nektar ve polenleri taşıyan tarlacı işçi arı ölümlerine sebep olduğu gibi,

İşçi arılarda hafıza kaybı,

Yön tespit edememe,

Besin kaynaklarından yararlanmama,

Hypopharyngeal bezlerde küçülme,

Kovanda ısıyı düzenleyememe,

Solunum ve kalp yetersizliğine,

Uçma yeteneğini kaybetmelerine,

Arının hırçınlaşmasına

Larva zehirlenmelerine sebep olmaktadır.

Bazı ilaçlar sinir sistemi, beyin ve mide hücrelerini dumura uğratır iken bazıları da enzim ve gen değişimine sebep olabilmektedir. 

Bu nedenle Neonicotinoid ve türevlerinin kullanımı çoğu ülkelerde yasaklanmıştır.

Daha da önemlisi bal arısı genomu diğer bazı böceklere göre bu insektisitlerin zehirlenme etkilerini tolere edecek yeterli gen enzimlerine sahip değillerdir. 

***Diğer tarafta tarımsal üretimde aşırı gübre kullanımı sonucunda üre, nitrat ve nitrit gibi azotlu maddeler sulara karışmaktadır.

Kirlenen bu su kaynaklarından bal arılarını olumsuz etkiler.

*****Bilim, sorunların bunlar olduğu gösteriyor. Bu sorunlar neden çözümlenemez?

  Anadolu'daki endemik bitki tür ve çeşit zenginliğidir. Bitki zenginliğinin oluşumunu bal arıları sağlamıştır. Ülkemizdeki bitki genetik zenginliğinden belki daha fazlası bal arısı genetik zenginliğinde mevcuttur. Çünkü arı ırklarının çoğu bu topraklardadır.

***Ayrıca Türkiye'de 3 bini endemik, 9 bin bitki türüne sahiptir. Avrupa'nın tamamında 2 bin 750'si endemik olmak üzere 12 bin bitki türü bulunmaktadır.

***Dolayısı ile bitki çeşitliğinin devamının sigortası arıdır.

***Bir coğrafyanın arısı yok olduğunda orada bitkilerin önemli kısmı da yok olur.

***Başka coğrafyalardan arılar getirilse bile bu yok oluş engellenemez.

          Damızlık materyal üretemediğimiz için ne yazık ki bu ırkların %80’i son 30 yılda genetik karışıma  maruz kalmış ve yok olma noktasına gelmiştir. 

Yasak olmasına rağmen yurt dışından kaçak yollardan ana arı girme durumu varsa önlenmelidir.

Bu sistemde sürdürülebilirlik yoktur ve yaklaşım sadece günü kurtarma üzerinedir. Sürdürülebilirlik adına duyarlılıkla birlikte planlama ve politikalar oluşturmamız her halde gereklidir.

*****İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ARILARIMIZ ETKİLEMEYE BAŞLADI, BUNUN FARKINDAMIYIZ? 

***İklim değişikliğinin hızı böcek dünyasını nasıl dengesizleştiriyor? 

Küresel ısınmanın hızı, böcek popülasyonlarını hareket etmeye ve uyum sağlamaya zorluyor ve bazı agresif türler gelişiyor. 

Pek çok bilim insanının bu yüzyılın sonuna kadar dünyanın yaklaşmasından hâlâ korktuğu 3,2°C'lik ısınmada (Cop26'daki vaatler telaşı, beklenen sıcaklık artışını 2.4°C'ye düşürmüş olsa da), tüm böcek türlerinin yarısı kaybedecek. 

***İklim krizi, yoksulluk, ırkçılık, toplumsal huzursuzluk, eşitsizlik, vahşi yaşamın ezilmesi gibi pek çok başka hastalıkla iç içe geçmiş durumdadır. Bu böcekleri nasıl vahşice tuzağa düşürdüğünü gözden kaçırmayı kolaylaştırıyor.

Tozlayıcılarımızın iklim değişikliğinin gıda güvenliği üzerindeki etkisini en aza indirmeye yardımcı olduğunu biliyor muydunuz?   

Dünyamızda örneğin, yaban mersini ve kiraz gibi bazı bitkilerin tozlaşması % 90 bal arılara bağımlıdır. Badem tamamen bal arılarına bağlıdır. Yalnızca biri bal üretir, o bal arısıdır. Ama dışarıda her türden başka arılar var ve hepsi bu çevresel hizmetleri ücretsiz sağlıyor.

Ücretsiz olmayan şey, sorunu çözmektir. Bu nedenle mühendislik ve teknoloji şirketleri potansiyel çözümler üzerinde çalışıyor.

  ***“Hepimize iklim değişikliğinin zararı az gibi geliyor. Bu çok hızlanacak. Bu aynı zamanda az bal demek olacaktır.

Arıcıların güçlü motivasyonları ve işbirlikçi tutumları sayesinde,  iklimsel olumsuz etkileri sınırlayabilen stratejiler benimsemeyi başarırlar. Ancak, arıcıların iklimsel stresler nedeniyle ortaya çıkan belirli sorunlarla başa çıkmalarına yardımcı olmak için arıcılık sektörüne yönelik kurumsal ve finansal desteğin güçlendirilmesi ve daha iyi hedeflenmesi gerekmektedir.

