Covid-19 karşısında tarım politikalarında halen istenildiği düzeyde bir desteği ziraat temsilcileri göremedi.

18 Mart tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkanı’ndaki önlemler arasında tarım sektörüne yer verilmediği gibi 25 Mart tarihli “Ekonomik Destek Paketi’nde de tarım sektörünün yer almadığını daha önce belirtmiştik.

Hali hazırda halen elle tutulur bir tarımsal önlem paketi ortada yok.

Tüm bu gelişmelere ek olarak Tarım Bakanlığı bünyesinde “COVID-19 Komisyonu” kurulduğunu kamuoyu ile paylaştı.

Komisyonun amacı kısaca:

-Salgına dair gelişmeleri takip etmek

-Tarımsal üretim ve gıda alanında öneriler ortaya koymak.

Tavsiye niteliğinde kararlar almak için komisyon 9 kişilik üyeden oluşuyor.

İki Kişi Bürokrat Olarak, Gıda ve Kontrol Genel Müdür Vekili ve Genel Müdür Yardımcısı,

Üç Kişilik Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi

Üç Kişilik Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi

Bir Kişi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi.

Komisyonda, Ziraat mühendislerine yer verilmemesi ise, bakanlığın konuları hangi çapta ele aldığı noktasında fikir sahibi olmamızı sağlıyor. Komisyonun tavsiye niteliğinde alacağı kararları merakla bekliyoruz.

Özellikle çiftçi için bu aylar; ekim dikim, gübreleme ve ilaçlama dönemleri.

Geçen günlerin telafisi söz konusu değil, doğanın takvimi tıkır tıkır işliyor.

Zamanında yapılmayan tüm bu tarımsal faaliyetler, bir yıllık ürün kaybına ve tüketicilerin de yeterli miktarda gıdaya ulaşamamasına neden oluşturarak gıda enflasyonunu tetikleyebilir!

Ayrıca tarımsal üretimde özellikle mevsimlik işçi ile yürütülen tarımsal faaliyetlerde gerekli tedbirlerde kapsamlı bir şekilde alınmazsa sıkıntının boyutu çok daha büyük olacaktır.

Çiftçinin tarımsal üretimden kopmasının önüne geçecek ek tedbirler aciliyetle hayata geçirilmeli.

Son yıllarda çiftçiler tarımsal üretimden koparken, son yirmi yılda 3,5 milyon hektar işlenebilir tarım arazisi ekilmedi.

Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) göre kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken günümüzde 2,1 milyona düşmüş ve yaklaşık 700 bin çiftçi tarımsal faaliyetlerden vazgeçmiş.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) küresel düzeyde tarımsal kalkınma için eylem planları hazırlamakta.

Avrupa Gıda Güvenliği Ajansı (EFSA) AB ülkeleri çiftçilerinin daha fazla desteklenmesi noktasında ek fonlar devreye sokma kararı aldı.

Bizim gibi hemen hemen tüm tarımsal kalemlerde ithalatın önünü açan ülkemizde ise henüz bir eylem planı yok.

Kim?

Nasıl?

Kaça?

Neden üretecek?

Paradoksuna düşmeden emekçiyi rahatlatmak lazım.

Fabrikanın şalterinin inmesiyle banttan ürün çıkmasına benzemez tarımsal faaliyetler.

Tarımda şalter inerse, şalteri kaldırmak için o toprağı işleyecek insan bulamazsınız.

20 yıldır kaybettiğimiz yaklaşık 1 milyon çiftçiyi tekrar üretime katarak köylünün tarımsal ve hayvansal üretimlerini destekleyerek tekrar cazip hale getirmeliyiz.

Aksi halde tanzim çadırlarda milletin derdine deva olmaz!

Kim bilir belki de, gücümüzün farkına varıp,

Her Şerde Bir Hayır Vardır! Diyerek:

Eski Türkiye’nin üreten gücü olan tarıma tekrar hayat veririz.