***Arılar çoğu ekosistemde birincil hayvan tozlaştırıcılarıdır ve bal arıları ( Apis melliferaL.), tozlaşma ekosistem hizmetleri ve ürünlerinin önemli sağlayıcılarıdır. İklim değişikliği bal arıları için en büyük tehditlerden biridir. 

Dünyada arıcılar, şiddetli hava olayları (kolonilerin zayıflaması veya kaybı, nektar, polen ve özsu kıtlığı, bal ve diğer arı ürünlerinin azalması veya yokluğu, varroa tarafından daha fazla istila, tozlaşmada düşüş) ile ilgili çeşitli sonuçlar bildiriyorlar. 

Acaba ülkemizde arıcılık sektörünün iklim değişikliğine karşı direncini güçlendirebilecek veya zayıflatabilecek faktörler nelerdir?

Acaba bu konuda arıcılık sektörünün güçlü, zayıf yönleri, fırsatları ve tehditleri nelerdir?

Acaba bitkilerle tozlayıcı ilişkileri bozuluyor mu? Bunun sonuçları ne olacak?

Aşırı yağış, kuraklık, su kaynaklarında azalma ve hastalık ve zararlılar konusu sorun olarak önümüzde duruyor. Arıların işi çok zordur.

Çiçeklenme mevsimleri daha erken ve daha kısa hale geldikçe, kötü hava koşulları bunları tetikleyince, üretimi vurmaya başladı.

  Şimdilik yavaş yavaş iklim değişikliği arıcılığımıza zarar verirken süreç daha hızlı yaşanacaktır. Bu daha az bal üretimi, döllenmede sorunlar demektir. 

Son 10 yılda iklim değişikliğinin arılar ve arıcılık üzerinde ne gibi etkilerini gözlemlediniz?

İklim değişikliği etkileri, azaltma stratejilerinin benimsenmesine veya arıcılık yönetimi uygulamalarında değişikliğe yol açtı mı?

Arıcılığın olumlu yönleri ve başlıca güçlükleri nelerdir?

Bölgelerin yerli arıları korunmalıdır. Gen havuzunun bozulmaması, yeni hastalıkların ortaya çıkmasını önlemek gibi nedenlerden,  bal arısı türlerinin ithalatına izin verilmemeye devam edilmelidir.

Küresel düşünmek zorundayız. İklim değişikliği nedeniyle çiçekler düzensiz açarken donlar ve kar yağışları daha fazla görülebilinir. Arıların yiyecek arama sürecini etkiler. Bu nedenle arıcı olmanın anlamı değişirken arıcılar daha büyük düşünmelidir.

***Şiddetli hava olayları nelere neden olur?

- Kolonilerin zayıflaması veya kaybı,

- Nektar, polen ve özsu eksikliği,

- Bal ve diğer arı ürünlerinin azalması veya eksikliği,

- Kromoforun daha fazla istilası,

- Tozlaşmanın azalması…

Bu konularda önlem alınmalıdır. 

Arıcılığın iklim değişikliğine karşı direncini artırabilecek veya zayıflatabilecek faktörleri gösteren Güçlü Yönler, Zayıf Yönler, Fırsatlar ve Tehditler (GZFT) analizlerine önem verilmelidir.

Küresel gıda tedarik zincirini korumaya, iklim değişikliğinin etkilerini engellemeye ve sürdürülebilirliği artırmaya hazır mıyız?

ARICILIK İLE TEKNOLOJİ KONUSU ÖNEM KAZANIYOR! 

Bugün kısa bilgiler vereceğim. İleride bu konuları açacağım. 

Kapsamlı uydu gözlemlerine dayanan modern ekosistem ve iklim modelleri bu değişiklikleri anlamamıza yardımcı olabilir mi?

***Arı kolonilerinin kaybı için yapay zekâdan yararlanmalıdır.

*** Bir arı kovanının içindeki koşulları izleyen bir "arı robotu" ile neler yapılır?

***Hassas arıcılık, dijital altyapılar sayesinde arıları korumayı, arıcıları desteklemeyi ve arılık üretimini optimize etmeyi amaçlayan, gelişmekte olan bir tarım alanıdır. 

***Arıcılığın dijitalleşmesi, arılarla ilgili verileri toplamak ve aktarmak için sensörler, Nesnelerin İnterneti (IoT), yapay zeka (AI) ne demektir?

*** Arı Kolonilerini Kurtarabilecek Tamamen Otonom, Yapay Zekayla Çalışan Bir Arı Kovanı nasıl olmalıdır? 

***Özerk kovan nasıl olmalı?

*** Kovan arılarını kurtarmak ve korumak için yapay zeka, (AI) makine öğrenimi ve hassas robotik kullanır. Modüler ticari yapay zeka destekli robotik arı kovanı ayrıca, tozlaşma kapasitesini ve bal üretimini artıran izleme ve akıllı teknoloji nasıl olmalıdır?

****Yapay Zeka, Nesnelerin İnterneti ve Büyük Veri Arıları Nasıl Kurtarabilir?

Teknoloji arıları nasıl kurtarabilir?

Arıları kurtarmak için teknoloji nasıl kullanılabilir?

Arıları korumak için dijital sistemler olabilir mi?

Artık akıllı tarım, Tarım 4.0 deyince, tarımın bütünü düşünülmelidir. O nedenle tüm tarım paydaşlarının bir bütüncül yaklaşımla, akıllı takım oyunu oynamasını bilmesi gerekiyor. Ancak her meslek grubu görev alanını bilmelidir. 

Bu gelişen teknolojileri kullanırken çok dikkatli olmak zorunluluğu vardır. Daha fazla araştırmalı, daha fazla okumalı ve daha fazla paylaşmalıyız. Profesyonel olanlarla çalışmalıyız. 

Ayrıca teknolojinin yıkıcı özelliği unutulmamalıdır.

SONUÇ;

*Bu konularda doğru ve güvenilir veri, bilgi ve bilgi birikimi çok önemlidir. Arıcılığın daha fazla konuşulması ve arıcılığın sevdirilmesi gereklidir.

*Ülkemizde arıcılıkta aynı sorunlar devam ederken, pandemide ve orman yangınlarında hazırlıksız olduğumuzu gördük. 

*Ülkemizde görülen ekonomik sorunlar arıcılığımızı olumsuz etkiledi. Girdi maliyetleri özellikle işletme sermayesi harcama kalemleri, akaryakıt fiyatları arttı. Artmaya devam edeceği görülüyor. 

*Uzun yıllar arıların, tozlayıcıların ve arıcıların sesini kimse duymadı. Orman yangınında bile bir ses gelmeden kimse bir şey yapmıyor. 

*Artık ilgili otorite, arıcılıkta konu bazında yapılanmalıdır. Bir birimde arıcılıkla ilgili tüm konular (Destekleme, örgütlenme, araştırma, hastalık, yetiştirme…) toplanmalıdır.   

*Arıcılık ne kadar önemli, ne kadar değer veriyoruz?

*Tarım gibi arıcılığı bir üvey evlat olarak görmemek gereklidir. 

*Artık arıcılık sadece bal olarak görülmemelidir.

*Dışarıda bal mı ithal edelim? Geçmiş dönemlerde ithal edildi. Ama polinatör, tozlayıcı ithal edilir mi? Başarı olmak kolay mı?

*Çoçukları arıları buluşturmak zorundayız. Arıcılara daha fazla akıllı destek verilmelidir. Destekleme için daha fazla bütçe ayrılmalıdır. Arıcıların sosyal sorunları çözülmelidir.

*Arıcılık tüm devletin, planlarında, programında yer almalıdır. Artık somut işler yapılmalıdır.

*Aslında arıcıkta sorunlar biliniyor, hem yazılıyor, hem söyleniyor. Bir türlü çözülemiyor. Eylemde ne yapıyoruz?

*İşsizlik, enflasyon, halkın alım gücü için arıcılık bir çözümdür. 

*Acaba yangından arıcıların tüm paydaşları gereken dersi çıkardımı? Bunlarda geçti dedik, unuttuk mu? Bu sorunlar için risk planları hazır mı?

*Arıcılarımız sayısı azalıyor, gençler ilgi göstermiyor. Daha kötüsü polinatörlerin ne olduğunu bilmiyor ve duyarlı değiliz.

*Taşın altına hepimizin koymamız gerektiğini bilmiyoruz.

*Enfaslayon nedeniyle alım gücünün daha düşeceği beklentisi var.  Arıcılarımız ne yapacak?

*Şunu unutmayalım arıcılık tarım sektörü içinde çok önemli bir sektördür.

*Artık arıcılığa bütüncül bakmalıyız. 

*İklim değişikliği, teknoloji konusunda uygulamada, eylemde neler yapıyoruz?

*Doğru güvenilir veri sorunu çözülmelidir. 

*Arı ve diğer polinatörler yaşam kaynağımızdır. 

*Arı ürünlerinde daha fazla katma değerli ürün, markalı ihracat yapmalıyız. 

*Arıcılar için acil bir paket açıklanmalıdır. Tarımsal desteklemeden 2021 yılında aldığı desteğin %75’ i hemen avans (ön ödeme gibi) verilmeli ve 2022 yılı sonunda mahsuplaşılmalıdır.  

**Arı ile bal ayrılmıştı (Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği ve Türkiye Bal Üreticileri Merkez Birliği..). Gerekli düzenleme ile arı ile bal buluşturulmalıdır. Böylece arıcıların tek bir sivil toplum kuruluşu olur. STK’ ların daha fazla politik güçü ve kuvvetli lobisi olmalıdır. İlgili otoritenin denetleme ve düzenleme görevi dışında tüm görevler birliklere verilmelidir.

**Arılar korunursa, tüm ekosistemler korunur.

  ***Arılar için herkes bir şeyler yapabilir.

****Ekmeğiniz tereyağlı ve ballı olsun…

 Tarımın sürdürülebilirliği için arı çok önemlidir.